apnapan | jikook

8

Medyadaki şarkıyı lütfen benim bölüm arasında, açın dediğim yerde açın. Ki o sırada olan olayı ruhunuzda ve kalbinizde hissedebilin.

Güneş ışıklarının yüzüne vurmasıyla beraber hafifçe gerinerek gözlerini ovuşturmaya başladı. Uykusundan daha ayılamamışken duyduğu mesaj sesiyle oda arkadaşlarını uyandırmamak için hızlı bir hamleyle telefonunu eline almasını sağladı. Yarı baygın gözleriyle ekranı açarak gelen mesaja tıkladı. Mesajı okuması ve yatakta ani bir şekilde doğrulması aynı esnada gerçekleşmişti. Ortalığın birkaç gündür sessiz olması sebebiyle bu olayın kapandığını düşünmesiyle şuan ekranda duran mesaj tamamen birbirinden farklıydı. Gözlerini ovuşturarak doğru idrak ettiğinden emin olmak adına mesajı tekrar okudu.

Dong Hyun

Jimin, merhaba. Birkaç gündür hiç görüşemedik. Son kahve içişimizde hızlıca yanımdan ayrıldığın için fazla sohbet de edemedik. Mümkünse seni bu akşam bir randevuya çıkarmak istiyorum, akşam yemeği gibi?

Başından kaynar sular akmasıyla aklını yitirecek gibi oldu. Tüm bu durumun bittiğini umarak ses çıkmayan birkaç günün ardından bunu kesinlikle beklemiyordu. Karşısındaki kişinin bunu istemediğini anlaması için yeterince açık davrandığını düşünüyordu. Kalbi tamamiyle Jungkook'a aitken bir başkasıyla randevuya çıkmak kesinlikle normal bir şey değildi onun için. Eğer düet yapıyor olmasalar kahve içmeye bile gitmezdi. Bu durumda ne yapacağını bilmiyordu. Nazik bir dille rica ederse herhangi bir sorun oluşmayacağını umarak telefonunu tekrar eline aldı.

Jimin

Merhaba hyung. Bu sıralar fazla çalışıyoruz ve vaktimiz kalmıyor. Kalan vaktimi arkadaşlarımla geçirmek istiyorum.

Derin bir nefes alarak işlerin bulunduğu kötü konumdan daha kötü bir konuma ilerlememesini umdu. Birkaç dakika geçmemişti ki cevap anında geldi.

Dong Hyun

İtiraz kabul etmiyorum Jimin. Senin gibi biriyle yemek yemekten mutlu olurum. Seninde öyle olacağını biliyorum. Akşam seni yurttan almak için geleceğim.

Jimin

İstemiyorum hyung. Teşekkürler. Israr etmeyin.

Dong Hyun

Gelmek için sana sormadım Jimin. Akşam oradayım.

Sinirle telefonu yatağın ucuna fırlatarak derin derin solumaya başladı. Gereksiz uzayan bu iş, projelerine de yansıyacak gibi duruyordu ve Jimin bunu kesinlikle istemiyordu. Bir an önce arkadaşlarıyla konuşarak orta yol bulmayı umdu. Henüz uyanmayan çocukları uyandırmadan odadan ayrılarak banyoya girip elini yüzünü yıkadı. Soğuk suyun suratına çarpması onu rahatlatmıştı. Hem kafasını dağıtmak hem de arkadaşlarını mutlu etmek adına mutfağa yönelerek kahvaltıyı hazırlamaya başladı.

Masayı kurmaya başladığı sırada çocukların odadan sesleri geldiğinde uyandıklarını anladı.

''Kahvaltı hazırladım. Çabuk uyanın ve gelin.'' İçeriye doğru seslenerek tabakları masaya bıraktı.

Teker teker mutfağa gelen çocuklar masayı gördüklerinde mutlu olarak Jimin'e sarılmak için üstüne atladılar. Birbirleriyle geçirdikleri her an mutlu ve keyifli geçiyordu. Her ne kadar güzel bir kahvaltı olacağını umsa da, açacağı konu bunu engelleyecekti.

''Dong Hyun beni akşam yemeğine davet etti ve ben reddettim. Kabul etmedi ve akşam buraya geleceğini söyledi. İstemiyorum dediğimdeyse sormadım diyerek cevapladı.''