14

2.1K 137 66
                                    

Jimin

Kimsiniz? 

+82928xxxxx
Ah, hadi ama Jimin. Bu kadar zor değil bulmak.

Jimin

Size kimsiniz diyorum.

+82928xxxxx
Dong Hyun'unu ne ara unuttun Jimin-ah?

Jimin

Yine mi sen? Ne istiyorsun benden?

+82928xxxxx

Eminim ki isteyeceğim şeyi yapmak zorundasın Jimin.

Jimin

Ne istiyorsun dedim?

+82928xxxxx

Çok haşinsin Jimin-ssi. Beni delirtiyorsun.

Jimin

Engelleyeceğim seni.

+82928xxxxx

Bu hiçbir işe yaramaz. Sadece bekle. Zamanı geldiğinde her şeyi öğreneceksin zaten. Eğer fotoğrafın yayılmasını istemiyorsan dediklerimi yapacaksın.

Jimin

Defol git!

Jimin gelen mesaj sonrasında tamamen sinirlenmiş bir şekilde saatlerini yatakta oturarak geçirdi. Dong Hyun'dan tam anlamıyla kurtulduğunu sanarken bir anda ortalığa çıkıvermişti işte. Hissettiği öfke damarlarında hızlıca akıp giderken derin nefesleri odayı dolduruyordu. Arkadaşlarını bunun için gecenin bir vaktinde uyandırmalı mıydı bilmiyordu. Kendini ciddi anlamda çaresiz hissediyordu ve yine başlarına iş açtığını düşünüyordu. İçinden tüm her şeye küfrederken tek yapabildiği şey fikirlerinin zihnini esir almasına izin vermekti.

Güneş ışığı odaya dalarken hiç uyumadığını ve pratiklerini yapacaklarını aklına getirerek uyumaya çalışsa da arkadaşlarının bu durumu duyduğunda pratiğin erteleneceğini iyi biliyordu. Sürekli arkadaşlarını zor durumda bıraktığını düşünüp kendini hırpalıyordu. Uykuya dalmadan önce hatırladığı tek şey yatağında minicik kıvrılarak cenin pozisyonunda yatarken gözyaşlarının yastığına akıp gitmesiydi.

Sabaha karşı uyuduğu için arkadaşları onu kahvaltı için uyandırmaya geldiğinde gözlerini zar zor açarak banyoya gitti ve bu gibi suyu suratına çarparak titremesini sağladı. İçindeki öfke dinmek yerine artarken buz gibi su bile yüreğini soğutmuyordu. Savsak adımlarla mutfağa ulaştığında arkadaşları her şeyden habersiz bir şekilde gülüşüyorlardı. Onlara buruk bir gülümseme ile baktı. Birazdan anlatacakları yüzünden o çok sevdiği gülüşlerinin silinecek olmasını kötü hissettiriyordu. Farkına varmadan gözlerinden akan bir damla yaşı eliyle sildiği sırada arkadaşlarının bakışlarını onu bulmuştu.

"Jimin? Ne oldu, iyi misin?" 

Taehyung hızlı bir şekilde ayağa kalkıp arkadaşının yanına ulaşırken diğerleri de hızla yerlerinden kalktı. Jimin ise içinde daha fazla tutamadığı gözyaşlarını Taehyung'a sarılıp dostunun omzuna döktü. Ağlaması gittikçe artarken kimse ne olduğunu anlamıyordu.
Jungkook en son onu uyumadan hemen önce görmüş, son derece mutlu bir şekilde vakit geçirmişlerdi. Sabaha kadar ne olmuş olabilirdi de Jimin şuan ağlıyor olabilirdi merak ediyordu.
Jimin'in ağlamaları yavaşlarken Taehyung sırtıyla omzunda ağlayan bedenin sırtını sıvalıyordu. Jimin'in gözlerinden akan her damla hepsinin kalbine birer hançer bahşediyordu.

apnapan | jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin