apnapan | jikook

10

Pratiklerle günlerini doldurdukları, klip çekimini tamamladıkları günler geride kalmış ve şarkının çıkmasına 1 gün kalmıştı. Bu süreçte minimum düzeyde uyumak ve maksimum düzeyde çalışmaya adamışlardı kendilerini. Mükemmeliyetçi ruhları her şeyi en ince detayına kadar düşünüp planladıklarından, bedenlerine ek olarak ruhları da yorgundu. Ellerinden gelen en üst düzey çalışmayla bu işi yapıyorlardı ve bu azımsanacak bir şey değildi. Zorluklar, sıkıntılar ve büyük buhranlar geçirerek geldikleri bu konum onların ne kadar yol kat ettiğini gözler önüne seriyordu. Sanat sunmak, insanların ruhlarına dokunabilmek kendilerini iyi hissettiriyor ve azimlerine azim katıyordu.Kendilerinden usta sanatçılardan duydukları aşağılanmaları bile saygıyla karşılayarak karakterlerini ortaya koymuşlardı. Yeri gelmiş önlerine engeller konulmuş, yeri geldiğindeyse geri plana atılmaya çalışılmışlardı. Yılmaya niyetlendikleri her an omuzlarında arkadaşlarının elini hissetmesinin verdiği güç ile başarmışlardı bunları. Geriye dönüp baktıklarında gözlerinin dolmasını engellemek için çaba göstermiyorlardı. Artık sadece sanat üretmeye odaklılardı.

İlk şarkıları çıktığı zaman gözlerinin önüne geliyordu ister istemez. Bu işlerde yeni olmanın getirdiği stres zihinlerini ele geçirmişti. Daha önce tatmadıkları bu tecrübeleri yaşarken hayatlarında hiç olmadıkları kadar stresli olduklarını biliyorlardı. Yarışma için seçilmek bile kendileri için büyük bir başarıyken ilk çıkaracakları şarkının önemini tarif edemezlerdi. Yarışma için seçildikleri an itibarı ile girdikleri sıkı çalışmalar sonucunda kısa süre içerisinde çıkış teklisi ve beraberinde albümlerini yayınlamışlardı. İnsanlardan gelecek olan eleştirileri o kadar ciddiye alıyorlardı ki eğer Bang Si uyarmasa o stres içerisinde boğulup gidecekleri aşikardı. Zamanla alıştıkları bu ortamı sevmeye ve benimsemeye başlamışlardı. Şirket onları her durumda çalışmaya itiyordu ve bu durum bazen canlarını sıksa da sanat icra etme fikri her zaman daha ağır basıyordu.

"Şu 1 haftanın nasıl geçtiğini anlamıyorum. Neredeyse abartısız bir şekilde durmadan çalıştık. Çok iyi bir iş çıktı ortaya ha, ne dersiniz?" Çalışmaktan aç kalan midelerini doyururken konuşmuştu Hoesok.

"Kareografinin beni zorladığını söylemeliyim. Ama gerçekten çok iyi bir iş çıkardık."

"Kendine haksızlık etme Jin hyung. Dansla alakan olmazken şuan sektördeki çoğu kişiden iyisin." Çatalını Jin'e doğru uzatmıştı. Kendisine haksızlık etmesini istemiyordu.

"Çıkışımızdan önce de bir dans grubunda var olduğunu unutma. Şuan sektörde dans eden herkesten daha iyi yapıyorsun bu işi. İtiraz etmene müsaade etmem çünkü büyük ihtimalle herkes benim gibi düşünüyor." Jin cevap bekler gibi bakışlarını arkadaşlarına çevirdi.

"Kesinlikle hyunga katılıyorum. Grup olduğumuzda ne dediğimi hatırlıyorsunuz. Ben lider olabilirim ama hepimizin ayrı liderlikleri de var. Grupta dansın lideri de sensin Hoseok."

Jin'in sözlerinin peşine gelen Namjoon'un sözleri Hoseok'un utanmasına ve elleriyle yüzünü kapatmasına sebep olmuştu. Bu konuda kendini geri çekemezdi çünkü dans konusunda yetenekli olduğunun farkındaydı. Çıkış öncesi arkadaşları ile kurduğu küçük çaplı grupta sokaklarda dans ederlerdi ve her zaman daha iyi bir dansçı olmayı dilerdi. Şimdi ise kendini birçok yönden geliştirdiğini hissediyor ve kendiyle gurur duyuyordu. Her zaman öğrenmeye aç bir kişiliği olduğu için çok düzenli bir şekilde çalışarak alabileceği tüm bilgileri dansına yansıtmaya çalışırdı. Dans etmek ruhunu arındırıyordu ve ölene kadar dans etmekten sıkılmayacağından emindi.

"Sizler olmasaydınız belki kendime olan güvenimi bu kadar diri tutamazdım. Evet, iyi dans ettiğimi sizle tanışmadan önce de düşünüyordum fakat resmi anlamda bir grupta dans etmek beni başta tedirgin etmişti. Bendeki ışığı gördüğünüzü söylediğinizde ne kadar mutlu hissettiğimi tarif edemem. Dansa mükemmeliyetçi olarak yaklaştığım için belki de bu kadar iyi görüyorsunuzdur beni." Gülümseyerek arkadaşlarına öpücük attı çünkü ortamın birazdan duygu seline dönüşeceğini çok iyi biliyordu. En azından şuan duygu selinin zamanı olmadığını düşünerek ortamı dağıtmak istemişti.