3

3K 237 123
                                    

Güneşin odaya verdiği sıcaklık ve ışığın etkisiyle Jimin gözlerini ovuşturmaya başladı. Yavaşça yerinde doğrulup gözlerini açtığında çocuklardan bazıları çoktan uyanmış ve yataklarını düzeltmişlerdi. Odada Jimin ile hala uyuyan Yoongi ve Jungkook'tan başka kimse yoktu. Gözlerini sevdiği çocuğa çevirdi. Güneş yüzüne geliyordu ve suratı gördüğü en parlak şeydi. Adeta parlıyordu. Jimin çok aşıktı. 3 aydır her gün Jungkook ile beraberdi. Onunla yan yana olmak ve hislerini açığa dökememek Jimin için çok zordu. 

Ellerini yavaşça Jungkook'un yumuşak saçlarına değdirdi. Ses yapmadan üzerine doğru eğilip saçlarını kokladı. Mükemmel kokuyordu. Bir gün bu saçlarla gerçekten istediği gibi oynayabilir miydi? Ya da Jungkook artık bir tepki verir miydi? Her türlü ilgisini belli etmişti fakat geri yanıt almamıştı. Jungkook ne hayır diyordu ne de evet. İlla ona hislerini açması mı gerekiyordu? Yeterince belli etmiyor muydu kör kütük aşık olduğunu?

Dolan gözlerini elinin tersiyle silerek odanın çıkışına doğru ilerlediği sırada bir ses onu durdurdu.

''Ona onu sevdiğini ne zaman söyleyeceksin?'' Yoongi uyumuyor muydu? İşte tam anlamıyla yakalanmıştı.

''Ne diyorsun hyung?''    Jimin Jungkook uyanmasın diye çok sessiz konuşuyordu.

''Anlamadığımızı mı sanıyordun Jimin. Sadece zaman vermelisin, daha her şey için çok erken. Hepimiz sevginin farkındayız. Emini ki oda aynı şekilde anlıyordur. Lakin bu işler kolay değildir. Erkeklerden hoşlanıp hoşlanmadığını bilmiyor olabilir. Korkuyor olabilir ki bu çok doğal. Onu ne kadar çok koruduğunu ve önemsediğini biliyorum. Sadece zaman ver. Pes etme ama hızlı da davranma. Sana hyung tavsiyesi.''

Yoongi Jimin'in kolunu ona güç vermek istercesine tuttuktan sonra gülüseyerek yanından ayrıldı. Yoongi haklıydı. Belki de korkuyordu. Zaman bu işi çözecekti. Yoongi'nin sözleri üzerine dolan gözlerini silerek odadan çıktı.

Jungkook odada kimsenin kalmadığından emin olunca yatağına doğruldu. Tüm her şeyi duymuştu. Jimin itiraf etmemişti ve sevgisini hareketleriyle belli ediyordu zaten. Fakat diğerlerinin de anlamış olması onu utandırmıştı. Jimin'den hoşlanıyor muydu bilmiyordu. Onu düşünüyordu, önemsiyordu da. Fakat seviyor muydu? Jimin onu çok koruyordu. Yemek yerken bile Jungkook'un tabağını dolduruyordu. Pratiklerde sürekli onunla ilgileniyordu. Sürekli yanında oluyordu, sürekli övüyordu. Yapmak istediği şeyler sorulduğunda hep Jungkook ile yapmaktan bahsediyordu. Jungkook yüzüne yerleşen gülümsemeyi farkettiğinde duraksadı. Evet ilgisi hoşuna gitmişti. Ama fazlası? Bunu bilmiyordu ve şirketten atılmak da istemiyordu...

#

İlk kez bu kadar büyük bir yerde sahne alacaklardı  bu yüzden hepsi de çok heyecanlıydı. Bu kareografiye çok çalışmışlardı ve ellerinden gelen en iyi şekilde performanslarını sergileyeceklerdi. Jimin Jungkook'un kıyafetini düzeltmek için yanına gitmişti. Hafifçe ona yaklaştığında kalp atışlarının hızlandığını farketti. Hızlıca Jungkook'un yakasını düzeltip geri çekildi. Kulaklarının kızardığından emindi. Kafasını kaldırdığında gözleri Tae ile buluştu. Tae Jimin'e gülümseyerek göz kırptı. İşte Jimin iyice utanmıştı. Hafifçe gülümsedi ve başını yere eğdi.

Çocukların hepsi birbiriyle çok samimiydi. Sarıldıkları da oluyordu, el ele tutuştukları da. Jimin her Jungkook ile olan temasında çok heyecanlanıyor ve belli etmemeye çalışıyordu. Kamera arkası görüntü hazırlamak için görevliler kayıttalardı. Sitelerinde bunlar paylaşılıyordu ve şirket onlardan kendileri gibi davranmalarını istiyordu. Tabii her şeyin sınırı vardı.

Sahneye çıkmalarına 5 dakika kala hepsi çok stresliydi. Jungkook ile Tae sohbet ediyordu. Jimin de aynada saçlarını düzelttikten sonra yanlarına ilerledi. Yavaşça Jungkook'a yaklaşıp kollarını boynuna dolayarak onu öpecekmiş gibi yaptı. Böyle şakalaşmaları hep yaparlardı. Fakat bu farklı olacaktı ve Jimin bundan habersizdi. 

apnapan | jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin