22

1.4K 95 40
                                    

"Jungkook'a gitsem mi? Durun bir dakika sormalıyım."

Taehyung, gece yarısına doğru tek başına açtığı v-live yayınında yanına birini almak istemişti. Konser için geldikleri Osaka'da etrafı gezmek adına 2 gece kalmaya karar vermişlerdi. Turun son ayağının Osaka oluşu da buna kolaylık getiriyordu elbette. Yarın akşam çıkacakları konser için çocuklar dinlenirken, Taehyung hayranlarla iletişim kurmanın hem sıkıntısını gidereceğini hem de dinlendireceğini düşündüğü için yayın açmıştı. Her zaman için hayranlarla bir şekilde iletişim halinde olmanın kendisini ruhen dinlendirdiğini düşünüyordu. Eğer bu kadar yolu aşabilmişse ve şuan için ayakta duruyorsa ve kariyerinde bu noktadaysa bunu tamamiyle hayranlarına bağlıyordu. Eğer onların sevgisi olmasaydı bu konumda bu kadar dik durabilir miydi, emin değildi. Taehyung sevmeyi ve sevilmeyi seviyordu. Hayranlarının kendisine olan sevgisine karşılık aynı, belki de daha fazla bir sevgiyle onlara bağlıydı. Hayran buluşmalarında onlarla yüz yüze olmaktan çok keyif alıyordu. Onların kendisi hakkındaki naif düşüncelerini her duyduğunda içindeki sevgi patlaması açığa çıkıyordu. Elinden gelebilseydi Dünya üzerindeki her hayranı ile tek tek görüşmek isterdi. 

Yayına tek başına başlasa da diğerlerinden birinin yanına gitmek istemişti. Jungkook'u seçmesiyle ona mesaj atmıştı. Lâkin yanıt beklemeden soluğu Jungkook'un odasının önünde almıştı.

"Jungkook-ah!" 

Kapıyı peş peşe çalarken, bir yandan sesleniyordu. Jungkook ile yayın yapmayı her zaman için seviyordu. Küçük olanın enerjisi her daim ortamı güzel kılıyordu.

"Kimsin?" Jungkook geçen süre sonunda cevap verdiğinde Taehyung kapıya biraz daha yaklaştı.

"V. Yayındayım."

Taehyung dışarıda kapının açılmasını beklerken, Jungkook içeride ufak çaplı bir panik halindeydi. Çünkü odada Jungkook yalnız değildi elbette.

"Hyung çıplağım, bekle."

Jungkook kapının arkasından seslendiğinde hızla üstüne bir şeyler geçirmeye çalıştı. Acele ettiği için elinin birbirine dolanması şuan için oldukça sinir bozucuydu. Jungkook'un kapıyı açmasıyla, Taehyung 'içeride olanları biliyorum' bakışını atmaya başlamıştı. Bunu yapmayı seviyordu. Jungkook'un açtığı kapı sonrası içeriye girerken, müzik sesi kulağını doldurmuştu. Jungkook giyinik olmadığı halde odada müzik açıktı. Müziğin Lana Del Rey'in, sözleri yeterince net olan Body Electric şarkısı olması dışında bir sorun yoktu elbette. Pekâlâ.

"Bu müzik de ne?"

"Bilmiyorum, bekle."

Taehyung Jungkook'un panikleyerek saçmalamasına gülmemek için kendini zor tutuyordu. Cevap beklemeden gelmekte hata ettiğini o an farketse de ortalıkta görünür bir şey yoktu. Jungkook giydiği kıyafetin kuşağını bağlarken, Taehyung sesin kaynağına doğru ilerledi.

"Dur sesini kısayım."

"Bununla kontrol edebiliyor musun?"

"Evet hyung, bluethoot ile."

Jungkook telefonu alarak ortamdaki müziği keserken Taehyung kamerayı Jungkook'a çevirmişti. Şuan için ortam komik bir şekilde gergindi. Taehyung rahat davranmaya çalışıyordu, ki ortalıkta göze batacak bir şey olmadığı için kimse bir şey anlamayacaktı elbette. Ya da o öyle sanıyordu. Odada bulunan Jimin'e ait kazak ve ayakkabı dışında tabii.Jungkook kameraya gelerek saçlarını karıştırdı. Zaten dağınık olan saçları biraz daha havalanırken tedirgin görünüyordu. Jungkook anlık duygularını çok iyi saklayamıyordu. Bu en çok ilişkisinde böyleydi. Özellikle Jimin'i kıskandığı anlarda kesinlikle dışarıdan farkedildiğinden emindi. Kendini her ne kadar zorlasa da, elinde olan bir şey değildi. Eskiden duygularını açığa bile vuramazken, şimdi anlaşılmasın diye saklamaya çalışıyordu. Jungkook gerçekten de büyürken değişmişti.Taehyung kendini yatağa attığı sırada banyo kapısı açılmıştı. Eh tabiki Jimin banyoya saklanmıştı.

apnapan | jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin