10. bölüm

370 35 19
                                    

2 HAFTA SONRA...

Ömer'den...
"Evet Ömer. Muayenenin sonucu tam tahmin ettiğim gibi." dedi Sinan Bey çantasını toplarken. Aile hekimimizdi. Ve bize gerçekten çok yakındı.

Annem oturduğu yerden kalkarak "Nasıl yani? Bir daha yürüyemeyecek mi?" dedi gözleri dolmuş bir şekilde.
Sinan Bey anneme teselli veren bakışlarını yollarken bana dönerek; "Bak Ömer seni anlıyorum, ama kendini bırakmaman lazım. Biraz çaba göster. Eğer sana verdiğim egzersizleri yapsaydın..." sözünü bölen hiddetle çıkan sesim oldu.

"Yapsaydım.. Yürüyebilirdim. Ama yapmadım. Çünkü yürümek istemiyorum."
Annem kalkıp yanıma gelirken hem ağlıyor hemde kolumdan tutarak "Ömer yeter artık! Her zaman aynı şeyleri söylüyorsun. Geçmişinde takılı kalamazsın. Bir önüne bak!"

Hiç kimse anlamıyordu beni. Annem bile.. Oturduğum yerden koltuk değnekleri yardımıyla sandalyeye geçtim ve anneme "Ben önüme baktığımda birşey göremiyorum anne." diyerek odadan çıktım.

Ağlıyordu.. Onu üzmek istemiyordum. Ama olmuyordu. En iyisi buradan uzaklaşmaktı.
Evime gitmeliydim. Uzun zamandır gitmemiştim zaten.
Kazadan sonra yanlız kalmama izin vermeyip eve yanlarına çağırmışlardı. Halbuki ben evimde rahattım.

Tabi onlarda haklılardi. Ayaklarımın kontrolünü kaybettikten sonra çoğu şeyi tek yapamiyordum. Ama artık alışmış sayılırdım. Odamı alt kata alıp, üst katı kullanmasamda olurdu.

Evden hızlıca ayrıldım ve şoförün yanına giderek arabaya bindim. Şoföre komut vererek uzaklaştım evden. Annem " Ömer." diye arkamdan gelsede yetişememişti. Burada zaten zorla kalıyordum. Hele babamın bana karşı olan olumsuz tepkileri.. Evime gitme isteğimi tetikleyen sebeplerden biride buydu.
Ayrı bir eve de önceden bu sebeple çıkmıştım zaten...

Eve geldiğimde ilk uğradığım yer garaj olmuştu. Arabamı çok özlemiştim. Her erkeğin arabasına olan bağlılığı bende de vardı. Ilk başlarda süremeyecek olmam koymuştu. O yüzden otomatik bir araba almayı teklif etmişlerdi. Ama ben reddetmiştim. Benim bir tane arabam vardı oda buydu. Bundan başkasını süremezdim..

Eve girdiğimde kullanılmamazlıktan tozlanmış bir ev bekliyordum fakat gayet temiz bir evle karşılaştım. Sanırım annemdeki temizlik hastalığı buraya da sirayet etmiş, burayı da temizletmişti.

Odamı alt kata aldırmayı söylemiştim. Gerek olmadığını zaten orda kaldığmi söyleyince ısrar etmemiştim.
Belki de sonradan ayarlatmiştır umuduyla alt katta ki spor için kullandığım odaya doğru ilerledim.

Nitekim yanılmamıştım da. Odamdaki eşyaların hepsi nerdeyse buradaydı ve aynı biçimde dizilmişti. Oda biraz geniş olduğundan spor aletlerinin hepsini çıkarmak zorunda kalmamışlar, çoğunu odanın bir tarafına dizmişlerdi.

Annem ya. Onu üzdüğüm için gerçekten pişman olmuyor değildim. Fakat biraz beni anlaması gerekiyordu onunda..

Odamı bir kolaçan ettim. Çalışma masam, defterlerim, herşey tam takır buradaydı. Bir kaç defterimi alıp, baştan sona şöyle bir göz gezdirdim. Geçmişim, umutlarım, hayallerim, hepsi kırılmışlıklarını kabullenmiş bir şekilde bunlarda duruyorlardı.

Sayfaları karıştırırken birinde durdum.
"Bir kere baktım ya gözlerine,
Tutsağın oldu kalbim.
Bir dokun bak yüreğime,
Sende kaybolmuş benliğim..."

Sayfanın son kısmını okudum ve bir gözyaşı düştü okuduğum satırlara.

Kaybettiğim şeyleri simgeleyen bir gözyaşı...

Yıllar Sonra ILK ADIMIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin