6. bölüm "part 2"

419 58 11
                                    

Neyi diyecektim ki telefonumun sesiyle irkildim. Ve hemen çantamdan çıkardım.
Annem arıyordu. O zaman saatin ne kadar geciktiğini anlamıştım.

Hemen ani bir reflexle ayağa kalktım ve telefonu cevapladım.

"Efendim anne."

"Kızım saat kaç?"

"Hemen geliyorum."

"Iyi edersin."

"Hadi görüşürüz." diye telefonu kapatıp bizimkilere dönerek;

"Arkadaşlar! Üzgünüm gitmem gerekiyor." dedim.
Eymen her zaman ki gibi;
"Ben seni bırakayım. Madem acelen var." diye kalkmak için harekete geçince;

"Yok sağol. Hem ben başka bir yere de uğrayacağım." diye reddettim.

Çoğu zaman bu teklifi yapıyorlardı. Ama ben mahcup oluyordum. Bunu onlara belli etmemek için küçük bahanelerle reddediyordum.

Hemen çantamı alıp ısrar bile etmesine fırsat vermeden;
"Hadi ben kaçtım. Görüşürüz." diyerek yanlarından ayrıldım.

Hızlı adımlarla durağa geldim. Otobüs kısa bir süre içinde gelmişti Allah'tan. Eve geldikten sonra çok yorgun olduğumun bilincine vardım. Hemen yemek hazırladık, yedik derken ben aceleyle odama çıkıp bir duş alıp, kendimi yatağıma rüyalarımın ve uykumun  kollarına bıraktım...

~      ~      ~     ~     ~      ~       ~

Sabah Hilye'nin telefonla konuşmasına uyandım.
"Boşversene havalı şey! Zengin züppesi!"

Telefonu komodinin üzerine koymuş, haporlöre vermişti. Aynaya bakıp saçlarını yaparken bir yandan arkadaşıyla konuşuyordu.

Yorganı kafamdan iyice indirip, konuşmasına kulak kesildim. Arkadaşı;
"Ben boşveriyorum canım da asıl senin boşvermen gerekiyor. Tabi bu mümkünse."deyince topladığı saçlarına tokasını tutturarak telefonu eline aldı, ve;
"Mümkün olacak! Olmak zorunda." dedi sinirli bir ses tonuyla.

Sonra bana doğru döndü. Hafif bir panikle telefonunun haporlerini kapattı ve kulağına götürdü.
"Gökçe ben hazırlandım. Okulda konuşuruz tamam mı?" dedi ve telefonu kapattı.

Yüzüme endişeli bakışlarını gezdirerek bakıyordu. Hafifçe doğruldum ve yastığıma sarılarak oturur vaziyeti aldım. Tek kaşımı kaldırarak;
"Havalı zengin züppesi."

Bütün hecelerin üstüne bastırarak söyledim. Bakışlarını benden kaçırırken;
"Kim miş bakalım bu kişi?" diye ilk sorumu sordum.

Daha önce de bu konuya değinmiştim sanırım. Evet meraklı biriyim ben. Hem de oldukça çok.

Çantasını yatağın üzerinden alarak ön gözüne ağır ağır yavaş hareketlerle telefonunu koydu. Yüzü asık bir şekilde gözlerini devirerek;
"Önemsiz. Boşver." dedi.

Biliyordum söylemeyeceğini. Hilye bu, tabi ki de söylemezdi. Çantasını koluna takıp yavaş adımlarla kapıya yöneldi.

Sonra tekrar bana dönerek;
"Annem ve babam çıktı. Haberin olsun. Mutfakta kahvaltı da hazır. Yiyeceksen tabi." deyince panikle yataktan fırladım.

Etrafima bakarak saati aradım.
"Saat kaç ki?" dedim bulamayınca.
"Korkma korkma. Daha saat 6 anca oldu." deyip kolunda ki saate baktı ve "Yok 6'yı çeyrek geçiyormuş. Yani sen geç kalmadın, biz erkenciyiz." dedi gülerek ve odadan çıktı.

Yıllar Sonra ILK ADIMIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin