Şirket....
Feride ve hülya hanım bir yorgunluk kahvesi için Hülya Hanım'ın odasına geçtiler. Feride Hanım , Hülya Hanımın gelini olmasına rağmen aralarında ciddi bir resmiyet hakimdi şirket ortamında.
Hülya Hanım kahveler geldikten sonra gelininin dalgın suratına bakarak;
"Ömer'i mi düşünüyorsun?"
"Evet anne. Alışır mi dersin? Bir ay geçmesine rağmen hâlâ gelmek istemediğini görüyorum."
"Alışır. Zaman vermek lazım ona da. Hele bir yardımcı asistan bulalım, işleri hafifler. Karşısına bir kız çıksa Gonca yı unutur belki. Böylece daha çabuk toparlanır."
"Bilmiyorum anne. Bir ay içerisinde karşısına çıkan hiçbir kıza yüz vermedi. Bırak onu bakmadı bile."
"Ha iyi hatırlattın. Bir kız dün başvurmuş, bugün gelecekti. Belki o kız ümidimiz olur ne dersin?"
"Kızı önceden görüp öyle gönderelim Ömer'e. Ben zaten Sinem'i tenbihledim. Geçen sefer ki gibi bir sorun çıksın istemeyiz."
Konuşmaları kapinın tıklatılmasıyla bölündü. Sekreterlerden biri telaşlı bir şekilde;
"Efendim. Bir problem var bakar mısınız?" deyince ikisi de kalkıp sekreterin peşinden gittiler...Zeynep'den....
Çok heyecanlıyım nedense bugün. Ilk başvurumu yapacağım. Daha doğrusu ilk görüşme. Herşeyin yolunda gitmesini istiyorum. Ne olur bir aksilik çıkmasın. Içimden dualar ederek üstüme kemerli beyaz bluzumu ve altıma taba rengi pantolonumu giydim saçlarıma fön çektim ve düz bıraktım. Evet hazırlandıktan sonra da hemen aceleyle evden çıktım. Acil yetişmem gerektiği için taksiyle gitmek zorunda kaldım. Bir taksi çevirerek "Yıldırım Holding'e lütfen " dedim. Yol boyunca önümdekiazırladığım dosyalara baktım. Böylece yolculuk birazda olsa çabuk geçti. Ücreti ödeyerek taksiden indim.
Holding adı üstünde holdingdi gerçekten. Binanın kapısında durup baştan aşağı göz gezdirerek derin bir nefes alıp verdim ve dönen kapıdan içeri girdim.
Danışmaya doğru yavaş adımlarla gelerek masaya bir elimi yasladim ve danışmada duran kıza;
"Iyi günler. Ben.. Dün akşam aramıştım.. Yani asistanlık için başvurmuştum.." kız beni dikkatli bir şekilde dinledikten sonra güler yüzle;
"Isminiz neydi efendim?" dedi.
Tabi ya aptallık bende. Kimbilir dün akşam kaç kişi aramıştır..
"ilk önce ismini söylesene" diye içten içe kendime kızarken kıza gülümseyerek;
"Zeynep ben.. Zeynep Ünsal."
Şükür söyleyebilmiştim. Arada duraklayarak tabi.
Kız önündeki bilgisayara bakıp bana dönerek;
"Evet Zeynep Hanım. Önce Sinem Hanıma gidip dosyalarınızı ona gösterin. Ikinci kat sol taraftaki ilk kapı. Sinem Hanım dosyalarınızı inceleyip Ömer Bey'e yönlendirir. Gerisi onların bileceği birşey."
"Teşekkürler anladım.. Ikinci kat soldan ilk oda değil mi?" "Evet" "Sağolun tekrardan"Hızlı adımlarla Sinem Hanım'ın odasına geldim. Kapıyı tıklattım. Danışman kızın aksine daha ciddi suratlı biriyle karşı karşıya kaldım . Dosyami alıp baktı ve;
"Bir saniye." diyerek masasında ki telefona uzandı.
"Bana Hülya Hanım'ı bağlar mısınız?"
"....."
"Peki Feride Hanımı?"
"....."
"Ikiside mi dolu"
"....."
"Tamam" diyerek telefonu kapattı. Ciddi ve delici bakışlarını üstümde gezdirerek;
"Malesef sizi işe alamıyoruz." şaşkın bir ifadeyle yüzüne bakmaya devam ettim.
Bu da neyin nesiydi şimdi? Halbuki herşey olumlu gidiyordu.
Yani en azından bana göre, ben öyle düşünüyordum.
"Neden?" dedim tüm soğukkanlılığımı koruyarak.
"Bir nedeni olmak zorunda mı? Begenmedim seni ve almıyorum işe. Bu kadar!" şok üstüne şoka giriyordum. "seni begenmedim mi dedi o bana" Sanki birşey satın alıyor. Bu zengin tiplemelerini bu zamana kadar hiç sevmemiştim, şimdiden sonra da bu mümkün olmazdı zaten. Babamda onlar yüzünden işinden olmuştu. Sinirlerim iyice gerilmişti. Bu işi mutlaka almalıydım. Babamı, annemi hayal kırıklığına ugratamazdim. Çok sevinmişlerdi iş bulduğumu söyleyince.
Hışımla ayağa kalktım ve;
"Kusura bakmayın ama müdürünüz kim? Ben onunla görüşeceğim. Zaten bildiğim kadarıyla müdürün asistanı olacakmışım." Kız verdiğim tepki karşısında şaşırmış olacak ki gözleri iri iri olmuş , bana uyum sağlayarak oda ayağa kalktı.
"Hayır! Ömer Beyle görüşemezsiniz. Hemen zorluk çıkarmadan gider misiniz?"
Kıza aldırmadan odadan hızla çıkarak koridorda ki odalara göz gezdirdim.
Biraz ileride ki "MÜDÜR : ÖMER YILDIRIM" yazısını görünce adımlarımı hızlandırıp kapının önüne geldim. Tabi Sinem Hanım da peşimden geldi beni durdurabilmek için.
Ama umutsuz vaka .
Altında ki o mini etek ve o topuklularla bana yetişemeden kapıyı çalmadan müdürün odasına daldım...
