7.bölüm

409 55 19
                                    

Gözlerim dolmuş, istemsiz bir şekilde akmaya başlamıştı.
Ben ne yapmıştım?..
Şu an istediğim tek şey ayağımın altında ki yerin yarılması,benimde oraya düşüp oradan çıkamamam..

Kendime içimden sayıp sövüyordum, hatta elimden gelse döverdim bile.

Arkadaki çıkış kapısının önünde siyah, özel şoförlü bir araba vardı. Arabanın kapısını şoför tutuyor, Feride hanım ve Ömer beyle ilk görüşmemizde odaya girip Ömer bey'e kardeşim diye hitap eden adam arabanın yanında duruyorlardı.

Beni şoka sokan ve kendime kızmama sebep olan şey ise, Ömer Bey'in tekerlekli sandalyeden onların ve koltuk değneklerinin yardımıyla arabaya biniyor olması..

Ömer bey yürüyemiyormuydu şimdi. Böyle birşeyi hiç farketmemiştim. Hatta tahmin bile etmemiştim. Gözlerimden akan yaşları silerken giden arabanın arkasından pişmanlıkla bakıyordum.

Olayın iç yüzünü bilmeden ön yargılı davranmıştım. Araba gözden kaybolana kadar öylece arkasından baktım.

Ama eğer biraz daha burada dursaydim deminden beri tuttuğum hiçkiriklarıma engel olamayacaktım. En iyisi hemen buradan ayrılmakti. Dışarıda yağmur hızlanmıştı. Ben ağladıkça yağmurda hızlanıyordu sanki.

Biriyle konuşmak bana iyi gelecekti. Umarım Ayşe müsaittir. En iyisi aramak evde yoksa boşuna gitmiş olmayayım düşüncesiyle telefonumu çıkarıp numarasını tuşlayıp aradım.

Ağlamamı durduramıyordum. Hıçkırarak ağlamasamda gözyaşlarım hiç durmaksızın akıyordu.

Telefon bir müddet çaldıktan sonra Ayşe cevapladı.
"Efendim canım." ağlamamı durdurmaya çalışarak;
"Ayşe neredesin?" diyebildim.
"Evdeyim. Sesin kötü geliyor. Birşey mi oldu ? Ağlıyor musun sen?" dedi endişeli bir sesle.
"Eğer müsaitsen gelebilir misin? Ben kendimi hiç iyi hissetmiyorum." dedim tutmaya çalıştığım ağlamamı bırakarak.

"Neredesin? Söyle hemen geliyorum. Bir yere ayrılma." deyince nerde olduğumu söyledim. Ve biraz ileride gördüğüm banka oturdum. Yağmur da dinmişti.

Bir on beş, yirmi dakika geçmişti ki Ayşe'nin arabasını gördüm. Caddenin karşısına parkedip arabadan indi ve etrafına bakınmaya başladı.

Ayağa kalkıp beni görmesini sağladım. Hızla karşıya geçip yanıma doğru geldi.

Aslında onu beklerken sakinleşmiştim. Ama bana doğru gelince, kollarımı açıp boynuna atılarak hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.

Oda sarılmama karşılık vererek; "Ne oldu? Iyi misin? Zeynep bak beni korkutuyorsun." dedi. Onu daha çok endişelendirmemek için az önce kalktığım banka oturdum onu da karşıma oturttum.

Baştan sona neler olduğunu anlattım. Hem ağlıyor hem anlatıyordum. Oda ağlamamam için beni teselli ediyordu.

En son anlatmayı bitirdigimde önüme bakıp elimdeki peçeteyi didiklemeye başladım.

"Zeynep sen bilmiyordun ki. Kendini kötü hissediyorsun, anlıyorum ama ağlama artık."

"Ben kötü biri miyim Ayşe?" diye gözlerine bakıp bu soruyu sorduğumda gözlerini devirerek;
"Saçmalama lütfen. Sen iyi kalpliliğinden dolayı şu an bu durumdasın." deyince gülerek;
"Şu çenem yüzünden çekiyorum ne çekersem." dedim.

Oda gülerek; "Açıldın bakıyorum. Ben sana birşey diyeyim mi yarın bir özür dilersin olur biter." dedi.

Düşündüm de nasıl özür dileyecektim. Nasıl yüzüne bakacaktım.

Yıllar Sonra ILK ADIMIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin