CONFESS ME || BangTwice

CONFESS ME: BÖLÜM 26

CONFESS ME | BÖLÜM 26
"Kendini suçlamak.."

"Tae? Noldu bir anda?" Tepkime karşılık bana dokununca ateşe değmiş gibi çekti ellerini.

"Yok bir şey. Sadece bana dokunmanı istemiyorum. Benim ellerim var ve kendim yiyebilirim." Ani çıkışıma sinirlenmiş olmalı ki değişen yüz ifadesinden memnun olmadığını anlayabiliyordum.

"Ama-"

"Sana! Şunları ver ve dışarı çık. Seni görmek istemiyorum yalnız kalmalıyım." Bir süre boş boş bana baksa da ters bakışlarımla onu odadan kovmuştum.

Kendimi dinlemeli ve ondan uzaklaşmalıydım.

Biliyorum çok fazla abarttığımı düşünüyorsunuz fakat bu da benim kendimi savunma yöntemim.

Jimin nasıl bipolar gibi davranıyorsa veya Yoongi nasıl küfürle karışık olayları dalgaya vuruyorsa bende kendimi böyle savunuyorum.

Çünkü herkesin altına giren biriyle birlikte olursam neler olabileceğini veya GD'nin bana neler yapabileceğini biliyorum.

Benim yüzümden Jungkook'un yaralandığı gerçeği de aklıma gelince ister istemez uzaklaşıyorum ondan..

Hatta size bu durumu şöyle açıklayım:

Çok önceden GD'nin yanında çalışmaya başladığımda kendimi içkiye vurur sonra da önüme gelen herhangi biriyle birlikte olurdum.

İşimi bitirince de hızla oradan ayrılıp kendime zarar verirdim. Yani bir nevi duyduğum vicdan azabını azaltmaya çalışırdım.

Ama her geçen gün daha da kötüye giderdi bu durum.

Kızlarla zevk için birlikte olduğumu fark ettiğimde pişmanlık duyup kendimi daha çok yaralardım.

'Benim yüzümden bir kişi öldü ve tanrı aşkına ben ne yapıyorum' diye düşünürdüm hep..

GD de benim bu durumumu görünce böyle olmayacağını, geçmişimden kurtulmam gerektiğini söyledi.

Bu yüzden ilk olarak alkolü bıraktım -ki sarhoş kafayla sıradışı şeyler yapmayım.-

Sonra sıra buna geldi işte. Sürtüklerle birlikte olmama kısmı. Çünkü zevkimi düşündüğüm için daha çok vicdan azabı çekiyordum.

Kendimden nefret etmeme ve kendime söz vermeme neden olan olay ise bundan dolayıydı.

Her zamanki gibi barda otururken o kız çıktı karşıma.
'Joy'