CONFESS ME || BangTwice

CONFESS ME: BÖLÜM 14

CONFESS ME| BÖLÜM 14
"Kes-tirme.."

"LAAAAAAN!" Kapı yavaş yavaş açılırken üyeler duvara iyice yaslanıp gözlerini kapamıştı.

Kimdi bu gelen?

"Beni almadan nereye gidiyosunuz sizi amk salakları?" Ahh Taehyung..

Nasıl yani? O ölmemiş miydi?

Eğer öyleyse vücudundan fışkıran kanlar da neyin nesiydi?

DL ve kızlar her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünmüş olmalı ki o iğnenin Taeyi öldürmeyeceğini biliyordu.

Yalnız öldürmeyecek bir başkasına muhtaç edecekti..

"AĞZINA SIÇİM SENİN PEZEVENK!" Yoongi, saklandığı Jungkook'un arkasından çıkarak Taehyung'a atılmış yumruğunu omzuna geçirmişti.

"Yalnız hyung ağzıma değil de altına sıçmışsın sanırım." Üyeler anın verdiği şoktan nihayet çıkmış, bu espriye gülmüşlerdi.

Ama hala akılları almıyordu.

"Tae? Sen- ölmemiş miydin?" Hoseok'un biraz çekinerek sorduğu soru tüm dikkatleri üzerine topladı.

"Bugünde ölmedim yarabbi şükür, kurtulamadınız benden ağlayın." Gergin ortamı dağıtmaya çalışıyordu.

"Cıvıtma lan adam akıllı cevap ver!"

"Off bende bilmiyorum ki hyung. Omzuma iğne değdiği gibi uçmuşum. Daha demin kendime geldim ve bu kanlar neyin nesi hiçbir fikrim yok." Jimin şüphelenmişti fakat şu an öncelikleri buradan çıkmak olmalıydı.

Duvarlar fazla yüksek değildi ve 2-3 kapının dışında bir de pencere vardı. Güneş ışığı odayı aydınlatırken Jimin yerlerini tespit etmek için oraya yöneldi.

"Kırsal alandayız fakat uçak sesleri geliyor. Koreden çıkmadıysak Incheon havaalanına yakın olmalıyız."

"Yani? Bu ne bokumuza yarayacak ayıptır sorması?"

"Yani seni gerizekalı buradan kaçmayı başarabilirsek oraya gideriz demeye çalışıyorum. Ormanlık bir yerde olmadığımıza şükredin.."

Yoongi anladım dercesine kafasını sallayıp kapıların üzerinde yazanlara baktı. Sinirleri iyice geriliyordu. Her an ters bir hareket yapabilirdi.