42. bölüm🥀

148 11 7
                                    

Jennie'de

İçerden çığlık sesi gelince hemen odaya fırladım. Herkes tae'nin başında ağlıyordu doktorlar hemşireler bizimkileri sakinleştirmeye çalışıyordu. 

Gördüğüm manzara karşısında daha fazla ayakta kalamadım ve kendimi yerde buldum. O beni bırakmadı dimi?

Jennie: Hayır! Örtme! Yapma, yapamazsın o beni bırakmaz! Gitmez! Daha yeni onu bulmuşken o beni bırakıp gidemez! Öyle bir hakkı yok!

Hemişrenin elindeki örtüyü almaya çalışıyordum eğer almazsam üzerine örteceklerdi ve beni onsuz bırakacaklardı.

Ellerimi yüzünde gezdirdim her ince ayrıntısına kadar zihnime kazıdım. Saçlarına dokundum, başımı göğsüne yasladım ve kokusunu içime çektim. K-kalbi atmıyordu!

Jennie: TAE! HAYIR GİDEMZSİN BENİ BIRAKIP GİDEMZSİN BEN DAHA SENİNLE DOĞRU DÜZGÜN VAKİT GEÇİREMEMİŞKEN BENİ BIRAKIP GİDEMEZSİN! HANİ SONSUZA KADAR YANIMDA OLACAKTIN?! BANA SÖZ VERDİN BUNU YAPAMZSIN!

Jisoo Jennie kendine gel! 

Gözlerimi korku içinde açıp etrafa bakmaya başladım. Kabus. Hepsi bi kabusdan ibaretti. Tae. O uyanmıştı. Onu görünce hemen kalkıp ona sarıldım. Ve tüm gözyaşlarımı serbest bıraktım. Hıçkırıklarımın arasında onu sesini ayırt etmeye çalıştım.

Tae Jen. Noldu neden ağlıyorsun? 

Cevap vermek yerine ona daha çok sarıldım.

Tae Jen korkutma beni. Ne gördün de bu kadar etkilendin?

Jennie Senin öldüğünü. Beni bırakıp gittiğini gördüm tae.. Bana bunu yapmazsın dimi?

Tae Hey! Saçmalama ben senin artık hep yanında olucam. Seni bulmuşken kaybedemem jen.

Yüzümde buruk bir gülümseme ile başımı göğsünden kaldırıp yüzüne baktım. Elleriyle göz yaşlarımı sildi ve bana bakmaya başladı.

Jisoo Eğer aşk şeysini bitirdiyseniz jen sen dışarı tae üstünü değiştirsin bizde çıkış işlemlerini yapalım.

O zaman zamanın ne kadar çok hızlı geçtiğini anladım. Baya uyumuş olmalıyım. 

Jennie Rose ve jimin nerde?

Namjoon Onlar ilaçları almaya gitti.

Kafamı hafif sallayıp kapıya yöneldim. Tekrar tae'ye bakınca jisoo unnie bakış alanıma girdi.

Jisoo Yaw jennie 2 dk görmeyeceksin sadece. Merak etme ölmez.

Hafif koluna vurup kapıyı açtım ve dışarı çıktım. Hemen yanımda olan sandalyelerden birine oturdum ve beklemeye başladım. Jisoo unnie ve namjoon işlemleri yapmaya gidince bende telefonumla uğraştım biraz. 

Tae'nin sesini duyunca hemen oturduğum yerden kalktım ve odaya fırladım.

Jennie Tae! Noldu?!

Tae Jen sakin. Hazır olduğum için çağırdım seni.

Söylediği şeyle yüreğime su serpildi. Onu kaybetme korkusu tüm vücudumu ele geçirmişti. Uzun yıllar zaten onu göremedim ve eğer şimdi de onu kaybedersem çok kötü olurdum.

Tae ile beraber çıkışa doğru ilerlerken jimin ve rose ile karşılaştık. Tae'ye "İyi olup olmadığını" sordular ve arabaya doğru ilerlemeye başladık. Jisoo unnie ve namjoon da gelince ayrıldık.

Jisoo unnieler gelirken namjoon'un arabası ile gelmişler bizde geldiğimiz gibi geri gidiyorduk. Tek değişen şey bayın olan tae idi. Şimdi yanımda sapasağlam duruyordu.


Lisa'dan

Mutfakta yiyecek bir şeyler hazırlarken merdivenlerden inen jungkook'u gördüm. Ben ondan önce uyanmıştım ve onu uyandırmak istemedim.

Jungkook Lisa ne yapıyorsun?

Lisa Bizimkiler geliyormuş bende yiyecek bişeyler hazırlıyorum. Sen nasıl oldun?

Jungkook Ben. Daha iyiyim. Sayende. Ve sanırsam benim tae'den özür dilemem lazım... Dediğin gibi bu olan şeylerin babanın sayesinde olduğunu bilmiyor olabilir...

Dediği şey ile yüzümde kocaman bi gülümseme oluştu. Hemen ellerimle yüzünü kavrayıp yanağına küçük öpücük bıraktım.

Lisa İşte benim sevgilim. Biliyordum böyle diyeceğini.

Jungkook Böyle dedim diye tae ile çok vakit geçirme. Her ne kadar bir tarafım pişman olsa da bir tarafım ona hala güvenmiyor.

Kafamı sallayıp yaptığım işe geri döndüm. Jungkook'da bana yardım edince daha çabuk bitti. Masayı da hazırlayıp kendimize koltuklara attık ve gelmelerini beklemeye başladık.

🥀Sister Love🥀 |Lizkook|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin