Math Teacher | Lisk∞k ✔

11.

"Lucas, biraz daha turşu doğra." dedim doğradığım salamları derince olan kaba boşaltırken. Evet, her zamanki gibi Taehyung'un iğrenç planı tutmamıştı. Herkes Taehyung'a karşı çıktı ve benim paracıklarım hala bende kalıyor. Buna sevindim tabi ama olay iş yapmaya döndüğü için üzgünüm.

Taehyung sadece sekiz kişi için bin kişilik bir parti ayarlamaya çalışıyordu. Bizimkiler de ona karşı çıktı ve küçük bir şey yapmalıyız dediler. En azından bu bilince sahip olmaları güzel bir şey.

Jennie'nin evi bizimkilerfen daha büyük olduğu için Jennie'de partiyi yapmayı planladık. Herkese iş düşüyordu. Kai ve Jennie evi süsleyeceklerdi. Jin ve Jisoo tatlıları yapacaktı. Rosé ve Jaehyun pastayı yapacaklar, ben ise Rus salatası yapacaktım. Jungkook ne yapacak hiçbir fikrim yok. Çünkü ilgilenmiyorum.

"Ya benim anlamadığım ben partiye gitmiyorum neden ben de bu salatayı yapmana yardım ediyorum ki?" diye sızlandı Lucas.

"Ablalarla yağlı yoğurtlu konuşulmaz Lucas. Sana kaç bin kere söyleyeyim ablacım?" dedim onun turşuları kesmesini izlerken. Cidden şekilden şekle giriyordu ve çok tatlıydı.

"Hem ne güzel noonana yardım ediyorsun kötü mü?" dedim. "Ama ders çalı-" Lafını bitirmesine izin vermedim. Yoksa delirebilirdim. Hala ders diyor olması sinir bozucuydu. "Kes sesini Lucas. Ders falan yok. Her zaman zaten kitapların başında oturuyorsun. Şimdi de noonana yardım edersen ölür müsün?"

"Bana kötü kardeş imajı mı vermeye çalışıyorsun?" diye sordu yüzünü bana doğru kaldırıp gözlerini kısarak. "Aşk olsun. Yapar mıyım öyle şey? Bilirsin, huyum değil." dedim omuz silkerek.

Benim işim bitmişti. Rus salatası için tek gereken Lucas'ın turşuları doğramasıydı. Ellerimi yıkadım ve sandalyelerden birine oturup Lucas'ı izlemeye başladım.

Normalde o zorlandığı için bıçağı elinden almam gerekirdi ama gerçekten dedikleri gibi Lucas azıcık, küçücük bile olmuş olsa büyümüştü. Bir turşu da kesebilsin bir zahmet değil mi?

Telefonuma mesaj geldiğinde açtım ve mesaja baktım.

Uyuz:
Müsait misin?

Bu adam cidden takmıştı bana. Onunla konuşmak beni deli ediyordu ama bir bakıma da bu karantina günlerinde aksiyon yaratıyordu.

Ben:
Değilim.

Uyuz:
Neden internettesin o zaman?

Ben:
Çünkü işim internette?

Uyuz:
-_-
Boş yapma da söyleyeceğimi söyleyeyim.

Ben:
Yioo

Uyuz:
Kaç yaşındasın sen cidden?

Ben:
Seni pis terbiyesiz.

Uyuz:
Ne dedim ben şimdi?

Ben:
Kadınların yaşı sorulmaz bilmiyor musun dağ adamı?
Ben sana maaşını soruyor muyum?
Tch tch tch.
Bir de öğretmen olacak.

Yüzümde bir gülümseme oluşmuştu. Onunla bu şekilde trol konuşmayı seviyordum.

"Biliyor musun noona?" Lucas böyle deyince bakışlarım onu buldu. Telefonumdan mesaj geldiğini bildiren sesler geliyordu ama bakmamıştım. "Matematik hocası öyle deyince gruptaki herkes bana senin onunla ne gibi bir ilişkin olduğunu sordu. Grup o gün bugündür bu konu hakkında konuşuyor." Sesi bu durumdan hoşnutsuz çıkıyordu.

"De onlara fazla dedikodu iyi değildir." dedim ve tekrar bakışlarımı telefonuma indirdim.

Uyuz:
Of, cidden seni anlayamıyorum.
Bu bebek tavırlarını küçümsemek için kaç yaşındasın demiştim.

Ben:
Yüzsüz, bir de hoş bir şeymiş gibi açıklıyor.
Bu yaptığın da terbiyesizlik.
Sen beni mi küçümsüyorsun?

Yüzümde yine bir gülümseme oluştu. Onu sinir etmek gerçekten güzeldi. Sanki öğretmenlerimden öç alıyormuş gibi hissettim.

"Yine de bana fazla soru soruyorlar." dedi Lucas. "Off, takma sen onları." dedim ve Jungkook'dan gelen mesajı bekledim. "Sen kimle konuşuyorsun noona?"

Uyuz:
Ciddi misin?
Ah, delireceğim.
Çok konuşma da bana evinin konumunu gönder.

Ben:
Pis sapık!
Neden istiyorsun evimin konumunu?
Taehyung yıllarca yanında kimi bulunduruyormuş?

"Noona, sana diyorum."

Lucas'ın hafif yükselmiş sesiyle kendime geldim ve bakışlarımı Lucas'a yönlendirdim. "Efendim, ne diyorsun?"

"Diyorum ki kiminle konuşuyorsun sen?"

"Arkadaşımla- Bir dakika. Ben sana neden hesap veriyorum?" dedim ve ayağa kalktım. "Birkaç tane daha turşu kes, sonra beni çağırırsın." dedim ve bana çatık kaşlarla bakan bir Lucas'ı arkamda bırakarak odama gidip yatağıma uzandım.

Uyuz:
Psikopat mısın kızım sen?
Hani yılbaşı partisi yapacağız ya, benim görevim sizi oraya arabamla götürmek.
O yüzden evinin konumunu soruyorum.

Ben:
Hee,
Baştan desene.

Uyuz:
Bir sapık olmadığım kalmıştı cidden -_-

Ben:
Ya uf sus tamam.
Dur atıyorum konumu bekle.

Uyuz:
Tamam.

Ben:
*konum*
Birde sana bir şey söylemem lazım.

Uyuz:
Söyle.

Ellerim klavyedeyken kapı açıldı ve Lucas geldi.

"Noona, ben turşuları kesmeyi bitirdim. Gel bi bak olmuş mu?" Başımla onayladım ve yazdığım şeyleri silip farklı harflere bastım.

Ben:
İşim çıktı şuan.
Bitince yazarım.

Mesaj gecikmemişti.

Uyuz:
™

"Geliyorum, hadi gidelim."

⪥

Yarı texting yarı düz yazılı bir bölümdü bu da.

Kitap 1k olmuş!