17.

3.6K 363 536
                                    

Yılbaşına uygun bir şekilde giyinmiştim. Abartmamıştım ve kimsenin de abartacağını düşünmüyordum. Büyük ihtimalle Jennie unnie pijamalarını bile çıkarmazdı.

Jungkook en son beni almaya gelmişti ve tam Jennie unnielere giderken bizi aramışlardı. Marketten atıştırmalık almamızı söylemişlerdi. Tamam, bu konuda biraz abartmış olabilirdim.

"Biz size sadece biraz atıştırmalık alın dedik bunlar ne?" dedi Jisoo unnie bizi kapıda karşıladığında. "Aynı şeyi ben de Lisa'ya söylemiştim." dedi Jungkook içeri girerken. "Oha." diyerek geldi yanımıza Jin oppa.

"Desenize bugün ziyafet çekeceğiz." dedi Jin oppa ve elimdeki poşetleri aldı. "Jisoo sen de Jungkook'unkini al, biz bu poşetleri mutfağa götürelim siz de banyoya gidip ellerinizi yıkayın." dedi ardından.

Banyoya gidip ellerimizi yıkarken Jungkook aynadan bana bakıp "Kırmızı yakışmış." dedi. Ona bakıp gülümsedim. "Bana her renk yakışır." O da gülümsedi ve birlikte bizimkilerin olduğu yere gittik.

"Evet, şimdi evin süslenmesi falan hazır ama sofrayı kurmamız lazım. Jungkook, Lisa siz atıştırmalıkları açın, biz de diğerlerini yapalım." dedi Jennie unnie. Başımla onu onayladım ve Jungkook ile birlikte mutfağa gittik.

"Al işte, o kadar çok aldırttın ki sayende en uzun iş bizim Lisa." diye homurdandı Jungkook. "Ya! Yerken göreceğim seni. Bana teşekkür edeceksin." dedim gözlerimi kısarak. "Ben formuma dikkat ediyorum bir kere. Çok yemiyorum."

Onu baştan aşağı süzdüm.

"Sen mi formuna dikkat ediyorsun? Şuna bak. Şişko. Kaç kilosun sen?" dedim sinirle. "70 kiloyum ama sor bakalım neden? Vücut çalışıyorum ben vücut. Hepsi kas bunların." dedi o da.

Yoktan bir tartışma başlatmıştık. Bizi tebrik ediyorum.

"Ben de Tayland prensesiyim çünkü." dediğimde birden elimden tutup beni kendine çekti. Ardından da elimi kazağının altına soktu ve çıplak tenine dokundurttu.

Kan yüzüme sıçrarken elimin altında baklavaları vardı.

"İstersen gösterebilirim de." dedi arsız arsız gülümseyerek.

"Sen ne yaptığını sanıyorsun?" dedim ve elimi çekip geriledim. Kıpkırmızı olduğuma yemin edebilirdim. "Hoşuna gittiyse tekrar dokunabilirsin." dedi göz kırparak. "Seni fırsatçı, pis, şerefsiz öğretmen bozuntusu seni." dedim ve yanımda açık olan çitoz paketinden bir avuç çitoz alıp ona fırlattım.

"Ya! Nimet bu günah atma." dedi gülerek. "Günahmış. Ağız burun girmemek için zor tutuyorum kendimi." dedim ve çitozu tabağa boşalttım. "Ben hayır demem. İstediğin zaman uçabilirsin bana." dedi Jungkook da kollarını yana açıp.

"Jungkook, mutfaktayız. Bıçak elimin altında." dedim sinirle. "Tamam ya, eğlenemiyoruz da kardeşim." dedi ve o da atıştırmalıkları tabaklara koymaya başladı.

Şerefsiz herif istemeden hoşuma gidiyordu. Benimle dalga geçişi, benimle konuşması ve bazen yaptığı arsızca hareketler beni gülümsetiyordu. Ama hala aklımda olan bir soru işareti vardı. Soyeon kimdi ve o fotoğraftaki çocuklar kimdi?

"Daha fazla açma Lisa, zaten bir şeyden beş tane almışsın. Bunları götürelim yetmezse tekrar koyarız." demesiyle düşüncelerimi bir kenara bıraktım Jungkook'un.

"Oki doki." dedim ve iki tabağı alıp salona doğru ilerledim. Jennie unnieyle Kai oppa gerçekten çok güzel süslemişlerdi evi. Yılbaşı ağacı ve süsler çok tatlıydı.

"Bugün harika bir ziyafet çekip yarın hepimiz teker teker kusacağız." dedi Jaehyun. Ne diyebilirdim ki? Ona hak veriyorum. Yarın herkesin midesi alt üst olacaktı.

Math Teacher | Lisk∞k ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin