(:18:)

4K 347 669
                                    

Öhm, baştan uyarayım. :) bu işaret olan bölümlerde sizi birazcık rahatsız edecek şeyler olabilir. Bir daha uyarmayacağım. Ona göre okuyun ^^

{{-Jeon Jungkook-}}

"Ben size çok yiyip içmeyin demiştim." dedim karşımda kahrolan gereksiz arkadaşlarıma. 2021'e giriyor olabilirdik ama bu kadar abartmaları da saçmaydı. Her şey kendilerine zarardı ve bunu bir türlü anlayamıyorlardı.

"Vay vay vay. Bizim öğretmen bozuntusu demiş mi, hm. Zeki çocuk seni."

Bir anda Lisa'nın karşıma geçip yanaklarımı sıkmaya başlamasıyla neler olduğunu anlayamamıştım. O da çok fazla dağıtmıştı. Şuan deli gibi sarhoş olmalıydı.

Birden yanaklarımdaki elleri belime gitti ve beni sardı. Yüzünü de göğsüme yatırdı.

"Hani demiştin ya karın kaslarımı görmek ister misin diye. Bu teklif hala geçerli mi?"

Yüzüme bir gülümseme oturdu. İçinde bir yerlerde arsız bir kız yattığını biliyordum. Zaten çok eğlenceli ve kafa bir yapısı vardı. Onunla konuşmayı seviyordum. Onu sinir etmeyi, onun beni sinir etmesini...

"Hmm, görmek istiyorsun yani?" dedim. Aklı başına geldiğinde bunları hatırlarsa o kadar utanacaktı ki... Ve eminim o haliyle dünya tatlısı olacaktı. 

Sorumla başını göğsümden kaldırıp başını hevesle salladı.

"Sen, bay öğretmen bozuntusu." dedi bir elini belimden çekip bana doğru tutarak. "Bana hiç hoş şeyler yapmıyorsun." Elinden tutup onu döndürdüm ve bu sefer ben onun arkasından sarıldım. "Hmm, öyle mi? Ne yapıyorum mesela?"

Bugün çok eğlenmiştim ama şuan daha da çok eğleniyordum.

"Öncelikle." dediğinde çenemi omzuna koydum. "Seninle konuşmak çok güzel~" dedi ve kollarını yana doğru açtı. Ben de ellerimi daha rahatça karnında birleştirdim. "Kalbimi çok güzel hissettiriyor." dedi kollarını geriye doğru uzatıp boynumu tutarak.

"Sonra." dedi ve ellerini boynumdan çekip yavaşça kollarıma sürterek aşağı doğru indirdi. "Çok güzel gülüyorsun ve seninle ilgili her şey çok güzel." Elleri karnında birleştirdiğim ellerime gitti. "Ama biliyor musun? Midem çok kötü."

Bu dediğiyle kahkaha attım. Böyle olması çok normaldi çünkü o küçücük haliyle bir sürü şey yiyip çok içmişti.

"Jungkook shi." dedi benden ayrılıp bana doğru dönerek. "Hmm." dedim. "Sana gidelim mi?" Tekrar bir kahkaha attım. "Neden? Yoksa burası seni tatmin etmem için yeteri kadar büyük değil mi?" Gerçekten şuan çok eğleniyordum.

"Midem bulanıyor. Beni evine götür." dedi tekrardan. "Evim sana nasıl iyi gelecek? Sihirli falan mı acaba?" diye sordum. Başını salladı. "Sana böyle kocaman sarılırsam..." -ellerini yana açıp bana sarıldı- "... ve bir de uyursam geçer." dedi.

"Pekala, öyle olsun bakalım." dedim ve saçlarını okşadım. "O zaman bırak beni de gidelim." Başını hayır anlamında salladı. "Lisa nasıl gideceğiz o zaman?" Bırakmak yerine daha da sıktı. "Bırakmayacağım işte. Evli de olsan, çocuğun da olsa bırakmayacağım." 

Evli ve çocuklu olmak? Nerden çıkarıyordu bunları cidden? Nasıl öğrenmişti merak ediyordum. Ama pek takmadım ve onun belinden tutup kucağıma aldım. O da bacaklarını belime sardı. Telefonumu ve arabamın anahtarını alıp bizimkilere bir göz attım. Onlar kendi başlarının çaresine bakardı.

Lisa'nın ayakkabılarını giydirmedim çünkü zaten kucağımdaydı. Kendi ayakkabılarımı giyip arabaya gittim. Lisa başını omzuma koymuş yatıyordu. 

Math Teacher | Lisk∞k ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin