42.

1.9K 240 204
                                    

"Jungkook, yardım et birazcık." dedim oturduğu yerden kaldırmaya çalışarak. Bugün cumartesi günüydü ve biz çalışmam için spor salonuna gitmiştik. Orada her zamanki pratik odasına gidip koreografiyi çalışıyordum. Jungkook da oturmuş beni izliyordu.

Bu dans iki kişilik olduğu için ondan da yardım istiyordum ama bir türlü kalkmıyordu.

"Ya Jungkook! Kalk artık." O kadar ağırdı ki onu kaldıramıyordum. Aksine o beni çekmişti ve kucağına düşmüştüm. "Haksızlık bu. Sen çok şişkosun." dedim kollarımı göğsümde toplayarak. "Hayır, sen güçsüzsün." dedi o da boynuma öpücük kondurarak.

"Terliyim, öpme." dememe rağmen öpmeye devam etti. "İstersen bir de ben terletebilirim." dediğinde onu ittim. "Çalışma disiplini diye bir şey var Jungkook-ah." dediğimde tekrar beni kendine çekti. "O disiplinin içine beni de ekle o zaman."

"Jungkook, azıcık yardım et bak ne olur?" dedim. "Oppa, lütfen." Aegyo bile yapmıştım daha ne istiyordu bu çocuk? "Oppa mı?" diye sordu gülümseyerek. "Babacığı tercih ederim." Koluna bir tane vurdum ve ayağı kalktım. Reverans yapıp elimi ona uzattım. "Bu dansı bana lütfeder misiniz?"

"Hayır."

Cevabıyla doğruldum. Sinirlenmeye başlıyordum. Yapacağı tek şey kalkıp bana biraz yardım etmekti. Neden bu kadar uzatıyordu anlamıyordum.

"Jungkook, cidden ne istiyorsun anlamıyorum. Sadece senden yardım istemiştim." dedim kaşlarımı çatarak. "Lisa, üzgünüm ama dans edemem." dedi o da ciddileşerek. "Ne demek dans edemem? Sana atomu parçala demiyorum." dedim hafifçe sesimi yükselterek.

O benim aksine oldukça rahat bir şekilde geriye yaşlanmış "Lisedeki eski sevgilin dansçıydı. Ondan çok da şey yapmıyorum yani."

Kaşlarımı çattım. "Şaka mısın sen?" dedim sinirle. Gülerek ayağa kalktı ve "Evet." diyerek beni kucağına alıp döndürmeye başladı. Ne olduğunu anlayamamıştım ama kollarımı ona sardım.

Beni indirdiğinde bir elimi omzuna koymuş diğer elimi tutmuştu. Kendi eli de belimde yer bulduğunda "Tek bildiğim dans vals benim." dedi ve beni yönlendirerek dans etmeye başladık.

"Gıcıksın biliyorsun değil mi?" dediğimde bana göz kırptı ve beni kendi çevremde döndürdü. Ardından kendisine çekip öpmeye başladı.

Ellerimi omzuna çıkardım. O da bacaklarımdan tutup beni kaldırdı. Bacaklarımı beline sarmıştım. Sırtımı duvarla buluşturdu. Eli tişörtümün içine girdiğinde dudakları boynuma indi.

"Daha ileri gitme." dedim fısıltıyla. "Gitmek istiyorum." dedi o da. Beni indirip bu sefer de yüzümü duvarla buluşturduğunda kendini bana bastırıyordu.

"Jungkook gerçekten burda olmaz." dediğimde boynuma bir öpücük kondurdu ve geri çekildi. "Eve gidelim o zaman."

Açıkçası şuan önümde oldukça baştan çıkarıcı duruyordu. Şişmiş dudakları, dağılmış saçları ve pantolonundaki şişlik...

"Hadi hazırlanalım o zaman. Ama ilk duş alırım eve gidince." dediğimde gülümsedi. "O zaman birlikte duş alalım mı?" diye sorduğunda sinsice gülümsedim.

"Hmm, neden olmasın?" Bunu üstüne montunu giyinmeye başlamıştı. "Hızlı ol." dedi hala giyinmemiş bana bakarak. "Ya! Acelen ne?" diye sorduğumda hınzırca gülümsedi ve "Sevgilimle duş alacağım." dedi.

Gülümsedim ve montumu giyinerek elinden tuttum.


Dostlar, şimdik bir şey diyeceğim. Ben okuyucularıma Oceans demeye karar verdim. Kendinizden haberdar olun dedim ^^

Evet, bu kadardı. Bayu Oceansım 💚


Math Teacher | Lisk∞k ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin