33.

2.5K 276 165
                                    

"Noona, ne gerek vardı şimdi buralara gelmeye? Ders çalışırdım ben."

Lucas ve her zamanki bahaneleri... Ben anlamıyorum bu çocuk ders çalışmayı neden bu kadar çok seviyor? Hayır, çalışsın bir şey demiyorum ama hep ders de olmaz ki. Evde tıkılı kaldı. Biraz dışarı çıkıp hava alsın, arkadaşlarıyla iletişim kursun. Hep ders hep ders kafayı yiyecek.

"Lucas, bebeğim, kuşum, canımın içi... Sus artık." dedim onun koluna girerek. Benimle iletişim kurmamak için yol arıyordu. Onu dışarıya çıkarana kadar ne badireler atlatmıştım. Hayır bir de istemediğini söylüyor ya, sanki ben sözümden döneceğim.

"Neden çıktık dışarıya?" diye sordu aksi bir tonla. "Çünkü hep ders hep ders olmaz. Hem biraz hava al. Evde otur otur şiştin ha." dedim. Göz devirdi. "Sanki bu maskeyle hava alabiliyoruz." Şuan tam bir ergen gibi davranıyordu. Ağzına yapıştırmak istesem de ben şiddet seven biri değildim. Şiddet hiçbir zaman çözüm yolu değildi. Hem ben kıyamazdım ki Lucas'ıma.

"İyi yönden bak Lucas. Hayat kötümser olmak için çok kısa." dedim. Onun huyuna gidip ordan konuyu açmalıydım yoksa asla beni dinlemezdi ve sinir ederdi. Ardından eve gidip yine derslerine kapanır gerçek dünyayı unuturdu.

"En son fizikten deneme olmuşsunuz sanırım. Nasıl geçti?"

Lucas'ın huyuna gitmek istiyorsanız dersten bir konu açın. Hemen yumuşayacaktır.

"Evet, olduk. Taehyung hyung demiştir sana. En yüksek ben aldım. Benden sonra da Yuqi." Gülümsedim. "Aferin benim kardeşime." dedim. Şimdi daha yumuşamış görünüyordu. 

Yine de aklıma bir şey takılmıştı. Lucas neden Yuqi'nin ikinci olduğunu söylemişti ki?

"Yuqi ile aranız nasıl?" diye sorduğumda durdu ve bana kaşları çatık bir şekilde baktı. "Onunla aramızda ne olabilir ki?" Gülümsedim. "Bilmem, ben de sana soruyorum ya."

Kolunu çekti ve ilerlemeye başladı.

"Yaptığın imayı anlamıyorum sanma noona, Yuqi'ye öyle şeyler hissedemem. Sadece fazlasıyla zeki ve çalışkan. Her şeye atlıyor. Bazen beni bile geçiyor ama o sadece sınıf arkadaşı. Hem Yanan ile yakın. Bana neden baksın ki?"

Bu çocuk kör kütük aşık olmuştu.

"Hmm, kim bu Yanan?" diye sordum koluna tekrar girerek. "Ya noona, sen dedikodu mu yapıyorsun benimle? Kimse kim işte. Hem ben Yuqi'den hoşlanmıyorum bile sen ne diyorsun?" dedi. Bu çocuk kendine bile itiraf edemiyordu.

"Pekala, öyle diyorsan." dedim imalı bir şekilde. "Ya!" dediğinde de kıkırdadım. 

"Lucas, saçlarını maviye mi boyasak?"

Öylesine aklıma gelmişti. Hem Lucas'a yakışırdı. "Ne? Bilmem ki." dedi o da. "Gel markete girelim. Mavi boya alalım. Sana çok yakışır." dedim. Başıyla beni onayladı.

Mavi boyayı aldık ve eve doğru ilerlemeye başladık.

"Özür dilerim. Biliyorum şu sıralar seni biraz sinir ettim ve boşladım." dedim. Bu sefer o koluma girdi ve "Asıl ben özür dilerim. Aptalca bir şey yüzünden senden uzaklaştım. Bu senin kararın. Kimle konuşmak istiyorsan konuş ama sadece bil ki o adam sana iyi gelmeyecek."

Bu bebiş büyümüş de ablasına akıl mı veriyor? Ben bu bebişi alır yanaklarını ısırır, totosuna totosuna vurur ardından kocaman sarılırım.

"Oy oy oy sen büyüdün de ablanı mı koruyorsun?" dedim. Normalde olsam yanaklarını sıkardım ama dışarıdaydık ve ellerimizi yıkamamıştık. "Ya noona ya, bebek değilim ben. Büyüdüm, 15 yaşında koca bir gencim. Anla artık." dedi itirazla.

Math Teacher | Lisk∞k ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin