19.

3.2K 318 73
                                    

Jungkook üstü çıplak bir şekilde yatıyor, ben de ona sarılıyordum. 

Pekala, burada ne dönüyordu!?

Hemen kollarımı kendime çektim ve yatakta doğruldum. Bu ani hareketimle Jungkook da gözlerini kırpıştırdı ve bana baktı.

"Uyandın mı?" dedi uykulu bir sesle ve o da yatakta doğruldu. "Miden iyi mi? En son üstüme kusmuştun da." dedi. Ne olduğuna dair gram fikrim yoktu. En son Jennie unnielerin evindeydik. Ne ara bu hale gelmiştim cidden?

Ardından üstümdeki kıyafetin Jungkook'un olduğunu ve bir boxer giydiğimi görünce aklım hoş olmayan düşüncelerle doldu. Çarşafı birden kendime doğru çektim ve Jungkook'a baktım.

"Dün burda ne oldu? Biz neden bu haldeyiz?" diye sordum. Umarım yanlış bir şey yapmamışımdır. "Ah, o konu. Sadece sakin ol tamam mı? Yanlış hiçbir şey olmadı." dedi sakin bir ses tonuyla.

"Neden çıplaksın o zaman!?" diye bağırdım. "Sen istedin! Cidden hatırlamıyor musun?" diye karşılık verdi o da. "Ben mi istedim? Ben mi istedim!? Dalga mı geçiyorsun benimle!?" dedim yine bağırarak.

"Hiç mi bir şey hatırlamıyorsun?" diye sordu. Başımı hayır anlamında salladım. Ne hatırlamam gerekiyordu ki? Ah, Tanrım. Dün neler olmuştu? 

"Normaldir. O kadar içtin ki hafızanın yok olmasını falan bekliyordum. Beni tanıyorsun, demek ki alışıksın içmeye." 

"Dalga geçme de anlat. Naptım?" diye sordum. Pisçe sırıttı. Tanrım o kadar rezil olmuş olamazdım. "Ne yapmadın ki?" Çarşafı kafama doğru çektim ve yüzümün görünmemesini sağladım. En fazla ne yapmış olabilirdim ki?

"Çok utanıyorum." diye mırıldandım. "Bence de utan. Yani bunları yapan kişinin utanmaması aptallık olur." dediğinde çarşafı çekip ona vurdum. "Ya! Senin beni teselli etmen gerekirdi!" dedim. "Yoo, neden edecekmişim ki?" diye sordu.

"Cidden sinir bozucu bir öğretmen bozuntususun." dedim sinirle. "Öyle olabilirim. Başın ağırmıyor mu? Ya da miden bulanmıyor mu? Sen onu söyle." dedi. Aslında başım da ağrıyordu midem de bulanıyordu ama tek isteğim şuan burdan kurtulmaktı.

"İyiyim ben, hatta gideceğim eve." dedim ayağa kalkarak. "Bu halde mi? Hiç sanmıyorum." dedi Jungkook da gülümseyerek. Nalet çocuk üstü çıplak bir halde karşımda duruyordu ve gerçekten vücudu çok güzeldi. 

"Evet, kıyafetlerim nerede?" diye sordum. "Kıyafetleri falan halledersin de ayakkabıların burda değil." dedi Jungkook. O nasıl oluyordu ya? "Dün kucağımdan inmediğin için seni eve getirirken ayakkabılarını giydiremedim." dedi gıcık bir sırıtışla.

Tanrım ben dün ne yapmıştım? Yerin dibine gireceğim şimdi. 

"Sen niye beni evine getirdin ki?" dedim üste çıkmak için. "Sen istedin." dedi. Yok artık. Bu kadarını da yapmış olamazdım. "Cidden utanırken çok tatlı oluyorsun. Bu şekilde olacağını biliyordum." dedi gülerek.

"Ya! Komik mi? Eve gideceğim işte ben, eve. Eve götür beni." dedi dedim mızıkçı çocuklar gibi ellerimi göğsümde birleştirerek. "Emin misin? Yani bu halde eve gitmen ne kadar doğru olur bilemiyorum." dedi.

Haklıydı. Annemle babam görürse biterdim. Lucas zaten bana tavırlıydı. Beni ve Jungkook'u görürse daha da kötüleşirdi aramız. 

"O zaman beni Rosie Posie'ye götür." dedim. "Bu halde mi?" dedi üstümü göstererek. "Imm, şey, üstüme bir ceket falan alırım. Bu halde seninle kalmak istemiyorum." dedim. Gülerek ayağa kalktı. Vücudu karşımdayken ona bakmamaya çalışmak çok zordu.

"Pekala, ben de üstüme bir şey alayım, götüreyim seni." dedi. O üstünü giyinirken odadan çıktım ve kapıda beklemeye başladım. Birden beni kucağına alınca şaşırmıştım.

"Ne yapıyorsun sen be?" 

"Farkındaysan ayakkabıların yok, çıplak ayak arabaya kadar ilerlemeyi düşünmüyordun herhalde." dedi. Tanrım o kadar utanıyordum ki... Bir de bu adamın evli çocuklu olduğu gerçeği vardı tabi. Bu da beni kötü hissettiriyordu. Kendi cinsime hainlik yapıyor gibi hissediyordum.

"Uff, çok soğukmuş." dedim dışarı çıktığımızda. Jungkook'a biraz daha sırnaştım.

Ama evli olsalar hala aynı evde yaşarlardı değil mi? Belki boşanmışlardır. Tanrım... Neler düşünüyorum böyle? Banane adamın hayatından?

Beni koltuğa oturttuğunda "Şimdi klimayı açarız, arabanın içi ısınır tamam mı?" dedi. Aslında oldukça yakışıklı biriydi Jungkook. İş güç sahibiydi de. Biraz gıcık olsa da kibar ve ilgili biriydi. 

"Araba kullanırken bana öyle bakma dikkatim bozuluyor."

Jungkook'un sesiyle kendime geldim. Ben ona mı bakıyordum? Ah, yerin dibine girmeme çok az kaldı.

Yolun geri kalanında pek konuşmadık onunla. Ardından Rosé'ye geldiğimizde beni tekrardan kucağına alması gerekti. Tabi ki Rosé bizi bu halde görünce çok şaşırmıştı.

Math Teacher | Lisk∞k ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin