Bölüm 34- Zorunlu Tatiller ve Dolanan Yalanlar

26.2K 1.8K 401
                                    

Ben geldiiim

Öncelikle hepinize iyi yıllar canlarım, 2021 hayatınızın en güzel yılı olur inşallah

Bu bölümü geçen bölüm harika iki yorum ile beni çok çok mutlu eden okaliptus67 ve renklidunyalargibi şekerlerime ithaf etmek istiyorum. İyi ki varsnız💖💖

Oy sınırımız 550, yorum sınırımız 300

İyi okumalarr

***

Elindeki röntgeni ışıklı levhanın önüne koyduktan hemen sonra yüzü bariz bir şekilde düştü. Morali büsbütün bozulmuştu. Bunu saklamak gibi bir çabası olmadığından Berra hemen öne atıldı.

"Ay ne olmuş, kırılmış değil mi? Zaten yüzü de davul gibi şişti. Ağzı yüzü kaydı valla."

Gülse omuzlarının üzerinden arkasına döndü ve sedyede oturan Arda'yı şöyle bir süzdü. Hiç de ağzı yüzü kaymış gibi durmuyordu. Hala Allah'ın cezası bir yakışıklılığa sahipti. Ve Oğuz'un dağıtamadığı o yüzü kendisi dağıtmak için içi içini yiyordu.

Hem Arda'nın sabah yer sorduğu hemşirenin orada ne işi vardı? Neden salına salına hazırlıyordu malzemeleri?

"Gülse bir şey söylesene, çatlatacaksın adamı. Çok mu kötü?" diye Berra tekrar sorduğunda kendisine gelmek zorunda kaldı.

Derin bir nefes bırakıp "Maalesef." dedi.

"Ay Ailye teyzenin kalbine kesin inecek bu sefer. Kırılmış mı ne olmuş?" diye sordu bu sefer. Burak da bir yandan drama kraliçesi karsını sandalyeye oturtmaya çalışıyordu. Oğuz'u gördüğü yerde Gülse'yi Berra'dan uzaklaştırmak için uzaklaştırma kararı çıkarttırmaya çalışacaktı. Bu dengesiz ile hamile karısının ilişkisine daha fazla göz yumamazdı.

Gülse bir elini önlüğünün cebine koyarken gözlerini kıstı ve Arda'yı göz hapsine aldı. "Maalesef paşamız turp gibi, bir şeyi yok." dedi sinirle. Gerçekten ne vardı güzel yüzü biraz dağılsa?

Berra güçsüz bir soluk bırakırken "Oh!" deyiverdi. "Korktum bir şey oldu diye." diye söylendi Burak'ın onu zorla oturttuğu sandalyesine çökerken.

"Sen niye herkesin annesi gibi davranıyorsun ya, bir tane çocuğun var o da daha içinde. 40 yaşında adam bakar herhalde çaresine. Çok önemsiyorsa kendisini gidip dalmasaydı birisine."

Huysuzca söylenmeye devam ettiğinde Arda'nın yüzündeki uyuz sırıtışın yok olmasını bekledi. Ona 40 yaşında demişti, onu hiç kışkırtmamış gibi tüm suçu ona atmıştı. Bir yerlerde yüzündeki dağıtılasıca sırıtışın bozulması gerekiyordu, ancak olmuyordu.

Bu ortamın sabrıyla oynadığını fark edince kafasını havaya dikti. "Maalesef kimse ölmediğine göre gidiyorum ben, işim gücüm var." dedi. Ancak tabii ki Berra'da buna izin verecek göz yoktu.

"Adamın burnundan kan akıyor hala. Adam gibi yap işini."

"Ölmez diye düşünüyorum." diye karşı çıksa da Berra'nın kendisini oradan çıkarmayacağını biliyordu. Bu yüzden huysuzca Arda'nın yanına ilerledi. Çıkardığı gazlı bezi uygun konuma getirdi. Gerçekten bu adama biraz insafı olsa tamponu beynine kadar itmeden önce lokal anestezik uygulayabilirdi.

Ancak hiç mi hiç yoktu. Bu yüzden tamponu tek hamlede Arda'nın beynine kadar gönderirken ahlamasını gülerek karşıladı. Ancak Arda'nın tepkisi de oldukça kısa sürmüştü. Yüzüne o sinir bozucu gülümseme tekrar yerleştiğinde pamuğu daha müsaip bir yerlerine tıkmak Gülse için yaşamak kadar yüce bir iç güdü haline gelmişti.

Yüzyılın İntikamı (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin