Ufak bir şey deniyorum, ondan ikidir bölüm bu kitaba geliyor. Ama siz de bu sayede beklememiş oluyorsunuz haarika ejfks
Bu bölüme bol bol yorum istiyorum olur mu? Beni kırmayacağınızı biliyorum💖
İyi okumalarr
***
"Oğuz seni geberteceğim!"Son beş dakika içinde bu Oğuz'un aldığı 3. ölüm tehdidi olmuştu. Berra'nın gözlerinden ateş fışkırırken sürekli aynı birkaç cümleyi tekrarlayıp duruyordu. Bir elinde çatal, bir elinde bıçak olması onu çok fazla ciddiye almayabilirdi ancak şu an ölüme en çok yaklaştığı anda olduğunu hissediyordu.
"Ne oluyor burada?" diye sordu Gülse. Azra'nın üzerine yemek döküldükten sonra Berra'nın Oğuz'u banyoya yolladığına şahit olmuştu. Bir süre sessizce o ikisinin geri gelmesini beklemişti. Berra'nın gözlerinden sızan munzur pırıltılar ise kesinlikle hiç hoşuna gitmemişti.
Ancak Oğuz ve Azra'nın dönüşü gidişlerinden kesinlikle çok daha olaylı olmuştu. Azra büyük bir hiddetle yanlarından geçip salona girmiş, daha sonra çantasını aldığı gibi yemeği terk etmişti. Arkasından gelen Oğuz'un ruh halinin ise Azra ile uzaktan yakından bir ilgisi yoktu. Yüz hatları gevşekti, gülümsediği bile söylenebilirdi. Hatta hiçbir şey olmamış gibi yerine oturup yemek yemeye bile başlamıştı.
"Sana güvenip Azra'yla seni bir araya getirdim!" dedi Berra büyük bir hiddetle. Masanın üzerinden Oğuz'a doğru uçmaya hazırlanırken Burak bir kolunu kemer gibi Berra'ya sarıp onu sandalyesine sabitledi.
"Demek sen ayarladın, bir de Azra'ya yalan söyledin?" diye sordu bu sefer Gülse Berra'ya. Berra ufak bir suçluluk duygusuna kapılsa da bu masadaki en büyük suçlunun Oğuz olduğuna emindi. Bu yüzden Gülse'nin sorusunu şimdilik kulak arkası etti.
"Hemen anlatıyorsun, ne yaptın kıza? Ya ben sizin aranızı yapmaya çalışırken her şeyin içine esiyorsunuz." Sözlerinin sonuna doğru sesi alçaldı ve mızmız bir siteme dönüştü.
Oğuz Berra'dan fırsat bulduğunda söze girdi. "Hiçbir şeyin içine ettiğim yok." dedi sakinlikle.
"Konuşmak için fırsat kolladığın kız az önce hiçbirimize açıklama bile yapmadan gitti, farkında mısın?" diye sordu bu sefer Berra. Oğuz'un bu gereksiz sakinlikleri Azra'dan sonra en çok onu deli ediyordu.
"Ben söyleyeceğimi söyledim bile, güven bana."
Berra gözlerini kıstı ve Oğuz'a yandan bir bakış attı. Hareketlerini tarttı. Aklından bir şey geçtiğini o anda anladı. Bu alev alev yanan sinirini bir anda kora çevirdi. "Ne planlıyorsun?"
Oğuz derin bir nefes aldı. Tam bir şeyler söyleyecekti ki sağ tarafındaki kızı anımsadı. Daha sonra bir kafa hareketi ile Gülse'yi işaret etti. "Sonra anlatırım, buna ben hiç güvenmiyorum."
Gülse elindeki çatalı gürültülü bir şekilde tabağa çarparak bıraktı. "Güvensen hata edersin zaten seni şeytanın avukatı." diye tısladı. Ancak bu zamparaya arkadaşını yem edemezdi. Bu yüzden bunu öğrenmeye ihtiyacı vardı.
"Anlat ne anlatıyorsan, merak etme işini baltalamayacağım. Seninle aramızdaki sorun kişisel."
Berra artık gerçekten sinir krizinin eşiğindeydi. "Hadi Azra'yı anladım da, Gülse'ye ne yapmış olabilirsin ki?" diye sordu büyük bir şaşkınlıkla.
Gülse Oğuz'un cevap vermesine fırsat vermeden öne atıldı. "Bana bücürük demişti." diye yanıtladı Berra'yı.
Oğuz bu sorunlu kızım öz güven problemlerini görmezden geldi. "Seni özelimi anlatacak kadar yakın hissetmiyorum, kusura bakma." diyerek onu başından savuşturmaya çalıştı. Ancak Gülse'nin kesinlikle geri adım atmak gibi bir niyeti yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüzyılın İntikamı (Tamamlandı)
General FictionMerhaba! Ben Azra, Azra Karakaya. Şu an ipek çarşaflar arasında, adını bile hatırlamadığım bir adamın koynunda sereserpe yatıyorum. Çıplağım ve biraz da terliyim. Az sonra dış kapımda bir anahtar dönecek, gelen kişi dosdoğru yatak odamın yolunu tuta...