Bölüm 7- Alet Çantaları ve Kızaran Suratlar

43.8K 2.2K 294
                                    

Öncelikle özür diliyorum hepinizden. Güzel ile Huysuz'a söz verdiğim için 2 bölüm üst üste yazmak zorunda kaldım.

Bölüm bir iki gün gecikti, kusura bakmayın

Oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayalım💖💖

İyi okumalar

***

"Oğuz, Burak seni çağırıyor. Bi bakabilir misin?" dedi yaklaşık beş dakika önce.

Burak'ın kimseyi çağırmadığını aslında ikisi de biliyordu. Ancak Oğuz da Azra'nın bu ufak oyununa ayak uydurmayı seçti.

Şimdi otelin en üst katında, balo salonunun hemen yanındaki terasta, rüzgar tenlerini yalayıp geçerken orada öylece dikiliyorlardı.

Azra'nın sinirden dili ağzının içinde düğümlenmişti. Oğuz ise karşısındaki kadının ağzını defalarca açıp kapamasını büyük bir keyifle izliyordu.

"Eee, Burak nerde?" diye sordu arsız arsız. Bu Azra'yı iyice tetiklemişti. Elini kaldırıp ayasını Oğuz'un yanağına sertçe indirdi.

Bu tokat kesinlikle beklenmedikti. Az önce iki kelimeyi bir araya getiremeyen kadından bir tokatı beklemiyordu. Bir eli refleks olarak kızarmaya yüz tutan yanağına gittiğinde iyice irileşen gözlerini Azra'ya çevirdi.

"Sen ne yaptığını sanıyorsun?" diye sordu. Azra adamın bir an yükselen ses tonundan ürktüyse de geri adım atmadı.

"Asıl sen ne yapıyorsun?" diye sordu daha yüksek bir perdeden. Bir nevi üste çıkmış oldu.

Oğuz'un cevap vermesine izin vermeden devam etti. "Kendimi nasıl bok gibi hissettim biliyor musun sen? Bir de kadın bebeğini kaybetmek üzereydi." dedi. Sesi o kadar yüksekti ki boğazı biraz yanmıştı.

"Bu sana ders olmuştur işte." dedi Oğuz keyifle. Yaptığından kesinlikle pişman değildi. Bu şımarık kızın böyle bir derse ihtiyacı vardı. "Bundan sonra nişanlını kiminle aldattığına dikkat edersin."

"O. Benim. Nişanlım. Değil." dedi Azra her kelimesini teker teker vurgularken. Bir ay boyunca Berk'in yeni sevgilisi ile çıkan her haberinde Azra'nın adı da anılmıştı. O iğrenç adam ile aynı yerde anılmak artık kanına dokunuyordu.

Oğuz Azra'nın yumuşak karnını bulduğunu fark edince burayı biraz deşmeye karar verdi. "Nerede bu akşam? Nasıl yalnız bıraktı senin gibi bir kadını?" diye sordu. Son cümlesi o kadar farklı bir tını ile söylenmişti ki Azra bu cümlenin kanına dokunmasına engel olamadı.

Azra derin bir nefes aldı. Gözlerini kapattı. Sakinleşmezse bu adamın üzerine atlayıp en azından suratının bazı yerlerinde birkaç gözle görünür hasar bırakabilirdi.

"Nasıl bir kadını?" diye sordu. Oğuz'un imasını yanlış duymuş olmayı diledi.

"Senin gibi bir kadını işte. Nişanlısı gider gitmez kendisini başka adamların kollarına atan bir kadını."

Azra ağzını araladı. Tam kendisini savunacaktı. Hiçbir şeyin o fasülye kadar beyni ile düşündüğü kadar basit olmadığını söyleyecekti ancak hırsına yenilmedi.

Bu adama kendisini neden açıklayacaktı ki, eline ne geçecekti? O da kendisini öyle bir kadın olarak bilsindi. Burak'ın arkadaşı olmasına rağmen bu güne kadar aynı ortamda bile bulunmamışlardı. Bu günden sonra da elbet bir daha karşılaşmazlardı.

"Evet." dedi "Tam olarak da öyle bir kadınım. Sen de tek gecelik bir maceramdan fazlası değildin. İkinci bir geceye layık bile bile görülmedin. Şimdi rahat bırak beni."

Yüzyılın İntikamı (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin