Bölüm 36- Gerekli Şüpheler ve Tehlikeli Yolculuklar

22K 1.7K 90
                                    

Müjdeee düzenli bölümlere geri dönüyoruz. Sınavlarım yine boğazıma yapışmışken biraz uzak kaldık ama döndük gaarii

Siz beklemeyin diye bu bölüm bir miktar kısa oldu, ama devamı hemen yarın geliyor.

‼️Sınır yok, bölüm yarın ama oylarımızı verelim olur mu?‼️

İyi okumalarr

***
Bazı şeyleri idrak edebilmesi için sabah olmasına kesinlikle gerek yoktu. Geceyi aydan başka hiçbir şey aydınlatmazken de, kaç promil olduğunu bilmediği alkol kafasını bulandırırken de bile isteye bir belaya yürüdüğünün farkındaydı.

Yine de kafası iyice açılmış bir şekilde, bir şeylere gün ışığında bakmak hepsinden kötüydü. Dün Arda kendisini öpmüştü. Ve biliyor musunuz, bu Gülse için bile o kadar şaşırtıcı değildi.

Bunun bir yerde gerçekleşeceğini içten içe biliyordu. Arda'yı beğeniyordu. Allah kahretsin ki onda kendisini çeken bir şeyler vardı.

Bu çekim gücüne ayık kafa ile karşı koymak bir şekilde mümkündü. İçinden sürekli Arda'nın götün teki olduğunu tekrarlaması, onu Azra'nın yerine cezalandırmak istemesi ayık kafayla bile çok zordu, ancak mümkündü.

Oysa dün gece alkolün dozunu biraz kaçırmışken, kasları gevşemiş, zihninde dolanan her şeyin önem sırası kaybolmuşken ona karşı koyamamıştı.

Bunun için kendisini suçlayabilirdi. Bir hafta, iki hafta bundan pişmanlık duyabilirdi. Ya da duymuş gibi yapardı. Çünkü o aptal öpücük asla o kadar yanlış hissettirmiyordu.

Bu bir hata olsa her gözünü kapattığında bir hatanın hayalini kurmazdı.

Ufak bir öpücüğe aşırı anlam yüklemek belki de ergenliğinin ortalarından beri yapmadığı bir şeydi. Ancak şimdi bu primitif düşüncelere engel olamıyordu.

Bu öpücük bu kadar doğru hisettirirken asla yanlış hisettirmemesi gereken şey buradan bakınca asrın hatası gibi duruyordu. Bir gecede hayata bakış şeklinin tam tersine dönmesi inanılmazdı.

Basit bir öpücüğün hayatının altını üstüne getirmiş olması gerçekten inanılmazdı.

Ufuk ile basit bir iş birliği yapmış olmak nedenini bile bilemediği bir şekilde en büyük pişmanlığı haline gelmişti. Bununla pek tabi savaşabilirdi. Kendisine Ufuk'un doğru, Arda'nın yanlış olduğunu tekrarlayabilirdi. Bunu boş bir deftere yüzlerce kez yazıp, buna beynini bir şekilde ikna edebilirdi.

Ancak Ufuk'a ihanet etmişlik hissi ile baş edemiyordu. Ve baş edemeyeceğini de biliyordu. Bunu Ufuk'un bilmediği her saniye ömründen birkaç yıl geçmiş gibi hissettiriyordu.

Saat sabahın 6'sıydı. Ancak yapacak bir şey yoktu. Zehrini bir şekilde akıtması gerekiyordu.

Komidinin üzerinde bulunan telefonuna sarıldı. Sık arananlarda üst sıralarda olan numarayı acele ile tuşladı.

Bip sesleri kesilir kesilmez kendisine bile ilk defa sesli itiraf ettiği şeyi Ufuk ile paylaştı.

"Ufuk, ben Arda'yla öpüştüm."

***

Bir anne kucağından uzak olan herkes için varabildiği her kucak, ana kucağı ile olan yakınlığı ile ölçülür. Çünkü ana kucağı en sıcak olandır. Seni en savunmasız, aynı anda en güven dolu hissettirendir.

Bu yüzden karşılaştığın herkesi, güvenmek üzere olduğun herkesi bir şekilde annen ile karşılaştırmadan duramazsın. Bir insan ne kadar anne gibi hissettiriyorsa, o kadar güven verir aslında.

Yüzyılın İntikamı (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin