"Kumsal konuşalım mı?"
Konuşmak istediğimi hiç sanmıyordum. Duymaktan korktuğum o sözcüklerden herhangi birisini dahi duymaya tahammülüm yoktu. Yinede eninde sonunda buradan çıkacaktım değil mi? Burdan ne kadar çabuk ayrılırsam yararımaydı. Kapıyı açtım ve onun ağzını açmasına dahi izin vermeden konuşmaya başladım.
"Çok çok çok özür dilerim Bulut. Bu eve geri döndüğüm ve gözlerine tekrar baktığım için özür dilerim. Biliyorum yapmamamı söylemiştin ama elimde değildi. Anneme yalan söylemek zorundaydım yoksa bu eve tekrar dönmeyi bende istemezdim. Ne de olsa kovuldum ve kovulduğun eve geri dönmek yüzsüzlükten başka bir şey değil, biliyorum. Ama senin ağzından bunları duymak istemiyorum. Bildiğim şeyleri söylemene gerek yok. Ve gözlerine bakma kısmına gelirsek de.. biliyorsun sakarlığım vardır biraz. Özellikle de endişeli olduğum zamanlarda. Annemi idare ettiğin için de çok teşekkür ederim. Ve şimdi annemi de alıp bu evden gidiyoruz. Bu defa söz veriyorum ki bir daha gelmeyeceğim."
Aceleyle cümlemi sonlandırıp annemi almak için salona yöneldim. Fakat ayağımın Bulut'un ayağına takılmasıyla yine dengemi kaybettim. Yeri kucaklamak için beklerken belime sarılan kollar bunu engelledi. Bulut beni geri çekip hafif gülercesine konuştu.
"Evet sakarlığın var biraz."
Utançtan yerin diplerine girmek istiyordum. Şu evden sağ sağlim bir çıkabilirsem tüm gün boyunca anneme yardım edeceğim. Söz. Tekrar gitmeye yeltendim ama kollarını belimden ayırmadı.
"Gidebilir miyim?"
"Hayır."
"Ne?"Hayır mı dedi? Neden ki? Şuan bu evden çıkıp gitmemi istemiyor muydu? Yoksa söyleyeceklerini söylemesine izin vermediğim için mi beni bırakmıyordu?
"Gidemezsin."
"Neden? Gitmemi istiyordun."
"Hala istiyorum."Anlaşılan söyleyeceklerini söylemediği için beni bırakmıyordu. Peki. Bunları Bulut'un ağzından duymaya hazır mıydım? Bulut ne zamandan beri bana karşı bu kadar kötü birisi olmuştu? Söyleyeceği şeyleri bildiğimi ve ondan duymak istemediğimi söyledim. Ama yinede yüzüme mi vurmak istiyordu bunu? Eski Bulut neredeydi?
"Duymak istemiyorum."
"Neyi?"
"Söyleyeceklerini."Gözlerim dolmuştu. Ona doğru döndüm. Kolları hala belimdeydi. Gözlerimi kurulamaya çalışarak konuştum.
"Sen ne zamandan beri bu kadar bencil oldun Bulut? Eski sen aniden yok oldu. Ben o düşünceli ve sevgi dolu Bulut'u özledim."
Yüzünden şaşkınlık okunuyordu.
"Sadece özür dilemek istemiştim."
Özür mü? Gözlerimi kırpıştırarak Bulut'un ciddi olup olmadığını anlamaya çalıştım.
"Gerçekten mi?"
"O gün söylediğim sözler çok ağırdı biliyorum. Özür dilerim. Sadece gitmeni istemiştim. Çünkü sana zarar veriyorum Kumsal. Senin beni sevmiyor oluşun önemli bir mesele değil. Ben bu sebepten arkadaşlığımızı bozmak istemedim. Ama o gün ormanda.."Sebebi buydu demek. Beni yaraladığı için kendini suçlu hissediyordu. Oysaki ben onun sevgisini kabul etmediğim için sanmıştım.
"Bulut ben unuttum bile. Hem o bir kazaydı. İsteyerek yapmadın. İzi bile kalmadı ciddiyim. Hayatıma olduğu gibi devam ediyorum. Sende unut. Sen bana zarar vermiyorsun Bulut. Sen olmasaydın ben şuanda bir ölü gibi yaşıyor olurdum inan bana. Tek arkadaşım sendin. Ve eğer tek sorun buysa. Yani o gün ormanda yaşananlarsa. Ben hala bir bencil olduğunu düşünüyorum."
"Tek sorun bu da değil. Ama senin sadece bunu bilmen yeterli. Yaptıklarımdan dolayı özür dilemek istedim sadece ve şimdi gidebilirsin. Annen zaten kapıda bekliyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELEZ
VampireAnnesi bir insan babasıysa vampir... Kuralları çiğneyip birlikte olan bu iki aşığın bir çocuğu olur. Bu yüzden babası idam edilir. İdam edilirken herkesin zihninden kızını siler. Kızının güvenliğini sağladıktan sonra ölür. Fakat zihin okuma gücü ola...