MELEZ

-24-

"İyi değilim Kumsal, bu saatten sonrada iyi olamam."

Beni korkutuyordu.

"Ne demek istiyorsun?"

Cevap vermedi. Sadece ona sarılıp acısını dindirmek istiyordum. Ama ona sarılmama izin vermezdi değil mi? Elimi saçlarına daldırdım. Gülümsedi fakat aniden tekrar yüzünü buruşturdu. Aynı zamanda tişörtünü daha da çok sıkmaya başlamıştı.

"Git buradan!"
"Efendim?"
"ŞU LANET ELLERİNİ SAÇIMDAN ÇEK VE GİT YANIMDAN!"

Birden bağırmasıyla refleks olarak elimi çektim. Neden onun yanından gitmeliydim? Hem de onu bu halde bırakıp nereye gidecektim? Yanında kalmak istiyordum.

"Sen gitmezsen daha kötü olucam. Seni kurtarmamı istedin, kurtardım. Şimdi git. İşi daha fazla zorlaştırma."

Gözlerim doldu. Neden böyle yapıyordu birden? Yerimden sendeleyerek kalktım. Dolmuş gözlerimi elimin tersiyle sildim. Ama arkamı dönüp koşmamla yerini yenileri almıştı ve ben hiç durmadan ağlamaya başladım.

Kaçırıldığım için bile bu kadar ağlamamıştım ama sırf Aaron beni yanından kovdu diye hiç durmadan nereye gittiğimi bilmeyerek koşuyor ve ağlıyordum. Neden beni kovmuştu? Ben yanında kalıp tıpkı onun bana yardım ettiği gibi bende ona yardım etmek istiyordum. Yaprak'ın ya da Akın tipli vampirin söylediklerinin hiçbirisi umrumda değildi. Ben bir melez değildim. Gerçekten buna inanmamı beklememişlerdi heralde. Ben bir melez olmadığıma göre de Aaron'ın benim yanımda olmasının başka sebepleri vardı. Ve nedense... bu sebebin benden hoşlanıyor olduğu olmasını diledim.

Sonunda yorulduğumda soluklanmak ve etrafıma bir göz atmak için durdum. Hala ormandan çıkamamıştım. Olduğum yere çöktüm ve başımı ellerimin arasına alıp ağlamama devam ettim. Neden bu kadar kötü hissediyordum? Belki de her şey üst üste geldiği için kaldıramıyorumdur. Ya da Yaprak'ın söylediği şeylerin doğru olma ihtimali beni korkutuyordur. Belki de sadece çok güçsüz biriyimdir. Ama şuanda yapmam gereken tek şey ağlamakmış gibi hissediyorum. Ve yapıyorum da.

**

Bulut'un ağzından;

Kumsal'ı uzun bir süre uzaktan izledim. Yanına yaklaşamamak canımı çok yakıyordu. Ama tabiki onun yanında olduğum zamankinden daha azdı bu acı. Onun sürekli bana yakın davranması, sürekli beni düşünmesi ama asla beni sevmemiş olması ya da asla arkadaştan başka bir şey olarak görmemiş olması benim canımı daha çok yakıyordu. Böylesi ikimiz içinde daha iyiydi. Hem Kumsal'ın yanında onu seven bir en yakın arkadaşı olmayacaktı hem de ben onu eskisi gibi sadece izleyerek daha az canım yanıcaktı.

Uzun bir süre ağlamıştı. Neden ağladığını bilmiyordum. Yanına gidip soramamış ve onu teselli edememiştim. Ama en sonunda yorgun düşmüş ve uykuya dalmıştı. İki saatlik bir ağlamanın sonucu bunlar normaldi gerçi. Onu aslında çok yakınından izliyordum ama beni görmemişti çünkü hava karanlıktı. Gerçi şuan yeni yeni güneş doğuyordu. Artık gözle seçilebilirdi yerler. Kumsal'ın ormanda tek başına uyuması tehlikeli olabileceğinden onu buradan götürmem gerekiyordu. Ama nereye? Kendi evime götüremezdim. Dağ evine de götüremezdim. Eğer oralara götürürsem tekrar beni görürdü. Bunu istemiyordum. Bu haldeyken, annesine bir açıklaması olmadan öylece evine de bırakamazdım. Aaron'ın evine de hiç götürmek istemiyordum ama anlaşılan başka çare yoktu. Kumsal'ı kucağıma aldım ve biraz uzakta park edilmiş arabaya götürdüm. Onu arka tarafa yatırdım ve sürücü koltuğuna geçtim. Uzun bir yolculuk olucaktı. Yaprak Aaron'ın Kumsal'ı bulma ihtimaline karşı onu olabildiğince Aaron'dan ve Aaron'ın evinden uzak tutmaya çalışmıştı. Ama tabiki başarılı olamamıştı. Aaron onu bulmuştu. Fakat benim yardımımla. Ben olmasam bir şey yapamazdı. Tabiki kendimi ondan daha üstün tutmuyordum. Güçlerimiz neredeyse aynıydı fakat Aaron nedenini bilmediğim bir sebepten dolayı sürekli kalbi ağrıyor ve bazen yürüyemiyordu bile. Vampirler yaşlanabiliyor muydu acaba? Ona ne olduğunu sormuştum ama beni terslemiş ve sinirlendirmişti. Bu yüzden ona yardım etmek istememiş fakat konu Kumsal olduğu için kabul etmiştim. O haliyle tabiki Yaprak ve Akın'la dövüşemeyeceği için o görevi ben üstlenmiş Aaron ise Kumsal'ı evden uzaklaştırmıştı. Sonunda buradaydık. Kumsal kurtulmuştu neyseki. Aaron'ın nerede olduğunuysa bilmiyordum. İlgilenmiyordum da.