-42-

3K 195 29
                                    

Multimedia: Yağmur

Millie'nin gözleri endişeyle büyüdü.

"Bunu yapamazsın. Üç gün boyunca sana hiç yaşamadığın acıları yaşattım. Şimdi önünde iki seçenek var Aaron. Ya bu ızdıraplara bir hafta daha katlanıcaksın ya da benimle yatıcaksın. Sonra artık her ne istiyorsan sana vereceğim."

"Bu bahsettiğin acılar benim için hiç bir şey Millie ama bir hafta çok geç. Senin gibi biriyle yatmakta midemi bulandırıyor malesef. Yani anlaşmadan çekiliyorum."

Millie yavaşça yatağa oturdu. Hayal kırıklığı ve kırgınlık yaşıyordu belli ki. O sırada bir şey fark ettim. Gözü sarıdan kahverengiye dönmüştü.

Gözü renk değiştirdiği anda hareket edebildiğimi fark ettim. Sanırım yaptığı tüm büyüleri etkisiz hale getirmişti.

Bu tahminimi doğru çıkaran diğer bir şeyse Aaron'ın vampir güçlerinin geri gelip zincirleri kırması ve az önce iznimiz olmadan giremediğimiz eve Yağmur'un bodoslama dalması oldu.

Yağmur bana doğru endişeyle ilerlerken Aaron Yağmur'un önüne geçip beni kolumdan tuttu. Beni odadan çıkarırken gözlerim Millie'ye kaydı.

Bana çok sinirli bir şekilde bakıyordu. Ama aslında sinirli değil kırgındı. Acaba ne olmuştu tam olarak aralarında? Şuanda bahsetmiyorum. Eski anılarından.. acaba ne yaşamışlardı? Yani tabiki az önce ne yaşadıklarını da merak ediyordum ama asıl merakım onlarca yıl önceki zamanla ilgiliydi.

Odadan ayrıldığımız da göz temasımız bozuldu. Kafamı iki yana sallayıp kendime gelmeye çalıştım. Millie ne kadar hoş birisine benzesede ondan hoşlanmamıştım.

Evden çıkarken Yağmur'un da sinirli gözlerini Aaron'a dikmiş ve peşimizden geldiğini gördüm. Evden çıktığımızdaysa Aaron kolumu bırakmadan aynı hızla yürümeye devam etti.

Bende ona olan kırgınlığımdan ve kandırılmış olmanın verdiği acı duygudan dolayı kolumu ondan çekmeye çalıştım. Şu lanet güçlerim neden bir işe yaramıyorlardı?

Aaron bana sinirli bir bakış attı.

"Kumsal itiraz etmeden yürü!"

Bu çocuk sanırım bir şeyi unutuyordu. Ona olan kırgınlığımdan değildi sadece. Ben hamileydim. Onun hızına yetişebileceğimi filan mı sanıyordu? Zaten bugün yaşadığım şeylerden dolayı bebeğe bir şey olmuş olma olasılığı yeterince yüksekti. Ve ben bundan ölesiye korkuyordum.

Aaron birden durdu. Bana baktı.

"Haklısın unuttum."

Düşüncelerimi dinlemeyi kes! Ya da dur dinle. Pislik vampir. Bu kez doğruluğundan şüphe etmemen için tekrar söylüyorum ki, senden nefret ediyorum.

Sinirlendirmeyi başarmıştım sanırım. Bana kaşlarını çatık bir bakış attı. Bende ona dil çıkararak çocukça bir davranışta bulundum. Bana göz devirdi.

Beni kucağına almaya çalıştı ama ben elinden bir anda kurtulup hemen yanımızdaki Yağmur'un arkasına saklandım.

"Kumsal gel buraya delirtme beni!"

"Banane ya ben seninle gelmem. Sana artık hiç güvenmiyorum. Seni aramaya gelende suç zaten. Ben Yağmur'la dönerim sen git."

Derin bir iç çekti.

"Kumsal. Son kez düzgünce söylüyorken gel."

"Gel. Miy. Cem."

Yağmur'u omzundan itti ve beni kolumdan yakaladı. Neredeyse yere düşecekken son anda yanındaki ağaca benzeyen şeye tutunan Yağmur öfkeyle Aaron'a döndü. Ama Aaron beni kucaklayıp çoktan ondan uzaklaşmaya başlamıştı. Bir kıza nasıl böyle kaba davranabiliyordu!

MELEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin