"İzel!"
Koşarak mutfağa girdim. Ne olduğunu sorgulayan bakışlarıma tebessüm ederken yanıma doğru yaklaşıyordu.
"Sana ne diyeceğim?"
Tek kaşım istemsizce kalkarken tişörtümden tutup kendisine doğru çekti. Bir anda kucağına alarak popomu tezgahla buluşturdu.
"Ne yapıyorsun yine deli?"
"Böyle gülüyorsun ya.." derken bacaklarımı ayırıp kendisine yer açtı ve daha da yaklaştı. "Daha fazla aşık oluyorum."
"Öyle mi?" diye sorarken kollarımı omuzlarına doğru attım. Tek elimle sakallarını sevmeye başladım. "Ne diyeceksin bakalım?"
Uzun uzun gözlerimin içine bakıp birden bağırdı.
"Çocuk mu yapsak?!"
Bir anda bağırdığı için hem korkmuş, hem sevinmiş, hem de şaşkınlıktan deliye dönmüştüm.
"Ben zaten hamileyim öküz!"
Durup, düşünüyormuş gibi yaptı.
"Yapma ya, yine mi yapmışız."
"Çok öküzsün sal beni" derken tezgahtan atlamaya çalışıyordum ama çok sıkı tutuyordu.
"Olsun, biz yine de bir şeyler yapalım.."
Gülümsemesine bakarak erirken, yakışıklılığına anlam vermeye çalışıyordum.
Bu adam bir harikaydı!
"Sevişelim mi Kanar?!"
Teklifimi kafasıyla art arda onaylarken gülerek dudaklarıma yaklaştı. Yavaş yavaş güzel dudaklarını öptüğümde...
"Anni!"
"Ulan hassiktir ama!"
Kanar'a doğru vurduğumda tezgahtan aşağı doğru kaydım.
"Babam küfüy mü etti?"
Şaşkın yüzüne bakarak güldüm ve yanaklarından öptüm.
"Ettim oğlum, hayata öfkeliyim ben."
"Neden ki bapa?"
Kanar'a saçmalamaması için baktığımda gülmeye devam ediyordum. Elimde değildi.
"Seni erken yaptık oğlum biz, erken. Şimdi yapıyor olsaydık, hiçbir derdim olmazdı.."
Kutay, hiçbir şey anlamayarak bana doğru baktığında burnundan yavaşça öptüm.
"Saçmalıyor oğlum baban, sen dinleme onu."
"Uykun falan yok mu oğlum senin. Veletler hep uyur, sen niye uyumuyorsun?"
"Ama baba uykum yok ki benim."
"Sorun da burada ya zaten oğlum, bayıltmak istemiyorum seni, git de azıcık uyu."
"Acıktın mı oğlum sen?"
"Evet anni, çok acıktım."
Minik elleriyle karnını tuttuğunda dolaba doğru yöneldim. Kanar, arkamdan geçip giderken hala söyleniyordu.
"Ben de anana acıktım, ama nerde.."
Kutay, yemeğini yerken salona girdim. "Ne yapıyormuş benim kocam?"
"Gel de azıcık yanıma, güzel şeyler göreyim."
Kafamı bacaklarının üstüne koyarak uzandım.
"Yarın ne yapacaksın?"
"Ofise gideceğim sabah, senin nasıl geçti bugün?"
"Bilmiyorum ki Kanar, her şey yolunda gibi.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kıtlama Şekeri
Roman d'amourEmre, Hakan, Fatih, Sado ve İzel.. Hakan çok sinirli olduğu için ona bulaşmaya cesaret edemeyen Emre, usulca Sado'nun yanına yaklaşırken onu uyarmak yerine sessizce gülmeyi tercih ediyordum. Sado birden ensesine yediği darbeyle afallarken Emre'nin a...