1.2

1.6K 133 70
                                    

YENİ ROLLER



Günümüz

Seul


Mark ve ben banyodaki yakınlaşmamızın ardından masamıza geri döndük. Köşede canlı müzik yapan bir caz İkilisi vardı. Saksafonun dokunaklı sesi, Nature Boy'un girişini seslendiren kadife sesli şarkıcının sesine karışıyordu.

"Bir çocuk vardı... çok tuhaf, büyülü bir çocuk..."

Onu duymazlıktan geldim.

Geceme daha fazla duygusallık yüklemeye gerçekten ihtiyacım yoktu.

Mark bana bakıyordu ve gerginliğimin sırtımdan yukarı tırmandığını hissettiğimde onun beni rahatsız edecek bir şey söyleyeceğini anladım.

Alçak sesle, "Benimle dans et," dedi.

Bu bir soru değildi.

"Iıı... Neden?"

Gülümsedi ve dans pistindeki birkaç çifte baktıktan sonra tekrar bana baktı.

"Çünkü sana söylemem gereken şeyler var ve bu lanet masanın aramıza girmesini istemiyorum." Şarabından bir yudum aldı ve parmaklarına baktı. "Sana yakın olmak istiyorum."

Bunun düşüncesi bile beni öfkelendirdi. Onunla dans etmek istemediğimden değil, canımı acıtacak kadar çok istediğimden.

Şaraptan bir yudum aldım. Koca bir yudum. Bu anlamsız bir hareket. Çünkü dünyada şu an için yeterli şarap yok.

Onun ayağa kalkıp masanın benim tarafıma gelişini dehşete düşerek ağır çekimde izledim.

"Bence dans etmemeliyiz," dedim.

Elini uzattı. "Lütfen Donghyuck."

Eline baktım. Onun o mükemmel, sıcak eline. Sonra yüzüne baktım. Gözlerinde öylesine kırılgan bir umut vardı ki hayır demem imkânsızdı.

Avucumu avucuna bastırdım ve parmaklarımız birbirine dolandı. Hiç hakları olmadığı kadar mükemmel bir uyum içindelerdi yeniden.

Beni dans pistine götürdü ve kollarının arasına aldı. İstemeden iç geçirdim.

Dudağını kulağıma yaklaştırarak, "İlk kez birlikte dans edişimizi hatırlıyor musun?" diye sordu.

"Hayır," dedim çünkü olayları bir de onun ağzından duymak istemiştim.

"46. Batı Caddesi'ndeki kulüp için reklam filmi çektiğimiz geceydi. Unuttun mu? Sen, ben, Lucas ve Seungmin seçilmiştik. Hepimizin havalı ve arkadaş gençler olması gerekiyordu."

"Evet ama ben Lucas'la eşleştirilmiştim. Sen de Seungmin'le"

"Kıskançlıktan ölmüştüm. Lucas popona dokunmuştu."

"O, senin arkadaşındı."

Gözleri birbirine kenetlenmiş ellerimize kaydı. "Eskiden sana öyle dokunan hiç kimsenin arkadaşım olmadığını düşünürdüm."

"Ona yumruk atmaya çalışmıştın."

Birkaç saniye durakladıktan sonra, "O geceki davranışlarımla gurur duymuyorum. Senin kendine güvenemeyen, kıskanç bir pislikten çok daha fazlasını hak ettiğini fark etmeme neden olmuştu," dedi.

All The Things He Said ||  MarkhyuckHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin