2.1(Final)

1.7K 121 89
                                    

AYDINLANMA


Günümüz

Seul

Lee Donghyuck'un Günlüğü


Sevgili Günlük,

Müjde! Mark, tekrar bir araya gelmemizi istiyor. O yüzden artık büyülü bir şekilde iyileştim ve sonsuza kadar mutlu yaşamak üzere adım atacağız.

Fark etmediysen belirteyim: Dalga geçiyorum.

Aslında Mark'ın değiştiğine ne kadar inansam da bu yeterli değil.

Keşke geriye dönüp kendi kendime ona böylesine âşık olmayayım diye yalvarsaydım. Genç halim dinlemezdi tabii. Onun sorunlu olduğunu biliyordum ama bütün o pürüzleri düzeltecek, boşlukları dolduracak kadar güçlü olduğunu sanmıştım.

Bir süre öyleydi de ama bu sadece bir hayaldi. Nasıl kar yağar da kocaman delikleri doldurarak yer pürüzsüz ve sağlammış gibi görünür ya, işte öyle.

Mark'la aramız hiçbir zaman sağlam olmadı. Sadece mahvolmuşluğun çeşitli evrelerini yaşadık. Her zaman kocaman güvensizliklerin eşiğinde durduk.

Şimdiyse gelmiş, benden o güvenilmez yoldan tekrar yürümemi istiyor ve bana karşı öyle özenli davranıyor ki yolun güvenli olduğuna inanmak geliyor içimden.

Asıl sorun şu: O ne kadar özenli olsa da diğer düşüşlerimi hep hatırlayacağım ve bana ne kadar farklı olduğunu söylerse söylesin, her zaman bundan zararlı çıkan taraf olacağımı bileceğim.

Onun değişmek istemesine neden olacak kadar etkili bir aydınlanma yaşaması için kalbimin iki kez kırılması gerekti. Aferin ona!

Peki ya ben aydınlanmamı ne zaman yaşayacağım?

Barda durmuş, votka kokteylimi yudumluyordum. Bu üçüncü kokteylimdi ve sonunda daha az hissetmeye başlamıştım. Ya da belki daha çok hissediyordum. Hangisi olduğunu anlamak güçtü.

Restoranın öbür ucundaki oyuncu arkadaşlarımın güldüklerini ve konuştuklarını duyabiliyordum. Teknik provalar, ön gösterimler, herkes bizi gala gecesinde yargılamadan önce, oyunu mümkün olduğunca mükemmel bir hale getirmek için gelecek hafta tiyatroya taşınacak olmamızı kutluyorlardı.

Ben de onlarla olmalıydım ama keyfim yerinde değildi.

Kyungsoo bana kadeh kaldırıp gülümsedi. Yarattığı şeyden çok memnun. Mark'la ben, sahne üzerinde kusursuzuz. Bu da Kyungsoo'nun yeteneklerime inanmasını sağlıyor.

Ona gülümsedikten sonra içkime baktım.

Kyungsoo, duyguları tarafından yavaş yavaş boğulmakta olan birine güvendiğinin farkında değildi.

Mekânın bir ucundan derin kahkahalar yükseldi. Dönüp baktığımda Kyungsoo hararetli el kol hareketleri yaparken, Mark'ın neşeyle güldüğünü gördüm. Çok mutlu görünüyordu.

İçkimi bitirip bir tane daha sipariş verdim. Belki şanslı sayım dörttür.

Yanımdaki bar taburesine bir adam oturdu. Scotch viski isterken bana gülümsedi. Biraz Mark'a benziyordu. Koyu kestane saçlar ve siyah gözler. Yakışıklı. Pahalı bir takım elbise giymişti. Kravatını gevşetmiş, gömleğinin üst düğmesini açmıştı.

Dik dik bakıyor olmalıydım çünkü barmen içkisini uzatırken bana baktı. "Size de bir tane almak isterim ama sizinki henüz yeni gibi duruyor."

All The Things He Said ||  MarkhyuckHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin