33.Bölüm

3.3K 196 46
                                    

Yazım hatalarını kontrol etmedim siz görünce yazıp uyarırsınız öptüm hepinizi

"kızım artık yiyecekmisin o yemeği" Annemin bana seslenmesiyle daldığım yerden sıçrayarak anneme döndüm. Şuan hep beraber sabah kahvaltısını ediyorduk, kahvaltıdan sonrada tekrar eve geçicektik malum Selimin doğum günü ve kesinlikle partisiz geçmez. Dalma sebebimse tabikide akşamki mesajdı. Sürekli aklımı kurcalayıp duruyordu.

Annemlere bakıp çatalımı tabağın kenarına bıraktım

"iştahım pek bugün yok anne"

"Niye,  ay hastamı oldun yoksa" dedi telaşla

"hanım bir dur Allah aşkına kız bir iştahım yok dedi alt tarafı" annemi rahatlatmak için   zoraki bir şekilde  gülümseyip başımı salladım

"evet anne hemen senaryolar yazma sadece iştahım yok işte"

Efekanda bir kaç saniye bana bakmış ardından tekrar kahvaltısına dönmüştü. Kahvaltıdan sonra dolabımdan üstüme birşeyler geçirip salona geçtim. Babam televizyon İzliyordu annem ortalıkta görünmüyordu Efekanda telefonuyla uğraşıyordu.

"Ben hazırım çıkabiliriz" Efekan telefonu cebine tıkıştırıp ayağa kalktı. Annemde mutfaktan çıkıp yanımıza geldi

"kızım gidiyormusunuz"

"gidelim artık anne"  dedim

"Tamam yavrum ama mutlaka yine gelin böyle olurmu"

"geliriz tabiki annecim" dedim gülerek. Babamla beraber bizi kapıya kadar geçirip içeri gitmişlerdi. Yolun kenarındaki arabasını görünce oraya yöneldim Efekanda peşimden tabi.
Arbaya yerleşip yola koyulduğumuzda aklıma gelen fikirle aniden efekana döndüm

"aslında eve gitmeden önce bir avm ye uğrasakmı selime bir hediye almam lazım, sende bana iyi bir fikir verebilirsin gibi" dedim

"olur" dedi sadece ve yoluna devam etti. Arabayı avm nin otoparkına bırakıp indik

"sence ne almalıyım" dedim mağazalara bakarken. Efekan hafif bir şekilde omuz silkip oda etrafı incelemeye başladı

"bilmem buluruz şimdi bir şeyler gel bakalım" dedi elini omzuma atarak. Şaşırarak ona doğru döndüğümde oda bana bakıp göz kırptı. Gözlerimi devirip önüme döndüğümde gülerek beni dahada göğsüne çekti.

"Aslında selim basketbol oynuyor ya onunla ilgili birşeyler mi alsam "dedim efekana doğru.

" mantıklı "deyip beni spor mağazasına soktu. Biraz bakındığımızda güzel bir basketbol topu şeklinde hoş bir bileklik bulmuştuk. Bulmuştuk bulmasınada fiyatıda bizi bulmuştu. Hayır alt tarafı bir bileklik yani ne gerek var ebesinin şeyine kadar çıkartmaya. Efekanın verdiği kartla alış verişimizi yapıp tekrar eve yöneldik.

Evden içeri geçtiğimizde ilk gözüme çarpan ekin ve özgür olmuştu. Elinde oyun konsoluyla yarışma yapıyorlardı.

"Hadi be koçum yürü be koçum yen şu ekini be koçum. Koçummmmmm benim be aslanım benim be. Ne oldu ha, ne oldu artist böyle yeneriz işte" elindeki kolu öpüp gururla havaya kaldırdı özgür.

"çocuklar acaba biraz daha sessizmi oynasanız şu oyunu" dedi Asya abla. Kendiside kocasının göğsüne sırtını dayamış elinde bebek dergisi karıştırıyordu. Hamile ve öfkeli. Şuan uysaldı ama her an delirebilirdi.

"Asya abla bu oyun sessiz oynanırmı ya bağıracaksın böyle hunharca ki keyfi olsun" dedi özgür gözlerini ekrandan ayırmadan. Daha fazla ayakta dikilmemek için efekanla beraber salona geçtik.

Okuldaki KOCAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin