31.Bölüm

2.9K 202 292
                                    

Gençler yorumlarımız neden azaldı ya. Ne bilim önceden heyecanla bölüm yazardım yorumları okudukça dahada heyecanlanıp bir an önce bölümü bitirmeye çalışırdım. Gelen yorumlar yine çok güzel ama baya bir azaldı ve bu durum insanı etkiliyormuş gerçekten bunu fark ettim

Burnuma değen birşeyden dolayı elimi burnuma götürüp kaşıdım ve gözlerimi açma zahmetinde bulunmadığım uykuma devam ettim. Tekrar burnuma değen şeyden dolayı gözlerimi zorlukla açıp etrafıma baktım. Efekan elleri cebinde yukarıdan yukarıdan bana bakıyordu.

"ne oldu hanfendi bugün erken kalkıp hazırlanamadın mı" ona gözlerimi devirip arkamı dönerek yarım kalmış uykuma geri döndüm.

"evet uyanamadım ve uyanmayada niyetim yok o yüzden hemen başımdan defolup git bir zahmet" O kadar hakaret ettim ama nerede gurur yapıp gitmek. Anca yüzsüzlük yapsın. Üzerimdeki battaniyeyi hızla alıp çekti

"Eğer kalkarsan defolup gidicem cansu" mızmızlanarak gözlerimi açıp tekrar ona çevirdim.

"Efekan sen çok gıcık sinir bozucu pislik Allahın cezası bir şey oluyorsun bazen" Efekan bana sırıtıp gülerek konuştu

"bu kadar çok özelliğimin olduğunu bilmiyordum lan. Bak söylediğin iyi oldu daha fazla ego yaparım"

"bu odadan defolup git hemen" dedim efekana doğru fısıldayarak. Oda sinirlendiğimi görünce dudaklarını birbirine bastırıp bana fusıldayarak cevap verdi
"bencede" yavaş adımlarla odadan çıkışını an be an izledim. Kapıyı açıp çıktığında arkasından da kapatmayı unutmamıştı ama kapattığı gibi direk açıp sadece kafasını uzatarak bana baktı

"karıcım korunmayı unutma tamammı yani korunma derken sıkı sıkı giyin dışarısı soğuk" deyip hızla kapıyı çarparak çıkıp gitti. Ağlamaklı bir şekilde yastığı suratıma bastırıp kendimi boğmaya çalıştım çünkü bu Allahın cezası benle ömür boyu dalga geçicek ti. Gerçi ömür boyu efekanın yanında olmuyacaktım ama olsun. Ben bu utançla yaşayamazdım o yüzden tek çare gidip efekanı öldürmekti. Evet evet bu fikir iyi ama nasıl yapsam acaba acımasın canı üzülürüm.

Ayy cansu hem çocuğu öldürme planlarını yapıyorsun hem canı acır yazık diyorsun bence benim kafa gitti.

Hazırlanıp tek koluma astığım çantamla uyuşuk uyuşuk attığım adımlarla aşşağı indim. Normalde herkesin içeride olması gerekirken ortalıkta kimse görünmüyordu. Kaşlarımı çatıp etrafa bakınırken dışarıdan gelen sesle o tarafa yöneldim. Herkes dışarıdaydı bende kapı eşiğinde durup onlara baktım. Dışarıda çok güzel bir araba vardı ve bizimkiler onun çevresinde arabaya bakıyolardı. Selim arabaya şaşkın bir surat ifadesiyle bakıp heyecanla dayısına döndü

"şaka yapıyorsun dayı ciddi olamazsın değil mi" dedi çocuksu bir sevinçle. Erdem dayı ona sıcak bir şekilde gülüp elini omzuna koydu

"doğum günün kutlu olsun oğlum. Daha nice güzel yaşlara" deyip ceketinin cebinden çıkarttığı anahtarı selime uzattı. Selim anahtara bile bakmadan hızlıca dayısına sarıldı

"İyiki varsın dayı, sen hayatımızda iyiki varsın" deyip daha sıkı bir şekilde sarıldı. Erdem dayıda kollarını ona dolayıp konuştu

"sizde iyiki varsınız oğlum. Hayatımda  olmasaydınız ne yapardım bilmiyorum" deyip gülerek ondan ayrıldı. Elindeki anahtarı tekrar selime uzattığında selim bu sefer anahtarı alıp sırıtarak kuzenlerine göstererek salladı.

Peki ben bu tablonun neresindeydim, ben bu tablonun hiç bir yerinde değildim anca böyle kapı eşiğinde izleyebilirdim. Ne beklerdim bilmiyorum ama böyle bir manzara beklemezdim sanırım, çünkü bu sürprizi yaparken herkes tarafından bariz bir şekilde unutulmuştum. Bilmiyorum ailelerinde yine az çok bir yer edindiğimi sanmıştım ama şimdi bakıyordum da ben yanlarına bile yaklaşamamışım. Ben onların hayatlarında gelip geçici olan insanlardan biriydim. Anlaşılan bunu sadece ben unutmuşum herkesin aklındaymış bu durum. Gözlerimi tekrar onlara çevirdiğimde yüzümde buruk bir gülümseme oluştu

Okuldaki KOCAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin