Sabah uyandığım gibi banyoya girdim. Kişisel bakımımı yapıp kahve tonlarında bi makyaj yaptım. Yan taraftan tıkırtı sesleri gelince o tarafa döndüm nesli ve Asya abla hazırlanmış bir şekilde aşşağı iniyordu. Odaya geçip hemen hazırlanmaya başladım köye gidiceğimiz için açık değilde daha çok kapalı giyinmeye özen gösterdim spor ama şık bir kombin yapınca güzel olmuştum. Nedense bugün özenerek gitmek istiyordum tabiki dün sevdanın bana söylediği sözlerde etkilemedi desem yalan olur. Saçlarımın ucunu maşalayıp açık bıraktım, saçlarım bana soluk görününce çantamdan saçları daha parlak göstermesi için aldığım saç bakımımı saçlarıma yedirdim. Geriye çekilip boydan aynada kendimi şöyle bir süzdüğümde baya iyi iş çıkardığımı fark ettim.
Ezgi hanımda sonunda uyanma eylemini gerçekleştirerek uyandı. Gözleri önce etrafı ardından beni buldu. Elleriyle kafasını kaşıyarak yataktan doğruldu ama birden beynine birşey dank etmiş gibi gözleri tekrar beni buldu. Net iki dakika beni baştan aşşağıya süzdü. Bence efekanın fırata takması yerine ezgiye takması gerekiyor o nasıl süzmektir yani. Bana doğru uzun bir ıslık çalıp gülerek konuşmaya başladı
"kızım afet gibi olmuşsun, dikkat et deprem etkisi yaratma. Milletin evini başımıza yıkıcan" ona gülüp saçlarımı arkaya attım
"saçma saçma konuşma hadi kalk sende hazırlan aşşağıya inelim artık"
"tamam tamam sen in istersen sonra demesinler geline bak öğlen iniyor aşşağıya diye" gözlerimi devirip kapıya ilerledim
"bu salak düşünceyi eminimki senden başkası düşünmezdi"Merdivenlerin başına gelince arkamdaki kapı açıldı ve annemlerin seslerini duydum. Yanıma gelince annem beni baştan aşşağıya süzüp gözlerime baktı
"aaa kızım bu ne şıklık bakalım"
"güzel olalım dimi annecim sonra arkamızdan atıp tutmasınlar kızda bakımsızdı diye"
Annem gözlerini kısıp bana baktı
"kim benim kızıma bakımsız diyebilir yolarım valla"Babam ikimize bakıp kolunu ikimizin omzuna atıp aşşağıya indirmeye başladı
"sakin olun hanımlar ikinizde çok güzelsiniz"
Babama gülüp salona geçtik, salonda erdem bey ve amcaları vardı mutfaktata Asya ablalar vardı. Babam erdem beyin yanına geçince bizde annemle Asya ablalın yanına gittik. Mukaddes yenge ve çalışanlar kahvaltı hazırlıyordu ben ve annemde direk gidip yardım etmeye başladık. Kahvaltıyı kısa sürede hazır edip bahçeye kurduk. Hepimiz sofraya oturunca gözüm efekanı aradı. Sofrada birtek efekan ve ekin yoktu. Yanımda oturan özgüre çatalımın ucunu bastırıp bana bakmasını sağladım. Ağzındaki salatalıkla bana doğru dönüp ne var anlamında başını salladı. Hafifçe kulağına eğilip konuştum"efekan ve ekin nerede"bana sanki çok değişik birşey söylemişim gibi baktı
" aaaa görmedinmi gece onlar alemlere aktılar, ama ben dedim. Ne dedim onlar kerhaneci dedim her gece birini götürüyorlar dedim" özgürün konuşmasıyla dehşete düşmüş bir şekilde ona bakakaldım. Ne diyor lan bu çocuk. Selim özgürün ensesine vurup masada ortamızdaki özgürü hafif itip bana doğru eğildi
"bakma sen bu boş boğaza sabah simit poğaça felan almaya gittiler,gelirler şimdi" selimin konuşmasının bitmesiyle bahçe kapısının açılması bir oldu. Efekan ve ekin elinde poğaça poşetleriyle geliyorlardı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Okuldaki KOCAM
Genç Kurgu(kapak fotosundaki kişileri karakter olarak hayal etmeyiniz. O sadece bir kapak fotosu) Çok güzel bir okul Gençliğimin baharı Ama ben şuan yanımdaki serseriyle evliyim *** "Düğün için herşey hazır sen sadece giyeceğin gelinliği seç onuda yarın halle...