tanışma

5.9K 249 17
                                    

    Sabah saat 07.00 olduğunda gözlerimi aralamıştım. Perdenin kenarından sızan güneş ışığının tam gelmesi için perdemi tamamen araladım. Camı açıp derin bir nefes aldım. Bavulumu açıp içinden beyaz ince bir triko, yüksek bel kot pantolonumu, deri ceketimi ve diğer kişisel eşyalarımı alıp banyoya girdim. İşlerimi hızlıca halledip çıktım. Etrafa çıkardığım bir kaç eşyayı bavula geri koyduktan sonra kapattım. Saçlarıma yine basit bir örgü yapıp yanlardan çıkardım. Son olarak da tabancamı aldığımda hazırdım. Dışarı çıkıp arabama ilerledim. Bagajı açıp bavulumu yerleştirdim. Nereye gidip kahvaltı yapsam diye düşünürken rastgele sürmeye başladım arabayı. Gözüme kestirdiğim bir yere ilerledim arabamı park edip indim aşağıya. Mekana girip etrafa göz attım. Cam kenarında bir yere oturup dışarıyı seyretmeye başladım. Yanıma gelen garsona bir kahvaltı tabağı ve çay istediğimi söyledim. İştahla yemeğimi bitirip hesabı ödedim.                                                                                                                                                                      Artık karakola gitmeliydim. Tekrardan arabaya bindim gideceğim yer buradan 45 dakikalık uzaktaydı. Biraz yol kat edip yarı ara sokak sayılabilecek bir yere geldiğimde tamamen durmak zorunda kalmıştım. Hafif bir bağırış sesi duyduğumda kafamı camdan çıkarıp baktım tam göremeyince kapımı açıp kapının üstünden destek alıp doğruldum. Evet kaza vardı. Benim saat 12.00 da orada olamam gerek daha zamanım vardı ama beklemeye niyetim yoktu hem belki biraz kaos iyi gelirdi. Arabadan inip oraya doğru adımladım kaza benim 2 araba önümdeydi. Yaklaştım yanlarında durdum önde bir araba vardı bütün kapıları açıktı demek ki bu 5 adam bu arabadan inmişti. Ona çarpan arabadan da 2 kişi inmiş demek ki. Arkadan çarpan adam diye düşündüğüm hiç susmadan konuşurken sesimi yükselterek konuştum.

"Beyler bir sorun mu var tıkadınız yolu, kenarda edin kavganızı."

Benim konuşmamla bütün kafalar bana dönmüştü. 

O beş adamdan kumral olan 

"Kusur bakmayın hanımefendi hallediyoruz şimdi.(adama döndü) Bak birader hem suçlusun hem güçlüsün buna rağmen sana diyoruz ki ver telefon numaranı zararını halledelim."

O sırada gözümü üstlerinde gezdirdim bir çift gözle kesiştim Tövbe Ya Rabbi onlar ne biçim gözler. Kendine gel Beliz bakma o gözlere. Bak kız bak ne güzel göz işte güzele bakmak sevaptır hem. Diyen iç sesime gözlerimi devirdim. Sus iç ses sırası değil. Kendi içimde hesaplaşmamı sonlandırıp arkadan çarpan adamın dediklerine kulak kabarttım. 

"Sen kimsin de bana birader diyorsun ben buranın ağasının oğluyum." 

Allahım hangi devirdeyiz hala böyle tipler var. Bunları görünce sabrım taşıyordu boynumdaki damarım ve şakaklarımdaki damarın sinirden gözüktüğüne eminim çünkü sinirlenince hep böyle olur bu da bana daha tehlikeli hava verir. Ben neden hala böyle sessiz duruyorum bence kendimi övmeyi bırakıp olaya el atalım. 

"Ağaysan ağasın ama sen anca pabucumun ağası olursun arabanı çek de geçelim senin saçma sapan tiriplerini çekecek havamda değilim." dedim

Ortamda ufak bir sessizlik olduktan sonra arabama adım atacaktım ki ağa bozuntusunun yanındaki adam kolumu tutunca durdum. O 5 adamdan biri hareket edecekti ki arkadaşını tuttu. Önce kolumu tutan eline ardından yüzüne baktım. Sonrada ağa bozuntusunun sesini işittim.

"Sen kimsin de benimle böyle konuşursun çabuk özür dile benden yoksa..

Tek kaşımı kaldırıp ağaya döndüm 

"Yoksa ne ha adamlarını mı üstüne salarsın?"

Kolumu tutan adam kolumu iyice sıkınca ona döndüm önce tuttuğu kolumu kurtardım ve yakasına yapışıp sert bir kafa gömdüm. Attığım kafayla yere düşen adama baktım. Sonra ağa bozuntusuna dönüp bir kaç adım dibine girdim.

KURALSIZIN HİKAYESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin