KURALSIZIN HİKAYESİ

Kerim e müjde

   Çardakta otururken her zamanki gibi güzel bir muhabbet dönüyordu.

Cihan" Kerim kızın babasıyla konuştum."

Kerim(ağzındaki çayı püskürterek) "Ney neyyyyy ne dediniz siz komutanım?"

Cihan" Diyorum ki Gül ün babasıyla konuştum dedi ki iki gün sonra gelin söz ve nişanı yapalım."

Kerim" Komutanım hiç komik değil..... Siz ciddisiniz."

Cihan" Evet sence şaka mı yapıyorum?"

Kerim bir anda kalkıp Cihan a sarıldı sonra bir anda herkese tek tek sarılmaya başladı, en son bana da sarıldıktan sonra yerine oturdu. 

Oğuz" Lan ben ne giyeceğim? Oğlum benim kıyafetim yok."

Sinan" Bir gömlek bir pantolon giy yeter oğlum hem Kerim bu kadar şey yapmadı sana ne oluyor"

Oğuz" Öyle olmaz kardeşim bu ciddi bir müessese."

Kaan" E o zaman alışverişe çıkalım."

Kerim" Evet, evet alışverişe çıkalım hazırlık yapalım. Hadi çıkalım şimdi o zaman."

Ben daha ne olduğunu anlayamadan onları durdum.

"Beyler benim iş-.."

Kerim" Komutanım işiniz yok tabi ki siz de geliyorsunuz bizimle, hatta Selim sen İpek  i de ara o da gelsin, o da bizden."

Selim" Yolda mesaj çekerim gelir alışveriş merkezine."

Biz çoktan üniformaları çıkarmış, arabaları almış yola çıkmıştık. Kısa bir yolculuğun ardından alışveriş merkezinin önündeydik. Bizi bekleyen İpek hemen Selim e sarılmış sonrasında da bana sarılmıştı. Biz İpekle kol kola içeri girerken diğerleri arkamızdan geliyordu.

İpek" Biz buradan gidiyoruz." diyerekten beni kolumdan çekiştirmeye başladı.

"Kız, dur yavaş azıcık."

İpek" Bir sürü mağaza var ve de bir sürü güzel kıyafet. Hepsine bakmalıyız."

Etrafta gözlerimi gezdirdim" Hepsine mi?" Ne olur hayır de.

İpek" Evvveeettt"

Yaklaşık iki saattir İpek e kıyafet bakıyorduk sadece söz için değil gördüğü, beğendiği günlük kıyafetleri de alıyordu. Başka bir mağazaya girdiğimizde İpek elinde mavi, hafif kabarık bir elbise tutuyordu. Elbiseyi alıp hemen kabine girdi. Çıkığında ise te kelimeyle muhteşemdi. 

İpek" Nasıl olmuş?" Diyerek etrafında tam bir tur attı.

"Tek kelimeyle MUHTEŞEMSİN." Dedim.

İpek" Gerçekten mi?"

"Gerçekten."

İpek" O zaman bunu alıyorum. Ama sen de bir şeyler  bakmalısın."

Hemen arkasını dönüp elbiseleri karıştırmaya başladı. "Bu çok karamsar, bu çok taşlı, bu ne nine gibi, bu da sünnet annesi gibi, bu da sana çok pembe. Buldumm işte bu mükemmel" Diyerek elindeki kırmızı elbiseyi benim üzerim de tuttu. Gösterdiği elbiseyi üzerime tuttum.

"Sence de biraz kısa değil mi? Ben bunla rahat edemem ki."

İpek "Zaten kırk yılın başında eğleniyorsun ve süsleniyorsundur bence bir dene sana yakışacağına çok eminim."

Onu kırmayarak elindeki elbiseyi alıp kabine ilerledim ve üstümü değiştirmeye başladım. Dışarı çıktığımda İpek bana far görmüş tavşan gibi bakarken.