Beklenmeyen

2.8K 165 46
                                    

Sabah mutfaktan gelen tıkırtılar ile uyanmıştım. Üzerime örtülen örtüyü bir kenara atmış ve mutfağa ilerlemiştim. Anka elindeki bıçakla bir şeyler keserken biraz daha yaklaşmıştım. O ani bir hareketle arkasını dönerken bıçak tutan elinin bileğinden tutmuş ve hamlesini engellemiştim. 

Anka" Kızım ne sessiz sessiz yaklaşıyorsun? Bir bordonun arkasından böyle yaklaşılır mı? Ya bıçağı geçirseydim?"

"Ne bileyim, fark edersin diye düşündüm. Ayrıca ne bağırıyorsun be?"

Anka tam konuşacağı vakit üst katın merdivenlerinden söylenerek inen Emir'e dönmüştü bakışlarımız.

Emir" Ne didişiyorsunuz be sabah sabah?"

"Sana da günaydın." derken önümdeki kaseden bir elma almış ve yemeye başlamıştım. Emir bana gözlerini devirirken Anka nın saçlarını karıştırmış ve fırından gelen börek kokusuna ilerleyerek" Ohh mis gibi kokuyor." demişti. 

Ben üst kata ilerlerken Anka" Nereye gidiyorsun? Kahvaltı hazır."

"Siz yiyin ben Ankara ya gidiyorum."

Emir" Neden?"

"İşim var."

Anka" Bizde gelelim."

"Gerek yok, yalnız gitsem daha iyi olur." demiş ve üst katta Anka nın odasına girmiştim. Hemen üstümü çıkarmış ve kısa bir duşa girmiştim ardından da Anka nın dolabından siyah bir kot ve siyah bir tişört giymiştim. Askılıktan da siyah kapüşonlusunu aldığımda hazırdım. Aşağı indiğimde Emir çayları koyarken elindeki çaydanlığı bırakmış ve gelmişti. Mutfaktan çıkan Anka da elindeki tabağı bırakıp geldiğinde vedalaşma vaktiydi. 

"Kendinize dikkat edin. Ne zaman gelirim kesin bir şey diyemem."

İkisine de sıkı sıkıya sarılmış ve teşekkür etmiştim. Bir taksi ile otogara gelmiş ve Ankara otobüsüne bilet almıştım. 

Otobüs Ankara ya geldiğinde akşam üzeri olmuştu. Yine bir taksi durdururken bu sefer rotam mezarlıktı. Yolda gördüğüm bir çiçekçi de taksinin durmasını söylemiştim ve taksiden inmiş bir sürü beyaz ve kırmızı gül almıştım. Bu gülleri onların mezarlarına koyacaktım. Hem de ay yıldız şeklinde yaparak. Bu kararı bir gün eğer birimiz şehadet şerbetini içerse yapacaktık. Şimdi tek ben kalmıştım ve isteklerini yerine getirmeye gidiyordum. 

Aldığım güllerle taksiye binmiştim ve yolun geri kalanında da onlarla geçirdiğimiz anıları düşünmüştüm. Taksi sonunda mezarlığın girişinde durduğunda ücretini ödemiş ve taksiden inmiştim.

Bir süre mezarlığın girişinde öyle dikilmiş ve sadece rüzgarın uğultusunu ve yaprakların çatırdayışını dinlemiştim. Derince bir nefesi ciğerlerime çekerken sonunda bir adım atmıştım mezarlığa.  

İlk önce Meriç in mezarına gidecektim. Onun mezarı bizim timden ayrıydı çünkü kardeşi ile yan yana gömülmek istemişti. Fakat mezarların arası da çok uzak sayılmazdı. 

Mezarın önüne geldiğimde gözlerimin yandığını ve boğazıma sanki kırk düğüm atıldığını hissediyordum. 'MERİÇ KANAT' isminin yazdığı taşta usulca parmaklarımı gezdirmiştim. Ardından toprağını temizlerken konuşmaya başladım.

"Şimdi Sevgi'nin yanında mutlusundur. Şimdi siz abi kardeş kavuşmuşsunuzdur. Ben sana diyordum hep senin bir suçun yok o kazada diye ama sen inatla kendini suçluyordun. Hep mezarına bıraktığın papatyalar yerine artık papatya tarlalarında koşuşturuyorsunuzdur beraber. Sevgi pıtırcığına söyle benim yerime de kızsın sana, sözümü dinlemediğin için. Birde de ki Beliz ablası onu çok seviyor. En kısa zamanda yanına gelip o uzun sarı saçlarını abisinin aksine daha düzgün örecekmiş de. En kısa zamanda da mezarını getirteceğim buraya. Bu arada biliyor musun Meriç, intikamınızı aldım. Sizi benden ayıran soysuzdan hesabınızı sordum. Tabi şimdi de her zamanki gibi bedel ödüyorum. Bana sakın kızma Meriç aynısını sende yapardın. Ne kadar acı çektiğimi eminim görmüşsündür."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 03, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KURALSIZIN HİKAYESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin