LatifOnu gördüm, üzerinde kot ceket minibüse doğru gidiyordu. Merkeze gidecekti demek, hemen amcama seslendim çıkmak için. İzin vermişti hızla üzerimi değiştirip çıktım dükkandan. Minibüsün önünde az bir sıra vardı, içeriye adımımı attığımda, cam kenarında otururken gördüm sevdiğimi.
Yanındaki boş yere geçip oturdum, sanki yeni farketmiş gibi yüzünü bana çevirdi. Ela gözleri gözlerimi bulmuştu, kalbim erimeye başlamıştı. Böyle güzel bir renk var mıydı dünyada acaba ?
Kendime geldim o merak ettiğim soruyu sordum. Çarşıya gidecekmiş, hızla konuşup başını camdan tarafa çevirdi. Utanmış mıydı benden, yanımda olması, yakınımda olması beni de tuhaf hissettirmişti aslında.
Minübüs hareket etti, kendimi koltuğa iyice yasladım. Çisem çantasını eline alınca, inmek için hazırlandığını anladım. Gözleri tekrar gözlerimi buldu, şu an bana çok yakındı. Ellerim açık saçlarında dolaşmak, oradan yanağına inmek istiyordu. Geçmek için hamle yapınca kendime gelip yer verdim.
Yine kendimi kaybetmiştim, onu görünce bana bir şeyler oluyordu. Minibüs durakta durdu, Çisem arkasını dönüp bana el salladı.
" Görüşürüz."
İndi ve yürümeye başladı, yüzümde bir tebessüm oluştu. Bana görüşürüz demişti, minübüs hareket etmeden arkasından bende indim. Nedensizce onun yanında olmak istiyordum, bu halime gülümsedim. Neler oluyordu bana kalbim hızlanmıştı. Hep buna sebep olan tek bir kişi vardı oda, şu an önümden giden kot ceketli kız.
Çisem'e baktığımda baya bir uzaklaşmış olduğunu farkettim. Ah benim bu dalgınlığım ne olacaktı acaba. Kendi halime gülümsedim koşarak Çisem'e seslendim. İsmini seslendiğimi yeni farketmiş gibi duraksadı, benim yanına yaklaşmamı bekledi.
Yorulmuştum biraz soluklandım, bana bakıyordu. Benden bir cevap bekliyordu şimdi ne diyecektim kıza. Bir anda arkandan indim aslında, ben buraya sırf senin için mi geldim diyecektim. Aklıma ilk gelen yalanı söyledim. Kıza yalanda söylemiştim, demek oda sahafa girecekti. İşte tam sırasıydı bir bahane ile yanında bende giderdim. Eğer sorun olmazsa onunla gideceğimi söylemiştim.
Sevinmişti sanki bu teklifime, yürümeye başladık. Ondan önce davranıp geçmesi için dükkanın kapısını tuttum. Kendini rafların arasında kaybetmişti, gözleri hayranlıkla bakıyordu. Sanki başka dünyaya ait gibiydi. Gözlerimi ondan alamıyordum, adeta bir peri kızı gibiydi.
Aklıma Engin ile konuştuğumuz, Çisem'in istediği kitap geldi. Belki burada olabilirdi, çalışan personele yerini sordum. İşte oradaydı hemen parasını verip, hediye paketi yaptırdım. Bu kitabı özel olarak doğum gününde verecektim.
Ela gözlüme bakındım işte oradaydı. Onun için aldığım kitabın boş rafına bakıyordu. Yanına yaklaşıp, istediği kitabı alıp almadığını sordum. Üzgünce cevap verdi bu haline üzüldüm. Bir an üzülmesin diye, aldığım kitabı çıkartmak istedim ama sonra vazgeçtim.
Onun hiç birşey için üzülmesini istemiyordum. Bunu o güzel gözlerine bakarak söylediğimde gülümsedi. Gamzeleri ortaya çıkmıştı, elimi kaldırıp yanağını okşamak, o çukurda gezdirmek istedim ama yapamadım. Sahaftan çıkıp yol boyu gezdik, önümüze gelen kitapçılara sormaya başladık.
Yorulmuştum, hemde amacım onun kitabı bulmamasıydı. Arkama baktığımda onunda yorulduğunu hissettim, hem oturup bir şeyler yiyeceğimizi söyledim.
Şu an karşımda sadece su içiyordu, boğazımdan geçmedi. Aynısından ona da söylemek istedim ama itiraz etti. Ama bana bakarken ben nasıl yerdim, benim boğazımdan geçmezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Masumiyet ( Tamamlandı )
Ficção AdolescenteHani insan, değerli bir mücevheri saklar ya, bende kalbimde onu saklamıştım. Bana aşkı anlat deseniz size şöyle anlatırdım... Onun o benzersiz koyu kahve saçları , bembeyaz bir teni ve kendiliğinden pudramsı bir pembeliğe kavuşan yanakları. Derin...