ÇisemAileler kararlarında kesindi, hiçbir türlü ikisini bir araya getirmiyordular. Bu durumda Elçin için üzülüyordum.
Engin buralardan gitmişti, Elçin her fırsatta ağlıyordu. Ona gereken desteği veriyordum kuzenimi böyle üzgün görmek istemiyordum.Bugün okulda ikili çalışma yapacaktık, hoca panoya astığını söylemişti. Gidip panoya baktığımda başının kalabalık olduğunu gördüm. Gözlerim tabloda yazan isimlere bakmak için kalabalıkta yer arıyordu. Bir süre sonra kalabalık dağılmıştı, tek tük kişi kalmıştı.
Tek tek gözlerimi gezdirdim yazılarda, kendi ismime geldiğimde duraksadım. Hayır böyle bir şey nasıl mümkün olabilirdi. Bana çıka çıka Tugay çıkmıştı ofladım şimdi ne yapacaktım.
Bu tez benim için önemliydi, mezun olmama az bir süre kalmıştı. Eğer tamamlamazsam mezun olup mesleğimi elime alamazdım. Bahçeye çıkmıştım biraz hava almak iyi gelebilirdi. Boş masalardan birisine oturdum, ileride elinde bardak ile gelen Tugay gözüme çarptı.
Masaya doğru yürüyordu yaklaşınca elindeki bardağın tekini bana uzattı.
Kabul etmiştim şimdi en iyi gelecek şeydi. Sandalyeyi kendine çekip oturdu önce kahvesinden içip konuşmaya başladı.' Panoya baktın mı seninle eş çıkmışım. '
Başımı salladım yüzümü inceledi, anlamıştı bu durumdan memnun olmadığımı.
' Bizim eve gelirsin odamda bu konu hakkında araştırma yaparız. Senin için sakıncası yoksa. '
Ortak bir alan bulmamız lazımdı, mecbur kalıp kabul etmiştim. Sonuçta onlara iş için gidecektim. Anlaştığımızı söyleyip kalkmıştı masadan, kahvemin son yudumunu içip kalktım.
Eve geldiğimde annem yemek hazırlıyordu. Yardım isteyip istemediğini sordum, sadece salatanın yapılacağını söyledi. Bugün babam işten erken gelecekmiş. Gidip amcam ile şu Elçin'in konusunu ne yapacaklarını konuşacaklarmış.
Yemeğimizi yemiştik her ne kadar bende gitmek istesem de, babam tek gideceğini söylemişti. Annem ile beraber evden çıkmıştılar. Odama geçip yarın ders için lazım olan malzemeleri hazırladım. Yarın Tugay ile buluşacaktım, son kez onu görecektim.
Sabah okula gidip oradan Tugay'ın evine geçmiştik. Yolda sevdiğim adamı aramıştım. Haberi olmasının iyi olacağını düşündüm. Telefonu kapatıp arabadan indim eve doğru yürüdük. Tugay istersem bir şeyler atıştıracağımızı söyledi.
Başta kabul etmek istememiştim ama sonra acıktığımı, midemin gurultusundan anladım. Sabahtan beri doğru düzgün bir şeyler atıştırmamıştım. Tugay evdeki çalışanlara hazırladıkları yiyecekleri odasına getirmeleri gerektiğini söyledi. Merdivenlerden çıkıp bildiğim odaya girdim. Yine düzenli duruyordu her zaman ki gibi.
' Yine düzenlisin. '
Birden ağzımdan çıkan söze şaşırdım. Onun odası beni ilgilendirmezdi, Tugay gülümsedi oralıklı hiç olmamıştım, lafı değiştirip derse getirmiştim. Kapı tıkladığında içeriye çalışan girmiş elindeki yiyecekleri bırakmıştı. Tugay dersin sonraya kaldığını söyledi, önce yemeğimizi yiyeceğimizi belirtti.
Kısa bir sürede yiyip başlaya bilirdik.
Elime aldığım sandviçi ısırdım, tadı damağıma yayılmıştı. Tugay karşımda bana bakıyordu boğazımı temizledim.
Neden öyle dikkatle bakıyordu, parmağını kaldırıp dudağımın kenarını sildi.Bu temastan dolayı irkilmiştim, parmağına bulaşmış ketçapı gösterdi.
Peçeteye silmişti, gözlerimi kaçırdım bu temas hoşuma gitmemişti. Elimdeki yarım sandviçi bırakıp ayağa kalktım. Çalışmaya bir an önce başlamamız gerektiğini söyledim.Tugay hemen geleceğini benim başlamam gerektiğini söyledi. Bir süre sonra zil çaldı kim gelmişti acaba. Birisini mi bekliyordular, kapı açılmıştı.
' Birisini mi bekliyordun ? '
' Yok Füsun hanımın siparişi gelmiş olmalı, aşağıda ustalar duruyordu. Hadi benimle gelsene yukarı katta ne buldum bakman lazım. '
Onu takip etmiştim dedesinin eşyaları arasında bulduğunu söylemişti. Küçük odaya açılan kapıyı açtı, içeriye başımı eğip geçmiştim. İlerideki kolinin yanına yürüdüm, yerde duran kitabı Tugay elime uzattı.Tıp ile alakalı bir kitaptı eski bir şeye benziyordu.
' Bu belki bize tez hazırlamada yardımcı olabilir. '
Kitabı elimde çevirip sayfalarını okşadım. Eski bir kitaptı Tugay'a bunu nerede bulduğunu sorduğumda, dedesinin anıları arasında bulduğunu söyledi. Dedesi doktormuş aileden gelen bir meslek haline gelmişti onlarda. Tugay ise dedesini sevdiği için onun gibi iyi bir doktor olmak istediğini söyledi.
Kapıyı kapatmıştı elimde tuttuğum kitap ile aşağı inmeye başladık. Aslında ikimizde bu durum karşısında, dedelerimiz için bu mesleği seçmiştik. Yüzümde gülümseme belirdi.
' Hem ben bu mesleği güzel hastalarım geleceği için seçtim. Gözleri yakışıklı doktor görsün değil mi ? '
Gözümün önüne gelen anılar ile kahkaha attım. Etrafını yaşlı teyzelerin sardığını düşünmüştüm bir anlık, Tugay'da bana karşılık vermişti. Merdivenin son basamağında adımı duymuştum. Başımı hızla çevirdim gülen yüzüm düşmüştü.
Latif karşımda çatılı kaşları ile bana bakıyordu. Tugay ile bakıştı, ardından neden burada olduğumu sordu. Asıl o burada ne arıyordu, neler olduğunu itrak edememiştim. Elini uzattı tutmam için Tugay'a baktım. Şu an buradan gitmezsem olay çıkabilirdi.
Elini tuttum Tugay hızla kim olduğunu sordu, Latif beni arkasına çekip burun buruna geldi. Benim nişanlım olduğunu söylemişti bir nevi geride durmasını söylemişti. Tugay bu söz karşısında hem şaşırdı hemde kekeledi.
Latif elimi çekip merdivenlerden inmeye başladı. Arkasından onu takip ediyordum, birden salonda amcası ile karşılaştım. Amcası şaşkın bir şekilde bana bakıyordu burada ne aradığımı düşünüyordu kesinlikle. Ağzını açmış konuşacağı sırada Latif engel oldu buna. Amcasını konuşturmamıştı arkada duran bize dikkatle bakan Füsun hanım dikkatimi çekti.
Gözleri biraz Latif'te oyalandı, daha sıkı kavradım elini. Latif kapıyı açıp çıkmıştı amcası arkamdan, burada ne aradığımı sordu. Şu an beni yanlış anlamalarını istemiyordum, gözlerim doldu. Sadece ders çalışmaya geldiğimi söyledim Tugay'ı tanıdığımı belirttim. Sesim titremişti istemeden, şu en son isteyeceğim şeydi beni farklı anlamaları.
Latif biraz sahile gideceğini söylemişti, amcası bizi bırakıp gitmişti. Latif bana sormuştu orada ne yaptığımı sadece ders çalıştığımı söylemiştim. Bu defalık affetmişti bir daha olmamasını istedi. Dediğini yapıp elimden geldiğince ondan uzak duracaktım. Beni affetmişti eve doğru yola çıktık.
Beni eve bıraktığında anneme kısık bir şekilde seslendim. Saat geç olmuştu babam uyumuş olmalıydı. Annem salondan çıkmıştı, gözlerini kısıp beni süzdü.
' Bugün neredeydin ? '
' Tugay ile onlara ders çalışmaya gitmiştik anne. '
' O nişanlın ne yapmak istedi kızım, seni orada rezil etmenin anlamı neydi ? '
' Anne ne diyorsun sen doğru konuş o benim nişanlım. '
Annem önündeki önlüğün iki yakasını birleştirip boğazını temizledi. Sinirlenmiştim nasıl Latif hakkında böyle konuşabiliyordu.
' Bak kızım o çocuk seni orada rezil etmiş. Beni bugün Füsun hanım aradı bu terbiyesizliği anlattı. Nasıl utandım anlatamam yani senin adına ben rezil oldum kızım. Bu çocuğun yarın seni başka yerde rezil etmeyeceği ne malum. '
' Anne Latif öyle birisi değil, o beni üzecek birşey yapmaz. '
Daha fazla annemin karşısında durmayacaktım. Odama geçeceğim sırada son sözünü söyledi.
' Bu kadar emin olma güvendiğin, insan gün olur yapmaz dediğini yapar. Annem demişti dersin. '
Odamın kapısını kapatıp kendimi yatağa attım. Annemin dediklerini düşünmeye başladım. Acaba Latif öyle birşey yapar mıydı ?
Ama emindim benim sevdiğim adam öyle bir şey yapmazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Masumiyet ( Tamamlandı )
Novela JuvenilHani insan, değerli bir mücevheri saklar ya, bende kalbimde onu saklamıştım. Bana aşkı anlat deseniz size şöyle anlatırdım... Onun o benzersiz koyu kahve saçları , bembeyaz bir teni ve kendiliğinden pudramsı bir pembeliğe kavuşan yanakları. Derin...