Sabah dünün yorgunluğu ile kalkmıştım, hızla dükkanı açıp poğaçaları stantlara koyup hazırlamaya başladım. Bir ara telefonum çaldı, baktığımda ise Elçin'in aradığını gördüm ama şu an müsait değildim açamazdım.
Zaman hızla geçip akşamı bulmuştu, evin yolunu tutmuş gider iken, marangoz dükkanından çıkan Latif'i gördüm. Beni farketmemişti, dalgın bir şekilde yürüyordu. Bir sıkıntısı mı vardı acaba, sorsam söyler miydi ? Adımlarımı hızlandırıp yanına yaklaştım.
" Latif. "
Başını çevirip baktı, beni gördüğüne mutlu olmuştu sanki.
" Çisem sen nereden çıktın. Kusura bakma ne yapıyorsun ? "
Bozuntuya vermedim, biraz kırılmış sayılırdım. Beni yanında istemiyor muydu yani.
" İyi, seni görünce seslendim."
Yan yana yürüyorduk, sanki bir anda ikimizinde konuşacak bir şeyi yoktu.
" Çisem ! Latif ! "
" Önce sen konuş. Yok ya sen konuş. "
İkimiz aynı anda konuşmuştuk, gülmüştük bu halimize. Yine gülüşü beni benden almıştı, ne güzel gülüyordu. Gülen yüzü düştü, gözlerime baktı, yutkundu sanki konuşmakta zorlanıyor gibiydi.
" Çisem bende seninle konuşmak istiyordum. Saat geç oldu ama senin için sıkıntı olmazsa, aşağı sokaktaki parka gidelim mi ? "
Ne konuşacaktı acaba benimle bir anda heyecanlandım. Aslında bende onunla konuşmak istiyordum. Kabul ettim teklifini, yavaşca aşağı yokuştan inmeye başladık. Parka gelince çok kalabalık olmadığını gördüm, bu iyiydi bizim için hem daha rahat konuşabilirdik.
Boş banka geçip oturdum, heyecandan ellerim terlemişti. Pantolonuma sürttüm elimi, Latif karşımda duruyordu. Gözleri benden başka her yerde geziniyordu. Bir süre sonra boğazını temizledi.
" Çisem şimdi duyacaklarına şaşırabilirsin ama lütfen, sözümü kesmeden beni dinle. Şu an ne kadar heyecanlıyım anlatamam. Bu hissettiklerim yeni şeyler değil, sana karşı olan hislerim bayadır var."
Ne ! Nasıl yani bana karşı hislerimi vardı. Tekrar konuşmaya başladı.
" Evet Çisem ben sana.. Ben sana aşığım Çisem. Seni gördüğüm günden beri seviyorum. Bunu söylemek istedim çünkü ben askere gidiyorum. Bunu bilmeni istedim, gerçekten seni çok seviyorum. O ela gözlerin, hele o gülünce çıkan gamzelerin beni benden alıyor, Çisem ben seni seviyorum. "
Şu an mutluluktan ağlayabilirdim, beni seviyordu inanamıyordum. Demek hislerimiz karşılıklıydı, bende onu çok seviyordum hemde uzunca bir süre. Ağzını açtı, elimi kaldırıp parmağımı dudağına bastırdım.
Bu kadar konuşması yeterdi ben duyacağımı duymuştum. Beni sevdiğini biliyordum ya gerisi önemli değildi. Gözleri kapandı, sıcak nefesi parmak uçlarıma değiyordu. İçim bir hoş olmuştu, ilk defa ona bu kadar yakındım. Kelimelerimi toparlayıp o içimdeki cümleleri dile getirdim.
" Latif bende seni seviyorum. Hemde uzun bir süredir ama senin düşüncelerin ne olur diye, bunu hiç dile getiremedim."
Kapalı gözleri hızla açıldı, anlaşılan oda beklemiyordu bu itirafımı, parmaklarımın altında gülümsediğini hissettim. Elimi çektiğimde genişce gülümseyip gözlerime baktı.
Elleriyle yüzümü kavrayıp, yüzüne yakınlaştırdı. Gözlerinin siyahını daha iyi görüyordum, içleri sevinçten parıldıyordu.
Başını kaldırıp alnıma öpücük kondurdu, o güzel kelimeler döküldü dudaklarından.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Masumiyet ( Tamamlandı )
Novela JuvenilHani insan, değerli bir mücevheri saklar ya, bende kalbimde onu saklamıştım. Bana aşkı anlat deseniz size şöyle anlatırdım... Onun o benzersiz koyu kahve saçları , bembeyaz bir teni ve kendiliğinden pudramsı bir pembeliğe kavuşan yanakları. Derin...