Selam!
Kısacık ama olayları aydınlığa kavuşturan bir bölümle geldim.
Tanıtım videosunun linkini ana sayfama koydum bakarsınız. Hatta belki beğenip yorum bile yaparsınız. Güveniyorum size!
Öptüm sizi!
Veeeee,
İyi okumalar!
&
"Bir boşlukta rüyalar görüyorum
İstemediğim birine dönüşüyorum"
"Kış Güneş'im." diye seslendim ona. Bu söylediğimi duyar duymaz donakaldı. Şok olmuştu. Hatırlamamı beklemiyor olacaktı.
Hatırlasam bile bu kadar net ve dimdik bir şekildeyken hatırlamamı beklemiyor olmalıydı. Hatırlamayı kaldıramayacağımı düşünüyor olmalıydı. Gülümsedim ona.
Tam ona doğru gidecektim ki sağımdan çıtırtı seslerinin geldiğini duydum. Baktığımda bizimkilerin oradan bizi izlediğini gördüm.
Hepsi yanmış hallerindeydi. Cesedi bile bulunamayanlar vardı aralarında. Bu yüzden onlar burada yoktu ama birinin yokluğu daha çok dikkatimi çekti.
"Ediz!" diye seslendim. O da yoktu.
Herkes burada değildi. Evet, olabilirdi ama Ediz de yoktu. O da mı kül olmuştu?
O an Seda "Burada. Bak!" deyip avcunu açtı. Avcunda küller vardı.
Ediz kül olmuştu.
Biz mutfaktayız diye bize bakmak istemiş olmalıydı. Ediz'in bir mezarı bile yok muydu? O, küle dönüşmüş evde mi kalmıştı?
Olayları idrak eder etmez hemen onlara doğru koştum. Olamazdı böyle bir şey.
"Kapat! Uçmasınlar." deyip küllerle dolu ellerini birbirine sıkıca kapatıp sıktım. O ise yaptığımın aksine ellerini açıp külleri benim ellerime bıraktı.
Bir miktarı etrafa uçtu. Ellerimden kayıp gitti. Havada kayboldu. Ben uçan azıcık kül için dert yanarken Gündüz kolumdan tutup çekti beni. Kendine döndürdü ve benim avcum açıldı. Ellerim birbirinden ayrılır ayrılmaz küller havaya karışıp gitti.
Ve Ediz boşlukta kayboldu.
"Gündüz! Gittiler. Gündüz, gittiler! Küller uçtu. Senin yüzünden o, boşluğa karıştı." diye bağırmaya başladım. Aynı zamanda elinden kurtulmaya da çalışıyordum.
Doktoru unutmuştuk. Artık kendi dertlerimizle uğraşma vaktiydi. Ben hasta bir adamın sevgilisiydim. Ben bir mazoşistin yanından onu düzeltirim diye ayrılamıyordum. Kendime zarar veriyordum ama o düzelsin diye bunu görmezden geliyordum. Hayatımın merkezine onu koymuş ve ben yörüngeden yavaşça çıkmıştım.
"İyi misin?" diye sordu. İyi miydim? Değildim.
"Korkuyorum be adam! Ben senden korkuyorum!" diye tüm gücümle bağırdım. O an durdu. Ben ondan korkuyordum artık. Kendine öyle çok zarar veriyordu ki aşırı boyutlara ulaşıyordu bu.
Sonunda doktor hareketlendiği an beni bırakıp ona gitti. Ben de olduğum yere çöktüm. Koşmak, kaçmak için gücüm yoktu.
Dizlerimin üzerine düştüm. Ellerimi yere dayayıp ağlamaya başladım. Başım öyle şiddetli ağrıyordu ki. Anılar zihnime nüksettikçe ben bitiyordum sanki.
Ellerim, dizlerim çamur olmuştu. Hayatım gibi olmuştu. Kirli olmuştu.
O an birinin peçete uzattığını gördüm. Başımı kaldırıp baktığımda onu gördüm. Ediz'i. Sağ salim başımda durmuş bana bakıyordu.
"Ediz?" diye sordum teyit etmek ister gibi. O muydu? O'ydu işte:
Peçete uzatıyordu bana. Sessizce kabullenerek aldım peçeteyi. Ellerimi silmeye başladım. Siliyordum. Siliyordum ama çamur bir türlü çıkmıyordu.
O an başımı kaldırıp ileriye baktığımda doktorları gördüm. Bize doğru koşuyorlardı.
Doktoru alıp götürdüler. Biz de Gündüzle bakışmaya devam ettik. Gözlerimizle konuştuk. O kendini suçlu hissediyordu. Benden özür diliyordu sürekli. Neden özür diliyordu? Yangın için miydi?
Yoksa daha hatırlamam gereken şeyler mi vardı?
Bölüm sonuuuuu!
Bölümü nasıl buldunuz?
Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adını Çıkar Deliye
ChickLit*İki eski sevgilinin akıl hastanesinde yolları kesişirse neler olur? *Kişiler bıraktıkları gibi midir? *Bu paranormal dünyaya davetlisiniz...