Selam!
Ara verelim dedim ama vermeyelim.
Sizi acı dolu bir bölümle baş başa bırakıyorum. Yarın aşk dolu yazacağım ama söz. Kısacık bir üzgüntülü dönemi anlatmak istedim.
Öpüldünüz.
O zamaaaan,
İyi okumalar...
&
Yürüyordum, gülüyordum, buradaki arkadaşlarımla veya sevdiğimle vakit geçiriyordum. İnsan içine de çıkıyordum ama nasıl anlatsam içimde öyle bir boşluk vardı ki sanki her ne yaparsam hiçbir şey dolduramayacak gibiydi. Sessiz gibiyim de aslında ama birinin bana normalde güzel olan bir kelimesi sanki ruhuma dikenler batırıyormuş gibi bir his veriyordu. Bir nevi bana benim için konuşan insanın dili kaktüs olup batıyordu eksik hissetttiğim her yanıma. İkilemde miydim yoksa ikilem ben miydim bilmiyordum ama bir şeylerin olduğunun farkındaydım.
Sessizce geçen bir haftadan sonra her gün Gündüz'ün yanına gidiyor onunla tekrardan tanışıyordum.
Zordu ama bir o kadar da hoştu.
.
.
.
.
.
Bugün yine uyandığımda onun odasına gitmek için koridora çıktım. Acaba bugün hangi güne uyanmıştı? Odasına doğru adımlayıp kapının önüne gelince çaldım. Gülümseyerek beklemeye başladım kapının açılmasını. O an koridorda koşuşma sesleri duydum.
Koridorun başına baktığımda doktorların bize doğru koştuğunu gördüm. Bana doğru koştular ve beni kenara iterek içeriye girdiler.
Gündüz kendine zarar veriyordu. Gündüz ağlıyordu. Gündüz çoktandır kendine gelemiyordu. Bu yüzden sürekli uyutuluyordu.
Onu aldılar ve kollarından sürükleyerek odadan çıkardılar.
Korkuyordum. Ona ne yapacaklardı? Nereye götüreceklerdi? Yapmasınlardı. Elimi öne doğrultup onlara seslenmek istedim ama arkalarından çıkan Doktor Ali Bey elini havaya kaldırıp susturdu beni.
"Buna ihtiyacı var." dedi. Evet, yardıma ihtiyacı vardı ama neye vardı? Ne yapacaklardı ona?
Yürüyüp benden uzaklaşmaya başladılar. Kendime gelip arkalarından koşmaya başladım. Yetiştiğimde bir şey farkettim. Gündüz, kendini salmıştı. Ayakları sürünüyor ve doktorların götürdüğü yere hiç bir tepki vermeden kabullenerek, yenilmişlikle izin veriyordu.
Yürüdük uzunca bir süre. Sonunda bir kapıdan içeri girdiler ve kapıyı da kapattılar. Durumun ciddiyetini o an fark ettim sanki.
Endişeyle karışık korku içinde kapıya vurmaya başladım. İçeriden bir anda çığlıklar yükselmeye başladı. Ağlamaya başladım ve aynı zamanda kapıya vurmaya devam ediyordum.
O bağırdıkça benim hıçkırıklarım da daha sesli bir hal alıyordu.
Yandaki cama gidip içeri baktığımda gördüğüm şeyle dehşet içinde kaldım. Yatağa bağlanmış ve ara ara elektroşok verilerek bedeni kendine getirilmeye çalışılıyordu.
Donakaldım. Ne ağlamaya devam edebiliyor ne de cama vurup durmalarını söyleyebiliyordum. Sadece hipnotize olmuş gibi onlara bakıyordum. Sonunda ayakta kalacak gücü kendimde bulamadım ve yavaşça yere çöktüm. Sırtıma duvara yasladım ve dizlerimi kendime çektim. Tekrar bir bağırış sesi geldiğinde ellerinle hızla kulaklarımı kapadım.
Onun canı yanıyordu.
Benim de canım yanıyordu.
.
.
.
.
.
.
Sonunda kapı açıldığında doktorlar tek tek çıktı. En son Ali Bey çıktı ve bana baktı. "Yanına gidebilirsin." dedi ve o da gitti.
Zor da olsa yerimden kalktım ve yalpalayarak odadan içeri girdim. Yatakta yatıyor ve tepkisizce tavana bakıyordu.
Bir anda başını bana doğru çevirdi hızla.
Ödüm koptu.
Kahkaha atmaya başladı.
Ben de ağlamaya başladım.
.
.
.
.
.
.
Sonunda kalkabildim ve koşarak yanına gittim. Başını kaldırıp kollarımın arasına aldım. Bağrıma bastım. "Bitecek, adam. Gideceğiz buradan. Söz." dedim onu kendime daha da bastırırken.
Gülerek "Ne kafiyeli oldu kız. Adam - buradan." dedi ve tekrar kahkaha attı.
Acılarını gülüşlerine saklayan adamım, sana ne yaptılar?
Ben de güldüm. Ağlanacak halimize güldük o gün.
Bölüm sonuuu!
Nasıl buldunuz bölümü.
Çok üzüldük artık mutlu olma vakti.
Diğer mutlu bölümde görüşürüz!
Yıldıza pıt diye basmayı ve yorum yapmayı unutmayın!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adını Çıkar Deliye
Chick-Lit*İki eski sevgilinin akıl hastanesinde yolları kesişirse neler olur? *Kişiler bıraktıkları gibi midir? *Bu paranormal dünyaya davetlisiniz...