Serkan Bolat Kıskançlığı

2.6K 107 44
                                    

Güne gayet sakin ve güzel başlayan ikili evde kahvaltılarını yaptıktan sonra şirkete doğru yola çıkmışlardı. Her zamanki rutinlerini bugün de tekrarlayarak yolda Eda'nın en sevdiği kahvecide durmuş kahvelerini ve Eda'nın favori kurabiyesini almayı ihmal etmemişlerdi. Gülüşerek ve el ele şirkete girdiklerinde şirkette her zamankinden daha yoğun bir hareketlilik vardı. Bunun nedeni çok köklü bir ailenin yeni yapılacak otelleri için Art Life'a görüşmeye gelecek olmasıydı. Son birkaç haftadır bütün şirket bu sunum için gece gündüz çalışmışken kaybetmek istemiyorlardı. O yüzden Serkan Engin'i alarak odada son kontrolleri hallederken Eda'da pafta tasarımlarının son hallerini kontrol ediyordu. Hem dijital hem de elle tutulabilir örnekleri müşterinin önüne koymak ekranda gördüğü görüntüleri ellerinin altında hissettirmek sunum sırasında karşıdakini etkilemek için önemli bir adımdı. Serkan Bolat'ta bunu bilebilecek kadar tecrübeli bir mimar olduğundan işinin her ayrıntısını titizlikle düşünerek tasarlamıştı. İç mekân tasarımı, dış cephe tasarımı ve peyzaj tasarımı olarak üç ayrı paftanın hazırlanması ve görsel olarak sunulması bile müşteriyi direkt kazanmalarına neden oluyordu çoğu zaman. Ve bu önemli işi şirkette en güvendiği, en sevdiği kişiye gözü kapalı emanet etmişti. Eda Yıldız'a. Eda da bu güveni boşa çıkartmamak için işinin her anında başında olmuş kusursuz bir tasarım çıkartmıştı.

Toplantı saati yaklaştığında herkes heyecanla şirketin hem yönetim kurulu başkanı hem de sahibi Ahmet Bey ve ekibini beklerken aralarında ufak ufak sohbetler geçiyordu. Eda Pırıl'la işi alacaklarından emin partiyi nerde yapsak acaba diyerek mekân arayışına girmiş, Ceren ve Ferit köşeye çekilmiş fısıldaşarak gülüşürken Serkan bir yandan Engin'in anlattıklarını dinliyor bir yandan da tekrar tekrar üzerinden geçtiği sunumunun üzerinden tekrar tekrar geçiyordu.

En sonunda Leyla toplantı odasının kapısında belirip ''Misafirlerimiz geldi Serkan Bey'' diyerek kapıdan çekildiğinde içerideki herkes ayaklanmıştı. Ahmet Bey yanında ekibiyle içeriye girdiğinde en arkada elleri ceplerinde sağa sola attığı bakışlarıyla dikkat çeken bir adam girmişti. Herkes birbiriyle el sıkıştığında arkadan giren adamın bir tek Eda'nın elini nazikçe öpmesi Serkan'ın sinirden kaşlarını çatmasına neden olmuştu. Ahmet Bey söze girerek ''Bu oğlum Cenk. Yakında şirketi kendisine devretmeyi düşünüyorum. İşleyişin nasıl olduğunu kavraması açısından bu projede sizinle birlikte olursa çok sevinirim Serkan Bey'' dediğinde Serkan yapmacık bir gülümsemeyle ''Neden olmasın. Buyurun daha fazla ayakta kalmayalım.'' diyerek eliyle herkese oturun lütfen işareti yapmıştı.

Leyla herkese projenin olduğu dosyaları dağıttığında Serkan ayağa kalkarak anlatmaya başlamıştı. ''Yer şekillerimiz engebeli ve 8-10 metrelik dağlardan oluşan bir vadi şeklinde konumlandığı için biz yapacağımız binayı bu vadinin girişine aynı zamanda en düz olan bölgesine konumlandırmayı planlıyoruz. Bizden istediğiniz asıl planda sürdürülebilir bir yapı istediğiniz için vadinin toprak oluşumu incelendi. Eda Hanım hangi bitkilerin rahatlıkla yetiştirilebileceğini araştırıp dosyaya koydu.'' dediğinde Eda'ya dönmüştü. ''Evet pek çok bitkinin mahsulü rahatlıkla sağlanabiliyor fakat yüksek eğim ve toprağın kayması gibi sorunlar sebebiyle belirli setler çekilerek ancak bu sürdürülebilirliği sağlayabiliyoruz.'' dediğinde Serkan gülümseyip ''Bu sorunu da çekilen setlere bağlı yürüyüş yolları kurarak çözdük. Aynı zamanda hasat zamanında toplama ve depolama alanları olarak da kullanılabiliyor.'' dediğinde Ahmet Bey'in yüzündeki memnun gülümseme Serkan'ın bir işi daha kazandığının kanıtıydı. Ahmet Bey'in iç tasarım konusunda birkaç isteğini not ederek üzerinde çalışacaklarını söylediklerinde el sıkışarak anlaşmalarını tamamlamışlardı. İmzaların atılması ve bu büyük projenin piarının yapılması için akşam ufak bir kutlama organize edebileceklerini söyleyen Pırıl'ı bütün ekip onayladığında Ferit, Pırıl ve Ceren izin isteyerek toplantı odasını terk etmişlerdi. Ahmet Bey Serkan ve Engin'in yanına geçerek başlama tarihlerini ve diğer küçük pürüzler hakkında konuşurken masada çizimleri toplayan Eda'nın yanına Cenk yaklaşmıştı. ''Eda Hanımdı öyle değil mi?'' diyerek kendini masaya yasladığında Eda zarifliğinden ödün vermeden ''Evet buyurun?'' demişti. ''Ürettiğiniz fikir çok ilgimi çekti. Müsait olduğunuz bir anda ekilmek için hangi bitkileri düşündüğünüzü konuşmak isterim.'' dediğinde konuşmayı tek kulağıyla dinleyen Serkan'ın bütün ilgisi sohbet eden ikiliye dönmüştü. ''Aslında düşündüğüm bitkiler, üretim maliyetleri, hasat zamanları ve geri kalan her şey toplantı başında dağıtılan dosyalarda yazıyor ama...'' dediğinde Cenk Eda'nın omzuna dokunup hafifçe okşayarak ''Kafamdaki soruları o dosya cevaplayamadı maalesef.'' dediğinde Eda tam cevap verecekken Serkan'ın ''Eda'' diyen gür sesinin toplantı odasında yankılanması herkesin Serkan'a dönmesine neden olmuştu. ''Ahmet Bey'in proje hakkında birkaç sorusu var.'' diyerek tek kaşını kaldırarak Eda'ya baktığında Eda Cenk'le çok fazla muhatap olmamak için uğraştığı dosyaları bırakarak Serkan'ın yanına geçmişti. Hemen arkasından onu takip eden Cenk'in sürtünerek Eda'nın yanından geçerek babasının tam yanında durması Serkan'ın asabiyetini daha da arttırmıştı. Elini Eda'nın beline koymamak için üstün bir çaba sarf ederken Ahmet Bey oğlunun bu davranışlarına alışkın olacak ki gülerek sorularını Eda'ya yöneltmeye başlamıştı.

Sen Çal Kapımı ONE-SHOTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin