Kayıp

2.5K 105 19
                                    

Dün geceki bölümden sonra ne ilham geldi ne de yazma isteği. Bu bölüm kısa oldu biraz o yüzden. Herkese keyifli okumalar. 

Böyle bir sahnenin dizide olmasını o kadar çok isterdim ki...

Eda o sabah güneş bile doğmadan yataktan kalmıştı. Uyuduğu birkaç saatlik uyku ona yetiyordu şu an. Dışardan hafif bir yağmur sesi geliyordu. ''Gök bile ağlıyor bugünün anısına'' diye düşündü. Dolaptan eline geçen birkaç parça kıyafeti üzerine geçirdi. Serkan'a bugün ofise gelemeyeceğini ve onu aramaması gerektiğine dair bir mesaj atıp evden ayrıldı.

Serkan ise sabah her zamanki gibi erkenden kalkmış sporunu yapmış Eda'yı uyandırmak için telefonu eline almıştı ki sabahın köründe gelen mesajı gördü. Eda asla mesaj atmazdı. En ufak bir şeyi söyleyecekse bile muhakkak arardı. O yüzden Serkan daha çok endişelendi. Eda'yı aramayı denedi ama telefonu kapalıydı ve telesekreterin robotik ince sesini duymak daha çok sinirlerini bozmuştu. Telefonu kapatıp arabasına atladığı gibi Eda'nın evine sürmeye başladı.

Merakının esiri olan Serkan içindeki endişenin de gittikçe büyümesiyle gaza yükleniyor ne trafik ışığı ne de yakalandığı radarları önemsiyordu. Sonunda sağ salim eve ulaştığında kapıyı Ayfer Hanım açmıştı. ''Ayfer Hanım günaydın. Eda bugün ofise gelemeyeceğine dair bir mesaj atmış ve şimdi de telefonu kapalı. Hasta mı? Bir yerine bir şey mi oldu?'' diyerek içeriye girmeye çalışan Serkan'ı Ayfer Hanım durdurmuştu. ''Eda evde yok Serkan. Bugün gelmez sende arama ulaşamazsın boşuna. Biraz yalnız kalması gerekiyor.'' demişti. Serkan tam ağzını açıp itiraz edecekti ki ''Serkan'cım bugün değil, Eda sana yarın anlatır her şeyi. Şimdi izninle.'' demişti Ayfer Hanım ve kapıyı Serkan'ın suratına kapatmıştı.

Serkan kapının suratına kapanmasının ardından bir süre daha bakmıştı öyle boş boş kapıya. ''Ne oldu?'' sorusuna cevap bulamadıkça içindeki merak sinire dönüşüyordu. Eda asla böyle yapmazdı. Ne olursa olsun gelir ve Serkan'la konuşurdu. Hesap sorardı, kırıp dökerdi, kavga ederdi, ağlardı ama asla bu şekilde çekip gitmezdi. Arabaya bindiğinde geldiği hızın aksine yavaş bir şekilde şirkete sürdü arabasını. Çalışmak ona iyi gelecekti. Kafasını başka türlü dağıtamazdı çünkü. Serkan'da bunu biliyordu.

Şirkete girdiğinde kimsenin suratına bile bakmadan odasına geçmişti. Bilgisayarını açıp direkt olarak gelen maillere bakmaya başladığında Engin ve Pırıl bir şeyler olduğunu anlamıştı. Her şeyden önemlisi ortada Eda yoktu. Engin ''Ben bir gidip bakıyım yine kavga ettiler sanırım.'' dediğinde herkes onaylamıştı. Kimse Serkan Bolat'ın eski haliyle karşılaşmak istemiyordu. Engin sakince odaya girdiğinde Serkan kafasını bile kaldırmamıştı. Engin ellerini havada sallayıp Serkan'ın dikkatini çekmeye çalıştığında Serkan sert bir bakış atıp bilgisayarına geri dönmüştü. ''Tamam abicim sen kazandın. Aramızdaki en sinirli kişi sensin. Bu sinirinle Eda'yı da mı küle çevirdin yoksa?'' diye şakayla karışık sormuştu Engin. ''Eda ortalıkta yok Engin. O yüzden sinirimle küle falan çeviremedim.'' dediğinde Engin de meraklanmıştı. ''Nasıl yani?'' diye sorduğunda Serkan sabah aldığı mesajı Engine doğru uzatmıştı. Engin mesajı okuyup ''Abi kıza bir şey yapmadığına emin misin? Hiç Edalık bir hareket gibi durmuyor bu. Evine falan gittin mi?'' diye sormuştu.'' Hiçbir şey yapmadım Engin yapsam bilirim herhalde. Dün ayrılırken gayet iyiydik. Akşam erken yatacağını söyledi. Sabah da bu mesajla karşılaştım. Evine gittim. Kapıyı Ayfer Hanım açtı. Yarın Eda sana anlatır dedi ve kapıyı suratıma kapattı.'' demişti Serkan. Gerçekten de araları uzun zamandır bu kadar iyi olmamıştı. Her anlarını beraber geçiriyorlardı. Sevdikleri şeyleri yapıyorlardı. Ama Eda'nın bu hareketi neydi böyle? Serkan artık merak etmekten çok sinirleniyordu. Aslında bu sevdiği kadından haber alamamanın verdiği çaresizlikti. Ama Serkan Bolat çaresizliğini gösterecek değildi. Onun yerine sinirini ortaya koymuş eski Serkan Bolat'ı geri getirmişti.

Sen Çal Kapımı ONE-SHOTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin