Evli, Mutlu, Çocuklu

2.5K 126 60
                                    

Bu aralar hayatım b*k gibi. Hastalıklar sıkıntılar peşimi bırakmıyorum. Güzel bir bölüm yazıyım da yorumlarda buluşalım keyfimiz yerine gelsin dedim. Hem belki son bölümü, yeni bölüm fragmanlarını ve yayınlanan minik sahnenin dedikodusunu yaparız.

Eda ve Serkan son zamanlarda çok yoğun bir hafta geçiriyorlardı. Art Life Mimarlığı büyütme fikri ilk ortaya atıldığında bu kadar zor bir süreç olacağını bilseler kesinlikle daha fazla düşünürlerdi. Ama bu fikirden vazgeçmek için oldukça geç bir dönemdeydiler. Evleri ikinci ofisleri olmuş, çalışanların çoğu ek mesaiye kalarak gecelerini gündüzlerine katıyorlardı. Serkan ve Eda bu durumda herkese evlerini açmışlardı çünkü gecenin geç saatlerine kadar insanları ofise tıkıp bir de üstüne rahatsız sandalyelerde 12 saatten fazla çalışmalarını beklemek insafsızlık olurdu. Neyse ki son gün gelip çatmıştı. Ertesi gün yapılacak büyük açılış ve Art Life'ın adına yaraşır bir parti ile bütün ülke şirketlerini büyüttüklerini ve dünya piyasasında önemli bir adım attıklarını öğreneceklerdi. Son gün bütün çalışmalarını tamamlayan ekip öğlen paydos vererek evlerine dağılmışlardı. Serkan da eve gidip karısıyla güzel bir uyku çekmek istiyordu. Belki daha başka şeyler de yapabiliriz diye düşündü. Eda'nın odasına ofiste kimsenin olmamasının rahatlığıyla ıslık çalarak girdiğinde Eda'yı koltukta kıvrılmış uyurken buldu. Minicik bedeni koltuğa sığabilmek için daha da küçülmüşken o an Serkan'ın gözüne dünyanın en sevimli şeyi olarak görünmüştü eşi. Bir aydır Serkan ne kadar çalışmışsa Eda da en az onun kadar çalışmış çok yorulmuştu. Açılıştan sonra güzel bir tatili hak ettik diye düşünerek sevgilisinin yanına gittiğinde saçlarını okşayarak yavaşça "Eda." diye seslendi. Eda mırıldanarak tek gözünü açtığında karşısında kocasını görmesiyle gülümseyerek yavaşça doğruldu. Minicik koltukça sıkışarak yatmak boynunu ve belini ağrıttığı için kalkarken söylenmeyi de ihmal etmedi. Serkan ellerinden tutarak eşini yavaşça kaldırdığında Eda uyku sersemliğini üzerinden atmıştı. "Serkan herkes gitti mi?" diye sorduğunda Serkan eşini kendine döndürerek ellerini beline sarmış aralarındaki mesafeyi minimuma indirmişti. "Koskoca ofiste sadece sen ve ben kaldık." diyerek burnunu hafifçe eşinin burnuna sürtmüştü Serkan. Konuştukça dudaklarının birbirlerine değmesi ikisini de zorlarken Eda da Serkan da hemen o anda birlikte olmak için yanıp tutuşuyorlardı. Bu bir ayda o kadar yoğun çalışmışlardı ki çoğu akşam aynı yatakta bile uyuyamamışlardı. İkilinin birbirine duyduğu özlem artık son raddeye gelmişken bu yakın temaslar hiç yardımcı olmuyordu. Eda Serkan'ın dudaklarına kapanmadan önce "Eve gidelim." diye fısıldadı. Serkan Eda'nın aslında ne istediğini anlayarak başıyla onaylamıştı fakat harekete geçmek için bir süre daha beklemesi gerekti. İki aşığın arasındaki çekim o kadar yoğundu ki birbirlerinden ayrılmaları artık ikisi için de imkansızdı. 

Eve girdikleri anda Serkan Eda'yı kapıya yaslayarak hararetli bir öpüşme başlattığında Eda direkt olarak Serkan'ın ceketine uzanmıştı. Uzun ve tutkulu bir öpüşmenin ardından Eda kendini geri çekmişti. Serkan ne olduğunu anlamazken Eda'nın midesini tutarak lavaboya koşması peşinden gitmesine neden olmuştu. Eda hızlıca tuvalet kapsını kilitleyerek klozete eğildiğinde ve mide bulantısına karşı koyamadığında Serkan kapıdan eşine sesleniyor, iyi olup olmadığını soruyordu. Bir kaç dakikanın sonunda Eda bembeyaz yüzü ve kendini taşıyamayacak şekilde kapıyı açtığında Serkan direkt eşini kollarının arasına almıştı. "Eda hemen hastaneye gidiyoruz." diyerek Eda'yı kapıya doğru yönlendirse de  Eda eliyle onu durdurarak "Çok yorulduk kaç haftadır biraz dinlensem geçer. Uykum da var zaten. Biraz uyusam olur mu?" dediğinde Serkan gülümseyerek saçlarına öpücük kondurup Eda'yı bir anda kucağına aldığında Eda gülerek ellerini kocasının boynuna dolayarak en güvende hissettiği yere başını yerleştirmiş ayaklarını anın mutluluğuyla hafif hafif sallıyordu. Serkan eşinin bu çocuksu hallerine gülümseyerek bakarken "Gel bakalım buraya uzun zamandır hasret gideremedik. Çok ihmal ettim seni ama söz veriyorum şu parti bitsin bütün işler yoluna girsin mükemmel bir tatile çıkacağız. Belki Paris sokaklarında belki de Maldivler de okyanusun altında kayboluruz. Ne dersin?" dediğinde Eda'nın mutlulukla gözleri parlamıştı. "Seninle her yere gelirim ben." diye mırıldanarak cevapladı Eda kocasını. Uyku pozisyonuna çoktan geçmişti ve Serkan'ın onu yatağa sakince yatırıp üstünü örtmesi de kendini uykunun kollarına bırakmasına neden oluyordu. Serkan da eşinin yanına uzandığında Eda kendini huzurlu bir uykunun kollarına bırakmış Serkan'a da bu güzel manzarayı izlemek düşmüştü.

Sen Çal Kapımı ONE-SHOTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin