Adam aşağıya kendini bıraksa da Jennifer'ın gözünün önünden o an gitmiyor, sürekli tekrarlanıyordu. Adamın "imkansız sensin, Jennifer" deyişi ve kendini boşluğa bırakışı.. Kadının dizleri onu taşımaktan vazgeçmişti. Jennifer, yere düşerken neredeyse ağlayacaktı. Gözlerinin önünde birinin ölmesini kaldıramıyordu. Ona hep eski, karanlığa gömdüğü anılarını hatırlatıyordu. Ambulansın çıkardığı ses kulaklarında çınlarken, polislerin etrafı çevirdiğini anlayabiliyordu. Alec'e haber verilmiş olmalıydı. Yerde uzanırken tek istediği onun buraya gelmesi ve kendisini götürmesiydi. Kalkıp gidecek gücü kendinde bulamıyordu kadın. Gözlerinin önünden silinmeyen sahne onu bu gece uyutmayacaktı, bunun farkındaydı. Düşünceleri gittikçe kaybolurken, sesler uğultu gibi geliyordu. Aradan gelen bir sesi ayırt etmeye çalışırken, bedenine sarılan kollar ağlamasını sağladı. Alec gelmişti ve yanındaydı. Onun geldiğini anlaması için yüzüne bakması gerekmiyordu. Onu kokusundan da tanıyabiliyordu. Bir çift güçlü kol onu taşırken, yüzünü onun göğsüne gömdü ve kendini içindeki derin sessizliğe bıraktı.
Evine geldiklerinde Alec hiçbir şey demeden içeri girmiş ve kadını yatağa yatırmıştı. Artık burası ikisi için bir buluşma yeri gibiydi, mutlu ve hüzünlü geçen anıları buradaydı. Jennifer, yatağa uzanıp Alec'e sarılırken bir yandan mutlu geçen anılarına sarılıyormuş gibi hissetti. Her ne kadar, çok fazla vakit geçirmemiş olsalar da birbirlerini mutlu etmeye yetecek kadar süre baş başa kalmışlardı.
"Neler oldu orada?" Alec, kadının başını okşarken aslında kendini de sakinleştirmeye çalışıyordu. Dosyalarla uğraşırken onun gittiğini fark etmemişti bile. Üstelik ona gittiğini söylememişti bile. Ölü birinin bulunduğu haberini alınca yerinden fırlamış ve Jennifer'ı aramıştı. Ama kadın telefonlarını açmıyordu ve üstelik ortalıkta da görünmüyordu. Çılgına dönen adam, Jennifer'ın bulunduğu apartmana nasıl gittiğini hatırlamıyordu bile. Cesedi gördüğünde, atladığını ya da itildiğini düşünmüştü. Jennifer'a zarar gelmiş olabileceğini düşünerek çatıya çıkmış ve onu yerde yatarken bulmuştu. Neyse ki şimdi güvende ve kollarındaydı. Yine de bu adamı sakinleştirmiyor ve içindeki büyük korkuyu yok etmiyordu.
"Ben.. Ah, bilmiyorum! Bana tek bir şey söyledi." Kadın titreyen sesiyle ona cevap vermişti. Ama onunda kafası karışmış gibiydi. "İmkansız diye bahsedilen şeyin ben olduğumu söyledi. Bu ne anlama geliyor?" Jennifer, gözlerini açamamıştı. Başı, adamın göğsündeyken onun nefes alış verişlerini dinliyordu.
Jennifer'ın sözlerini duyduğunda, Alec iyice sinirlenmişti. Onunla oynayan kişiyi bulduğunda kesinlikle sağ bırakmayacaktı. Kollarının baskısını biraz daha arttırdıktan sonra kadına esas sorması gereken soruyu sordu.
"O adam, ona ne oldu?" İkisi de ölen kişiden bahsettiklerini biliyorlardı. Jennifer, düşünmek istemese de düşünmesi gerekiyordu. Olayları ona sakince anlatırken, Alec onu daha çok sıkıyordu. Kadın sonunda gözlerini açmış ve gözyaşlarıyla ona bakmıştı. O adamı, kendisinin öldürdüğünü düşünüyordu. Bunun için fazlasıyla suçluluk duyuyordu.
"Böyle olsun istemezdim.. Onun ölümüne sebep olmak istemiyordum." Jennifer, burnunu çekerek söylemişti bunları. Alec, hüzünlüyken bile onun mükemmel bir görüntüye sahip olduğunu düşündü. Kızarmış burnu, ağlamaktan şişmiş gözleri ve titreyen dudaklarıyla fazlasıyla çekiciydi!
"Senin suçun değildi. O, kendisi atlamış. Bunun için üzülmemelisin." Alec ne diyeceğini bilemiyordu. Onu üzgün görmek, kendisinin de fazlasıyla üzülmesine yol açıyordu. Uzanıp, yanağından süzülen gözyaşının üstüne küçük bir öpücük kondurdu. Sonra üzerindeki ince hırkayı çıkardı ve kenara fırlattı. Kadın, onun bunu neden yaptığını anlamamıştı. Alec'te bilmiyordu bunu neden yaptığını. Sonra onu kendine çekti ve başına birkaç öpücük bıraktı. Geri çekilerek yüzüne tekrar baktı ve ayağa kalktı.
![](https://img.wattpad.com/cover/31237070-288-k936702.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmkansız
Roman d'amourAşkın her zaman imkansız olduğunu bilirsiniz. Ama yine aşık olmayı dener,aşık olduğunuzu sanırsınız. Oysa ki 'aşık olmak' diye bir şey yoktur. Eğer sizde böyle düşünüyorsanız, Jennifer Coronel ne yapmalı? Yıllarca aşkın saçma bir şey olduğunu düşünm...