21. Bölüm

398 26 0
                                    

Sabah Jennifer için oldukça farklıydı. Daha çok sakin ve.. huzurluydu. Kadın, işe başladıktan sonra ilk defa kendini huzurlu hissediyordu. Yanında yatan adama dönüp, onun yüzünü izlemeye başladı. Ne zaman bu kadar yakın olmuştu ikisi? Her şey o kadar çabuk geçiyordu ki, Jennifer artık zamanı umursamıyordu. O kadar dikkatsizdi ki, dışarıda yağan karın farkına bile varmamıştı. Kar, her yeri beyaza boyamıştı. Kadın bu görüntüyü çok severdi. Yılın ilk karında camın önüne geçer ve akşama kadar izlerdi. Şimdiyse kıpırdamak bile istemiyordu. Ağırlaşmış vücudunu kaldırmak işkence gibiydi. Yana dönüp, Alec'in yüzüne bir öpücük kondurdu. Adam kıpırdanıp diğer tarafa dönmüştü. Bu sefer Jennifer'da o tarafa yönelip, öpücüklerini kondurmaya devam etti. Sonunda uyanan Alec, onu hazırlıksız yakalamış ve yanına çekmişti. Kadının kahkahası odanın sessizliğini bozarken Alec, dudaklarına bir öpücük kondurdu. Kadının ağzındaki tat, adamı sarhoş ediyordu.

"Günaydın güzellik" Alec'in neşesi kadını büyük ölçüde şaşırtmıştı. Gerçi kendisi de onun kadar neşeliydi.

"Günaydın sevgilim. Kar yağıyor ve etraf çoktan beyaza bürünmüş. Bunu görmelisin!" Kadın elinden tutarak onu yataktan kaldırıp, pencereye doğru sürükledi. İkisi de büyülemişti. Jennifer, karla kaplanmış çevreyi izliyor, gülümsüyordu. Alec ise ona bakıyor ve bu masum güzelliğin başından neler geçtiğini düşünüyordu. Neyse ki hepsi geride kalmıştı.

"Mükemmel." Alec bunu kadın için söylemişti. Jennifer ise karı düşünerek onu onaylamıştı.

"Kesinlikle." Ona dönüp, gülümsedikten sonra kapıya yöneldi. Merdivenlerden inip, montunu giydiğinde Alec onu sessizce takip ediyordu. O da montunu giyip kadının peşinden dışarı çıktı. Jennifer, incecik geceliği ve üzerindeki hiçbir yerini kapatmayan montuyla adamı çıldırtıyordu.

"Bu halde dışarın çıkmamalısın!" Alec'in gür sesi kadının umurunda bile değildi.

"Sende gelsene!" Kadın, biraz uzaklaşmış ve koşmaya başlamıştı. Etraftaki ağaçların etrafından dolanıyor ve Alec'e sesleniyordu. Alec ise sinirli bir ifadeyle onu bekliyordu. Lanet olasıca kadın hastalanacaktı! Üzerindeki incecik şeyler onu ısıtmaya yetmezdi. Kadının neşesini bozmamak için bir süre eğlenmesine izin verdi. Alec sıkıntılı bir ifadeyle onu izlemekten yorulmuştu. Onu eve geri götürmek için yanına ilerlemeye başladı. Kadın, biraz daha ileri giderek karın içine yattı. Bunu yaptığında Alec adımlarını sıklaştırmış ve hızlanmıştı. Bu kadın bir dersi hak ediyordu! Hastalanırsa, Alec fazlaca eğlenecekti.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen!?" Alec'in sesi artık iyice boğuklaşmıştı. Soğuk onu da üşütüyordu. Adamın içine işleyen soğuk, kim bilir kadına ne yapmıştı.

"Karın tadını çıkarıyorum!" Jennifer, kollarını karın içinde sallarken ona küçük bir çocuk gibi cevap vermiş ve dil çıkarmıştı. Alec, kadınla ne yapacağını bilmiyordu. O, çocuk gibiydi.

"Lanet olsun, üşüteceksin." Adam onu kolundan tutup kaldırdıktan sonra üzerindeki karları temizleme başladı. O kadar çok kar vardı ki, bu yeterli olmamıştı. Kadın uzanıp onun eline dokunduğunda adam irkilmişti. Jennifer, buz gibiydi.

"Bir şey olmaz, sadece biraz eğleniyorum." Jennifer'ın sarkıttığı dudaklarına bir öpücük konduran Alec, onu kendine çekmişti.

İmkansızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin