11. Bölüm

789 115 296
                                    

Selamlar! Yine heyecanlı bir Ateş bölümüyle geldim, üstelik farklı bir zamanda!

Oylamayı ve düşüncelerinizi eleştirilerinizi yorum olarak bırakmayı unutmayın<3

Keyifli okumalar dilerim^^

👾

ATEŞ"Varlığı başlı başına bir yangındı ve onu en tehlikeli kılan şeyse artık yaktığı hiçbir şeyin umurunda olmamasıydı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

ATEŞ
"Varlığı başlı başına bir yangındı ve onu en tehlikeli kılan şeyse artık yaktığı hiçbir şeyin umurunda olmamasıydı."

MS 2510

Zaman... Evren denen bu büyülü kağıda işlenen sonsuz hikayelere verdiğimiz addı aslında. Gözünüzün görebileceği her şeyi geçin; kalbinizden geçenleri, ruhunuzda hissettiklerinizi bile işlediğiniz bir kitaptı. Herkes bu kitabın herhangi bir sayfasında hikayeye dahil oluyor ve satır satır ona özel olan hayatı yazıyordu. Önünde sonunda bir sayfasında bu kitaptan o da kopuyordu. Oysa benim hikayem hep vardı, herhangi bir sayfasında kitaba katılsam da öncesine veya sonrasına atlayabiliyordum. Aslında bütün meseleyi özetleyen tabir tam olarak buydu.

Şimdi tam tamına beş yüz sayfa sonrasındaydım.

MS 2010 yılından MS 2510 yılına yolculuk yapmıştım. Daha doğrusu yapmıştık, daha da doğrusu yaptığımızı hissediyordum. Bunca yanlışla dolu hayatımda daha fazla doğru yoktu.

Başımda çok yoğun bir ağrı hissettim. Sanki bu kapkalın kitabın beş yüz sayfası da aynı anda beynimin içine girmiş ve böylece beni yoğun bir ağrıyla bedellendirmişti. Acıyla inleyerek doğrulurken altındaki topraktan ıslanan elim başıma gitti. Kendimi öylesine halsiz hissediyordum ki yapmak istediğim en küçük bir harekete bile enerjim yetmiyordu. Sahip olduğum tüm fiziksel güç, zihinsel gücüm yüzünden yok olmuştu sanki.

Erva, "Ne oldu az önce?" dedi halsiz bir fısıltıyla. Bakışlarının bana döndüğünü hissederken başımın ağrısı yüzünden aynı pozisyonda kaldım.

"Aynı yerdeyiz işte." diye devam etti Erva. "Öyleyse az önce ne yaşadık biz?"

Yavaş yavaş yanıma yaklaştı ve, "Ayrıca iyi misin sen?" dedi. Şüpheli bir bakışları beni taradı ve azalan baş ağrımın el verdiğince konuştum.

"Zaman yolculuğu yapınca oluyor bu." Kısık sesle ekledim: "Başım çok ağrıyor."

"Biraz geçti mi bari?" dedi Evra yanıma otururken. "Ve bu başardığın anlamına mı geliyor?"

"Geçti biraz." dedim rahatlayan bir edayla. "Ve evet, başardık."

Derin bir nefes alırken çevremi taradım. Çok detaylı incelemeyen birinin bakış açısından her şey MS 2010 yılında nasılsa öyleydi. Uzun uzun ağaçlar etrafımızı sarmış, gökyüzünü kapatarak bizi buraya hapsetmişti. "MS 2510 yılında bu kısım, ormanlardan kurtarılan kısımlardan biri olduğu için aynı. Biraz ilerlersek gerçek gelecek dünyasıyla karşılaşacağız."

2494 (Zaman Yöneticisi 2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin