32. Bölüm

479 62 148
                                    

Selamlar! Finalden önceki son Berin bölümüyle geldim! Umarım yazarken hissettiğim heyecanı ve aksiyonu hissettiğiniz bir bölüm olur.

Oylamayı ve düşüncelerinizi, eleştirilerinizi yorum olarak bırakmayı unutmayın<3

Keyifli okumalar dilerim^^

🪐

BERİN"En sonunda ruhları, bedenlerine bağlı iplerden kopar ve bu binanın en yüksek bölgelerinde uçuşmaya başlar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

BERİN
"En sonunda ruhları, bedenlerine bağlı iplerden kopar ve bu binanın en yüksek bölgelerinde uçuşmaya başlar. Yerlere yığılmış cansız bedenleri de öylece durur, durur..."

MS 2508

(Yazarın Anlatımıyla)

"Kaçık..."

Derin bir sessizlik... Adam beklediği cevabı alamayınca huzursuzca kıpırdandı ve bir süredir aynı pozisyonda bulunmaktan ağrıyan belini umursamayarak başını o küçük deliğe daha çok yaklaştırdı.

"Hey!"

Fısıltısı dışardan pek duyulmuyor, yalnızca o deliğin ardına ulaşıyordu. Sağındaki ve solundaki mahkûmların gözünden öylece yere uzanmış gibi gözüküyordu. Burada zaman zaman olan istisnalar hariç kimse kimsenin umurunda değildi, bu yüzden dikkat çekecek son kişiydi Poe.

"Kes sesini, uyuyorum."

Sonunda cevap gelmişti. Poe'nun içindeki endişeler ve korkular dinerken "Neden cevap vermiyorsun?" diye sordu. "Kendimi deli gibi hissetmeme yol açıyorsun."

"Zaten öylesin." Ses hırıltılıydı ve zoraki çıkıyordu, buna rağmen umursamaz tavrını da koruyabiliyordu.

"Dünkü börekleri sana vermedim diye böyle yapıyorsun, değil mi?" Poe sıkılmıştı. Burada kim olsa sıkılırdı. Ki çoğu zaman Kaçık da sıkılmış olurdu, zaten bu sıkılma sonucu tanışmışlardı. Bu koskocaman hapishanedeki sekizinci ayını doldurmak üzereydi Poe. Ansızın hücresinin köşesinde küçük bir çatlak keşfetmiş ve oradan sesler duymaya başlamıştı. Başta yanıldığını sanmış fakat zamanla gerçekliğine ikna olmuştu. Ona göre gerçekti. Zaman zaman zihni onunla oyun oynuyor, şüpheye düşmesini sağlıyordu ama özünde inanıyordu. Deli olduğunu kabullenmektense düşük ihtimalli bir olayın gerçekliğine inanmak daha kolay geliyordu. Sonunda bu sese alışmış ve sürekli onunla konuşmaya başlamıştı. İkisinin de başka işi olmadığı için birbirlerine zihinlerindeki her şeyi döküyorlardı. Tabii Poe'nun zihni bazen ona fısıldıyordu: "Ya bu iki zihin de tek bir yerden çıkıyorsa?" Poe bunlarla baş etmeye alışmıştı.

2494 (Zaman Yöneticisi 2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin