13. Bölüm

930 113 460
                                    

Selamlar! Bugün Alexander'ı yavaş yavaş tanımaya başladığımız bir bölümle geldim. Umarım keyif alarak okursunuz.

Oylamayı ve düşüncelerinizi, eleştirilerinizi yorum olarak bırakmayı unutmayın<3

Keyifli okumalar dilerim^^

🪐

BARKIN"Geçmiş çoğu zaman davetsiz bir misafir olarak karşınıza çıkar; ya buruk bir gülümseme ya da hüzünle karışık donuk bir bakış armağan ederdi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

BARKIN
"Geçmiş çoğu zaman davetsiz bir misafir olarak karşınıza çıkar; ya buruk bir gülümseme ya da hüzünle karışık donuk bir bakış armağan ederdi."

MS 2512

Lider'in sorusuyla beraber isminin Alexander olduğunu öğrendiğimiz bu garip ihtiyarın getirdiği zambak fidanlarından birini alırken zihnim şüpheyle doluydu. Geçmişin unutulan köşelerinden çıkıp 2512 yılına geldiğimizden beri yaşanan hiçbir şeyi tam anlamıyla anlayamamıştım. Sanki burada karşımıza çıkan en küçük şey bile kafamızı karıştırmak için kurgulanmış bir oyunun iziydi. Üstelik hangisinde kötülük arayacağımızı da çözemiyordum. Toprak'ın ihanetini de gördükten sonra neyin iyi, neyin kötü olduğunu anlayamaz olmuştum.

Elimdeki fidan, yavaş yavaş kendini göstermeye başlayan çok güzel bir zambağa aitti. Alexander'ın gösterdiği yerlere dağılırken, Berin'le beraber birbirine yakın olan iki bölgeye geçtik. "Nasıl dikileceğini bilmiyorum." diye fısıldarken Berin bana döndü. "O adamdan da yardım almak istemiyorum." diye ekledim.

"Alma da zaten." dedi Berin bakışlarını Alexander'a çevirerek şüpheyle onu izledi. "Hiç içim ısınmadı."

"Garip biri." dedim aynı çatık kaşlarla. "Şu fidanları dikince ondan kurtulalım yeter."

"Gerçekten buna inanıyor musun?" diyen Berin toprağın üstüne bıraktığım zambak fidanına dokundu. "Hayatımıza giren hiç kimse öylesine girmiyor."

"Orası öyle." diye fısıldadım. "Yine de umut etmekten vazgeçemiyorum."

Berin önündeki toprağı kazarken devam etti: "Ben sana yardım ederim. Bitkilerle aram iyidir."

Gülümseyerek onun yaptığı gibi toprağı kazmaya başladım. "Özellikle de zambakları çok severim." diyen Berin zambaklara şefkatle dokundu. "Bana eski günleri hatırlatıyor."

Geçmiş için en büyük davetiye günümüzle ortak ayrıntıları paylaşmasıydı. Bu yüzden geçmişinin sizi nerede ziyaret edeceğini bilemezdiniz. Çoğu zaman davetsiz bir misafir olarak karşınıza çıkar; ya buruk bir gülümseme ya da hüzünle karışık donuk bir bakış armağan ederdi. Berin'in yüzündeki buruk gülümseme zihnine dolan anının güzel olduğu ya da daha sonra yaşadıklarının daha kötü olduğu anlamına geliyordu. Merkez'in yaptıklarını düşünülünce ne yazık ki ikinci çok daha mantıklı geliyordu.

2494 (Zaman Yöneticisi 2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin