Selamlar! Devrim niteliğinde bir bölümle geldim, olaylara tepkilerinizi çok merak ediyorum. Bu arada okunmalar 150'yi geçmesine rağmen oylar 25 civarında geliyor, ki bu çok çok az bir oran. Oylamayanlar da oylayarak emeğimin karşılığını verirse çok sevinirim...
Keyifli okumalar dilerim^^
🏢
MERKEZ
"Güç sonsuz değildir, eninde sonunda takviyeye ihtiyaç duyar. Onun zorlukla ulaşılan sınırlarına varan yalnız siz olsanız da zaman başkalarını da oraya taşır."MS 3042
Sakin kalmalıydı, soğukkanlılığını korumalıydı. Ruhunun sınırlarında inşa olan o kalın ve aşılmaz duvarlar şimdi parçalanamazdı, şu an olmazdı.
Ne var ki bunun, hiçbir zaman olmadığı gibi şimdi de olmayacağını zaten biliyordu. O Batı'ydı. Duygularını uzun yıllar önce dizginlemiş, onları öylesine derinlere gömmüştü ki artık var olduklarından bile emin değildi. Şayet var olsaydı da en son açığa çıkacağı an Asil'in ölüm anı olurdu. Onun ölümüne ancak sevinebilirdi. Eğer düşünmesi gereken meseleler ve içinden zararsız sıyrılması gereken bir cinayet olmasaydı tam şu an, bu koridorda kahkahayı basabilir, -varsa- vicdanında en ufak bir sancı bile duymazdı. Şimdilik bunu odasında rahat bir nefes verdiği ana erteledi.
Az önce bir cinayet işlemişti. Bir babayı oğlunun önünde öldürmüştü. Pabucumun babası, diye düşündü Batı. Bu lanet dünyadan gitmeden önce mi aklı başına gelmiş?! Son anında bile kendi menfaatinin peşinden koşarak oğlunu manipüle etmeye çalışıyordu. O aptal çocuk da sevgiye öylesine aç olmalı ki, iki kuru sözle ona kandı.
Onu duyguları olduğu için suçlayamazdı, hiç kimse bir Batı olamazdı sonuçta. Hiç kimse duygularını onun kadar geçmişe kurban edemezdi. Evet; bu, zaman içinde gelişmişti. Önceden de varlığı saydam olan duyguları yavaş yavaş görünmez olmuştu. Artık o da onları görmüyordu. O geceyi tekrar hatırladı fakat bu, yaşarken korkutucu gelen bir rüyayı anlatırken hissedilen basitlik gibiydi onun için. Çoktan etkisini yitirmişti. O gece iki cinayet işlemişti. Hem kardeş katili, hem kendi duygularının katili olmuştu.
Hikayesini kimse bilmiyordu. Şayet bilseler onun bir ruh hastası olduğunu söyler, Dünya Yöneticisi olmak şöyle dursun hastanelere kapatır ömrünün sonuna kadar onu orda çürütürlerdi. Batı için güç buydu. Güç, duygusuzluktu. Onun için işlenen bir dizi cinayetten ibaretti. Bunların her biri duygularını köreltmek içindi. Karşısına çıkan kendi ailesinden biri bile olsa acımazdı, vaktiyle bunu çok net bir şekilde kanıtlamıştı. Bu adam Asil gibi basit birine mi acıyacaktı?
Batı sorunlu zihninin ona sunduğu sorunlu düşünceleri yüzünden atmak üzere olduğu tiz kahkahasını bastırdı. Saniyeler içinde kafasının içinden geçen düşünceler silsilesi bulunduğu andaki meselelere dönmesiyle soldu. Şimdi onun için işin en eğlenceli kısmına sıra gelmişti. İşlediği cinayet için farklı bir senaryo kuracaktı, "katil" ve "Batı" kelimelerinin aynı cümlede bulunmadığı bir senaryo... Önce kendini, beynini ikna etti: Batı'nın az önce işlenen cinayetle hiçbir alakası yoktu. O tamamen tesadüfi bir şekilde orda bulunmuştu. Peki ama nasıl? Batı zihnini çalıştırdı. Çok geçmeden bir fikrin temel taşı başına düştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
2494 (Zaman Yöneticisi 2)
Fiksi IlmiahWattys 2020 Kazananı Zaman Yöneticisi serisinin ikinci kitabıdır. İlk kitabın devamı olduğu için önce "2512" adlı kitabın okunması önerilir. [TAMAMLANDI] - Zaman Yöneticisi Serisi - 2. Kitap İşte savaş başlıyor. Ruhu, zihni, hisleri, yalanlar, gerçe...