Wattys 2020 Kazananı Zaman Yöneticisi serisinin ikinci kitabıdır. İlk kitabın devamı olduğu için önce "2512" adlı kitabın okunması önerilir.
[TAMAMLANDI]
-
Zaman Yöneticisi Serisi - 2. Kitap
İşte savaş başlıyor. Ruhu, zihni, hisleri, yalanlar, gerçe...
Selamlar! Dayanamadım ve Ateş'in finalinden sonra hemen ikinci kitap finalini de yayınlamaya karar verdim. Karşınızda Zaman Yönetici serisinin 2. kitap finali!
Oylarınızı ve yorumlarınızı en çok bu bölüm bekliyorum<3
Keyifli okumalar dilerim^^
🪐
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(2. KİTAP FİNALİ)
BERİN "Onlar yıkılmaya mahkumdu çünkü nefret dolu kalplerin kapladığı cesetlere basarak yükselmişlerdi. Ve biz kazanacaktık çünkü adalet için savaşıyorduk."
MS 2508
Deneye götürülüyorsun Berin.
Beynimde yankılanan cümle sonumuzun yaklaştığını acımasız bir şekilde ifade ederken tepkimi yalnızca mimiklerime sığdırmaya çalıştım fakat her an patlamak üzere olan bir bombaya benziyordum. Kalp atışlarımı tüm bedenimde hissediyordum ve gerilim nefesimi kesiyordu. Zihnim donakalmış, düşünme eyleminden alabildiğine uzaktı. Kulağımdaki değişen sese odaklanıp ona anlam vermem birkaç saniyemi aldı: "Berin! Berin dikkatlice beni dinle!"
Konuşan yeni tanıştığımız hackerlardan diğeri olan Demir'di. Düştüğüm bu şok halinden çıkmamı sağladı ve beni peşinden sürükleyen kadına giden bakışlarım zihnimdeki çarkları döndürmeye yetti. Bir şeyler yapmam lazımdı, öylece teslim olamazdım. Deneye gidemezdim!
"Bir çözüm düşünüyoruz. Kurtulacaksın onların elinden, yeter ki telaşla hareket etme."
"Yalan söylediğine eminim." dedi beni götüren kadın sert sesiyle. "Dikkat çekme çabasına girmiş aptal bir kızın yurda yaydığı dedikodular yüzünden meşgul olmak beni o kadar öfkelendiriyor ki!"
Sessiz kalırken içinden şansımıza hakaretler ediyordum. O kadar çocuk içinden bizi bulan Ava denen bu sorunlu kız olmuştu. Ne diye geleceği gördüğünü tüm yurda yaymıştı ki! Hem sahiden de söyledikleri doğru muydu? Yoksa kadının söylediği gibi ilgi çekmek için mi uydurmuştu? Her iki ihtimal de içine düştüğüm durumun korkunçluğunu değiştirmiyordu.
Bir süre sessizce uzun koridorlarda ilerlemeye devam ettik. Kadının çenesi yine durmadı ve ateş saçan bakışlarıyla bana dönüp "Ama..." diye fısıldadı. "Eğer gerçekse..." Gizleyemediğim gerginliğim ve öfkemle sözüne devam etmesini bekledim. "Bu yeni bir devrim olur." Sonra gözlerinden saçtığı parıltı yok oldu ve yeniden bana öfkeyle baktı: "Yalan söylüyorsun tabii ki. Geçmiş, adı üstünde geçmiştir; dolayısıyla bilinebilir ve değiştirilebilir ama gelecek bilinemez. Hayır, hayır söylediklerin tamamen yalan! Bu yüzden de yurdu karıştırmanın bedelini ödeyeceksin seni küçük aptal!"
