1.5K 110 32
                                    

Kim Jisoo

Yatağa uzanmış onu bekliyordum. Eğer bilinmiyen numara oysa gelicekti. Yani geliceğini söylemişti.

Saat gece 12'ye geliyordu. Hala bir iz yoktu. Ben de gelmiceğini düşünerek yatağa giriyordum ki bir hışırtı duydum. Arkamı döndüğümde karşımda sırıtıyordu. Ne zaman gelmişti ki. Oda onun parfümü ile dolarken konuşmaya başladım.

"Ne zaman geldin?Ödümü kopardın."

"Sizi korkutmak istemezdim prenses özür dilerim."

"Bugün bana mesaj atan sen miydin?"

"Belki evet belki hayır ya da evet o bendim. Uzun sürdü açıkçası bulman. Zeki sanardım seni Jisoo'm."

"Ukalalık etme! Sen niye beni takip edip duruyorsun?"

"Seni her saniye özlüyorum. Bende her saniye seni takip ediyorum. Beni göremezsin ama ben seni görüyorum. Aynı bugün ki gibi."

"Beni takip etmezsen sevinirim!"

"Ama ben üzülürüüümm :("

"Bebeklik yapma hiç tatlı değilsin."

"Jennie'ye öyle yapmıyorsun ama!"
"Ben de öpücük istiyorum!!"

"Ne hayır ben seni tanımıyorum bile! Hem seni sevmiyorum!"

"Kalbimi kırıyorsun Jisoo. Ben seni çok seviyorum."

"Ama ben seni sevmiyorum ve sevmicemde!"

"Sen BENİMSİN Jisoo!"

Birden üstüme yürümeye başladı.

"Bir tek benim kimsenin değil! Sana dokunan, sana yaklaşanlara ne olduğunu gördün Jisoo!"

"Sehun'dan mı bahsediyorsun! Ve başka kişiler de mi var?!"

"Onun adını ANMA! Ve evet o ve bir çoğu!"

Korkudan her yerim titriyordu. Bu adam bir deli!

"Ne..e daha kaç kişiyi öldürdün sen! Se..en sen delisin!"

Boğazımı sıkarak beni havaya kaldırdı. Boğazım acımaya başlamıştı.

"Ben bir deliyim DOĞRU ama ben senin için deliyim Jisoo. Ben seni seviyorum, sen sevmesende benimsin!"

Artık göz yaşlarımı tutamıyordum. Canım çok acıyordu. Ağladığımı görünce elini gevşetti ama hala boğazımı tutuyordu. Zar zor konuştum.

"İmkansız! Be..en senin değilim. Seni sevmiyorum. Tanımıyorum b..bile!"

Dediklerimden sonra elini çekti. Bu sefer de yanağımı tuttu. Ve beni kendine çekti. Hala sinirliydi ama.

" İmkansız diye bir şey yoktur Jisoo. Eninde sonunda benim olucaksın."

Konuşmasını birirdikten sonra dudaklarımı öpmeye başladı. Hırsla öpüyordu. Ondan tiksiniyordum. Böyle bir insan nasıl var olabilir. Ne kadar itmeye çalışsamda olmuyordu.

Dudaklarını çektikten sonra burnunu boynuma koydu. Kokumu içine çekmesi beni etkiliyordu. Ama ondan hala tiksiniyordum. Sonra kafasını çekip eliyle göz yaşlarımı sildi.

"Özür dilerim meleğim. Canını yaktım. Özür dilerim."

Boynumu öpmeye başlamıştı. Ama ağlıyordu. Boynumu öperken ağlıyordu? Bu nasıl bir insan! Bir yaptığı diyerini tutmuyor!

"Çok özür dilerim birtanem. Ben kendimi tutamadım. Seni seviyorum lütfen beni affet!"

Bu nasıl biriydi böyle. Hem canımı yakıyor hem de özür diliyordu. Birden sinirle onu ittirdim. Yüzün de pişmanlık vardı. Gözleri kızarmıştı. Onun yüzünü görmek beni tiksindirmişti.

"GİT BURDAN SENİ GÖRMEK İSTEMİYORUM! SENİ SEVMİYORUM!AFETMİCEM DE! BİR DAHA GELME!"

Birden bağırınca kafasını eğerek geldiği gibi gitti. Bu adam hayatıma girdi gireli her şeyim dağılmıştı.

Boynuma bakmak için banyoya gittim. El izi çıkmıştı. Hafif morluklar da vardı. Kafamı dağıtmak için sıcak bir suya girdim. Kendimi toparlamam gerekiyordu...

———————————
Taehyung kafayı sıyırdı. Kendisinin piskolojik sorunları var. Artı olarak yandere damarı bastı. Haraketleri bu yüzden bir yaptığını diğeri tutmuyor. Taehyung ne kadar iyileşmeye çalışsada olmuyor. Belki de ilacı Jisoo'dur. Sonraki bölümlerde her şey ortaya yavaş yavaş çıkacak.

Şimdilik hoşçakalın 🤗

「You will be mine」• VsooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin